"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."
21 : 09
18°
25°/12°

Piyasalar

10840,5 3516,6
36,638 39,887
10840,5 3516,6
36,638 39,887

Bir romana başlamak - Ân diyarı (117)

Ali HAKKOYMAZ
15 Mart 2025, Cumartesi
“Gözleri bahar rengindeydi. Tedirgin bir dünya taşıyor gibiydi bakışları. Mart güneşi gibi ellerimden tutuyor; gidelim, buralardan gidelim, diyordu.

Nereye gidecekti/k?! Her tarafta ayrılık her tarafta ölüm vardı. 

Bir müddet sustular. Mevsimi dinlediler; birbirinden habersiz. 

Dünyanın bir yere -işte bu oturdukları yere- sığıştığını, dünyanın küçüldüğünü; yok, yok; bu küçücük mekânın büyüdüğünü ikisi de gördü.”

Bilgin Abi, şu benim bitmeyen tembelliğimden mi yoksa gerçekten okumanın, yazmanın zorluğundan mı kitaba, kaleme, deftere istediğim o arkadaşlıkta olamayışım?

Mesela bir romana nasıl başlayabilirim denemesi diye bir çalışma yukarıdaki çalışma. Arkası gelmedi. 

Erteye kalan; arkaya kalır, atasözü her ân yürürlükte demek. Onun için, başlanınca uçlanır, denmiş bir yandan. 

Başlamaların o derin çekiciliği dalgalanarak devam ettiğinde işin bittiğini görmenin sevincini aynalarda seyretmek az şey mi!

Dikkatlerin parçalandığı bir çağda yaşamanın faturası gün gün ağırlaşıyor. İnsan kendisine kalsın istenmiyor. Aklını birileri, kalbini başkaları paylaşmak istiyor. Sen sana kalmadıktan sonra nerde kalacaksın ki?!

İnsan dediğin kendi kendisiyle konuşabilmeli. Bu kolay değil elbet. Cesaret ister bir insanın kendisiyle aynada göz göze gelmesi. Kendisini imtihan etmesi, hesaba çekmesi. Hele bir baş başa kalsın insan kendisiyle; neler düşecek aynaların sırrına. Bir “sır” gibi yaşayanların sırlarını sıyırmadan dünyayı terk etmeleri insanlık adına kayıp demekti. 

Selim Ali, pırıl pırıl günlerin, yıldızlı gecelerin notunu tutmalısın. Yoksa ömrünün sonunda kocaman bir boşluğun içinde kaybolduğunu ya da bir uçurumdan yuvarlanır gibi olduğunu göreceksin. 

Romanlar, hayatımızın eksik bıraktığımız yanlarını doldurmaya çalışırken geleceğe ve geçmişe parantezler açar. Ve yaşanamamışlık güzellikler adına ne varsa bir hıçkırık bir gözyaşı önümüze düşer. Yani hem yaşadığımız hem de yaşamadığımız neler bir film şeridi gibi hayalimizde döner durur. 

Yazsam hayatım roman olur, sözü bir esprinin ötesinde hakikati anlatır. Ve yazabilirseniz roman da olur. Ama yazmak kolay değil. Okumak ondan da zor. 

Düşünmek okumakla başlar, diyordu Bilgin Abi. Yazmak, düşüncenin kalıplara dökülmesi değil mi?! Resim yapmak şekillenmesi; beste, düşüncenin  sese dönüşmesi…

Her gün hattâ her ân giriş, gelişme, sonucu olan bir roman Selim Ali; yaz bunları yaz!

Okunma Sayısı: 555
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı