"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur daireleri, meslek ve meşrebi belirlenmiştir

Ali FERŞADOĞLU
15 Şubat 2021, Pazartesi
Nur hareketi içinde yer alan, aklı başında ve samimî birisi, şöyle bir iddiada bulunamaz:

“Falanca bahisler, tefsirler” yazıldı; mecbûrsunuz okumaya! Okumayanların icâzetleri çöpe atılacaktır, mesleğimiz adına konuşma hakları kalmayacaktır.” 

Zira, Risale-i Nurlar’da meslek ve meşrebin bütün umdeleri belirlenmiştir. Onun haricinde meslek ihdas etmek, haddini aşmak olur! Önce, meslek ve meşrebin ne olduğuna bakalım ve sonra bu sathî iddiayı ele alalım: 

Meslek; usûl, tarz, tutulan yol, davranış, doktrin ve sistem demektir. Özellikle Risale-i Nur’da meslek ve meşrep; hareket tarzı, anlatım üslûbu ile içtimâî, siyasî hayatta konjonktürel değil, “prensibe dayalı” duruşu da ifade eder.  

Diğer tarafta Risale-i Nur dairesinde yer alacakların özelliklerini Bediüzzaman yoruma meydan vermeden anlaşılacak şekilde belirlemiştir. 

Şöyle ki: “Dostun hassası ve şartı budur ki: Katiyen Sözlere ve envâr-ı Kur’âniyeye dair olan hizmetimize ciddî taraftar olsun ve haksızlığa ve bid’alara ve dalâlete kalben taraftar olmasın; kendine de istifadeye çalışsın. 

Kardeşin hassası ve şartı şudur ki: Hakikî olarak Sözler’in neşrine ciddî çalışmakla beraber, beş farz namazını edâ etmek, yedi kebâiri işlememektir. Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin.” (Bediüzzaman, Mektubat, 329) 

Bu özellikleri şahıs kendisi kazanır, başkası icazet vererek değil! Kimse kimseye, “Sen dost, sen kardeş, sen de talebesin!” diye icazet vermek makamında ve yetkisinde değildir. 

Görüldüğü gibi, Nur dairesinde makam ve mevkiler yoktur. “Eğer mesleğimiz şeyhlik olsaydı, makam bir olurdu veyahut mahdut makamlar bulunurdu. O makama müteaddit istidatlar namzet olurdu. Gıptakârâne bir hodgâmlık olabilirdi. Fakat mesleğimiz uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz. Uhuvvetteki makam geniştir; gıptakârâne müzâhameye medar olamaz. Olsa olsa, kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur, hizmetini tekmil eder.” (Bediüzzaman, Lem’alar, s. 170) 

Evet, bunların haricinde kimsenin yeni meslek, meşrep, ölçü ve kıstasları ortaya atmak hakkı da, haddi de değildir! 

Okunma Sayısı: 1325
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı