Bediüzzaman Said Nursî geçen asır başında doğuda aşiretler arasında gezerken Meşrûtiyeti Şeriat’a tatbik etmek ve medrese yoluyla mehasinini göstermek istediğini telif ettiği Münâzarât isimli eserinden anlıyoruz.
“Evet, aşairde meşrûtiyeti incitecek niyet yoktur. Fakat istihsan edilmezse istifade edilmez. O daha zarardır. Hasta, tiryaki zehrâlûd zannetse, elbette istimal etmez’’ 1 diyor.
Üstad bununla bütün doğuyu gezerek o zamanın şartlarında meşrûtiyet ve hürriyetin güzelliklerini halka anlatmıştır. Yani halkın arasına girerek insanların ayağına gitmiş ve hizmet etmenin faziletini bizzat yaşamıştır. O günlerin mahrumiyet şartlarında her yeri gezmiş ve her şeyi anlatmıştır.
O seneler ve o günler üzerinden yıllar geçti. Allah’a (cc) şükür bugün artık İman ve Kur’ân hizmetleri her tarafta inkişaf ederek neşv ü nema bulmuştur.
Bugünün mamuriyetin şartları içinde ise Risale-i Nur’la iman ve Kur’ân’a hizmet etmeye daha çok ihtiyaç olduğu için bu zamanın imkânlarıyla iman ve Kur’ân’a daha çok hizmet etmeyi gerektirmektedir.
Üstad Lem’alar isimli eserin Yirmi Altıncı Lem’asında ise aynı hakikate şu şekilde işaret etmektedir: “Bu zamanda Nurlarla hizmeti imaniye, her tarafta, ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celp etmekle olur.’’ 2
Üstelik Üstadın doğuyu gezdiği yıllarda henüz daha Risale-i Nurlar telif edilmemişti. Şimdi ise Risale-i Nurlar hem vücutta hem bunlarla iman ve Kur’ân’a hizmet edenler ve hem imanını kurtaranlar ise bu dünyada dahi sanki Cennetteler.
Evet, Üstad Kastamonu Lâhikası’nda: “Risale-i Nur’a hizmet ise imanı kurtarıyor’’…. diyor ve devamında:
“Çünkü iman saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için, bir mü’mine küre-i arz kadar bir saltanatı bâkiyeyi temin eder’’2 der. İşte şimdi birine iman hakikatını kazandırma ve bu hakikat ile ahretini kurtarmanın tam zamanıdır.
Öyle ise şimdi hizmet için evden dışarıya çıkmanın tam zamanıdır. En az bir insanın Risale-i Nurlar’la imanını kurtarmak için, eline bir kitap tutuşturma ve dünyasını ve ahretini nurlandırmalıdır. Haydi hizmete koş!
Dipnotlar:
1- Münâzarât s, 289-290.
2- Hizmet Rehberi s, 144.