Evlilik de dahil olmak üzere din, hayatımızın her alanına girer. Sonra, din; iman ile amelle bir bütündürler. Üstad Bediüzzaman Şuâlar isimli eserde “Din yalnız iman değil, amel-i salih dahi dinin ikinci cüz’üdür’’ 1 diyor.
İslâmiyet hak ise, iman da hakikatidir. İkisi dinin bütününü teşkil ederler. Belki de meşhur “din-i bütün Müslüman” sözü buradan geliyor.
Üstad yine Münâzarât’ta “Zira uyanmış bir beşer, kâinatın tehacümüne karşı istinad edecek ve gayr-ı mahdud âmâline neşvünemâ verecek ve istimdatgâhı olacak noktayı, yani din-i hak olan dâne-i hakikati elde etmezse yaşamaz’’ 2 diyor.
Aynı şekilde buradan da İslâmiyet (din) hak ve iman ise İslâmiyet’in “dane-i hakikat’’leridir.
Bediüzzaman Said Nursî’nin Tarihçe-i Hayatı’nda Isparta Hayatı sonundaki Tahliller’de Eşref Edip’e vermiş olduğu mülâkatı her bir Nur Talebesini düşünmeye sevk etmektedir. Bilhassa “…Ben, cemiyetîn imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, ahretimi de…’’ sözleri bir asra yakın geçen ömrüyle bize maddî ve manevî değerini ders vermektedir.
Âcizane bana göre o zamanda bir Nur Talebesinin Üstad’ın yapmış olduğu hizmetiyle bir kişinin imanını kurtarması mühim kul haklarından sayılabilir.
İşte bunun için her bir Nur Talebesi en az iman hakikatlerine muhtaç bir kişinin Risale-i Nur’la imanını kurtarmayı kendine vazife olarak bilmeli ve öyle kabul etmelidir.
Evet, Üstad “Risale-i Nur’a hizmet ise imanı kurtarıyor’’… 3 diyor.
…”Çünkü iman saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için, bir mü’mine bu küre-i arz kadar bir saltanat-ı bâkiyeyi temin eder.’’ 4
Eğer bir insanın farz olan iman hükmündeki dinî vecibeleri tehlikede ise sünnet hükmünde olan evlilik hayatının anlamı ve kıvamı olmaz. Her şeyde olduğu gibi evlilik hayatı da imanla anlam kazanır ve imanla varlığı devam ettirebilir. Selâmlar ve duâlarla...
DİPNOTLAR:
1- Hizmet Rehberi s. 60.
2- Münâzarât s. 196.
3- Hizmet Rehberi s. 144.
4- A.g.e s. 144.