Geçen hafta ‘devleti baba yerine koyup herşeyi ondan beklediğimizi yazdık.
Nedir bu baba yerine koyduğumuz devlet?
Devletin doğuşu, insanlık tarihinde önemli bir gelişmedir. Devlet, ortaya çıktığı binlerce yıldan bu yana toplumda en belirleyici otorite olmuştur. Toplumda en üstün güce sahip temel kurum olan devletin oluşumunda söz konusu olan siyasî gücün merkezileşmesi, toplumdaki değişim süreçlerinde yeni dinamikleri ortaya çıkarmıştır.
Bugünkü anlamda ve aşağıda sayılacak belirli unsurlardan oluşan modern devletler ilk olarak on altıncı yüzyılda ortaya çıkmaya başladılar.
Çağdaş toplumlarda devlet en üst otorite ile güçlendirilmiş en önemli kurumdur. Siyasal kurumların en iyi örgütlenmiş olanıdır. Toplumun birlik ve düzenini sağlamak amacıyla üstün ve tek taraflı yaptırım uygulama gücü ve zor kullanma yetkisi vardır. Bu amaçla polis, jandarma ve silâhlı kuvvetler gibi kurum ve güçler devletin emrindedir.
Devlet kısaca, belirli bir insan topluluğunun, belirli bir toprak parçası üzerinde egemenlik sağlamasıyla oluşan ve hukukî kişiliğe sahip devamlı bir teşkilât olarak tanımlanır.
Bu tanımdan anlaşılabileceği gibi devlet olmak için gerekli olan üç unsur vardır:
Ülke denilen bir toprak parçasının olması.
Toprak parçası üzerinde yaşayan bir insan topluluğunun olması.
Toprak parçası üzerinde yaşayan insanların o toprak parçası üzerinde egemenliğinin olması.
Bu üç unsurun bir arada görülmediği toplumlar devlet sayılmaz. Devlet siyasî bir birlik olduğu için her şeyden önce devleti kuran ve egemenliği elinde bulunduran insanlar arasında kültürel bir birlik olması gerekir. Ancak kültürel birlik, devletin yaşaması için yeterli değildir.
Tarihte görülen bir çok iç savaş, kültürel birliğin devletin kurulmasında yeterli olmadığını göstermiştir.
Ayrıca bir örgütlenmenin devlet olarak nitelendirilebilmesi için egemen olmak ve bu egemenliğin diğer devletler tarafından kabul edilmesi veya tanınması önemlidir, fakat ‘tanınmak’ şart değildir. Tanıma, sadece uluslar arası alanda diğer ülkelerle ilişki kurmak için gerekli bir işlemdir. Tanımayan devlet, söz konusu örgütlenmeyi ‘devlet’ saymadığı için siyasî veya ekonomik herhangi bir ilişki kurmada muhatap olarak kabul etmez.
Bir tüzel kişilik olarak soyut bir varlık olmakla birlikte devletin yukarıda sayılan üç unsurundan başka resmî dil ve bayrak gibi somut sembolleri de vardır.