Bu başlıklı son yazımızda dış politikaya dair bazı esas prensipleri ortaya koymaya çalıştık.
Şimdi gelelim Putin’e ve Müslümanlarla ilişkilerine…
Putin’in, kendisini destekleyen Rusya Müslümanlarını ve bilhassa Ukrayna saldırısında güçlerinden faydalandığı Çeçenleri, dinlerine ve kültürlerine takılmadan cesaretleri ve sadakatleri sebebiyle desteklediği ve övdüğü açık. 1991 sonrası Çeçenistan’ın bağımsızlığı konusunda yaşanmış olan iç çatışmalar ve Rus-Çeçen gerilimleri de maziyi anlamak bakımından önemli. Bu konuda Dışişleri Bakanlığının da bir masasının olduğunu varsayıyoruz.
Öte yandan, bu siyasi manevranın, Bediüzzaman’ın “Rus mekteb-i harbiyesinde talim ediyor” dediği ve “şehadetnamelerini (diplomalarını) aldıktan sonra her biri bir kıt’a başına geçecek, adil pederleri olan İslamiyet’in bayrağını afâk-ı kemalatta temevvüç ettirecek (dalgalandıracak)” diye müjde verdiği -İslamın iki bahadır oğlu olan- Kafkas ve Türkistan kahramanları üzerindeki etkisinin ne yönde olduğunu iyice tahlil etmek gerekir.
Bu maksatla ortaya bazı deliller koymaya çalıştık.
Yardım ricamız üzerine konu ile ilgili bir ön araştırma yapan Rusça uzmanı akademisyen Zübeyir kardeşimiz, Putin’in aşağıdaki beyanlarını, “Rusya İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu” internet sitesinden tercüme etti.
Merak edenler için linki:
https://russia-islworld.ru/main/10-samyh-izvestnyh-vyskazyvanij-vladimira-putina-ob-islame/
Putin’in Çeçenistan Cumhuriyeti Parlamentosu birinci oturumu açış konuşmasından bazı cümleler (12.12.2005):
“İnsani ideallere dayanan ve evrensel bir din olan İslam dinini itibardan düşürmek imkansızdır.”
“Rusya, İslam dünyasının çıkarlarının her zaman en sadık, güvenilir ve tutarlı savunucusudur. Rusya, her zaman en iyi ve güvenilir partner ve işbirlikçidir.”
“İslam, büyük dünya dinidir; Rusya’nın geleneksel dinlerinden biridir. Biz, İslam’ı destekliyoruz ve destekleyeceğiz.”
“Kafkasya’ya gelip, Kur’an’a saygısızca davranan bir insan on para etmez.”
Putin’in İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile görüşmesinde söyledikleri (07.07.2006):
“İslam dünyasıyla ilişkilerin geliştirilmesi, devletimizin iç politikasının önemli önceliklerinden biridir. Çünkü dünyanın mezhep ve medeniyet ilkelerine göre bölünmesi, ekonomik ilkelere göre bölünmesinden daha tehlikelidir.”
Putin’in Rusya Müslümanları Manevi İdare Merkezi’nin 225’inci yılı dolayısıyla yapılan tören toplantısındaki konuşmasından (22.10.2013):
“İslam, Rusya’nın kültür kodlarının berrak unsuru, Rusya kültürünün ayrılmaz, organik parçasıdır. Ortak Vatanımızın şanını oluşturan devlet ve toplum insanı, bilim insanı, girişimci, sanat ve kültür temsilcisi, kahraman asker birçok Müslüman kimsenin adını biliyor ve hatırlıyoruz.”
Putin’in Moskova Ulu Camiinin açılışında söyledikleri (23.09.2015):
“Yüzyıllar boyunca ülkemizde aydınlanmacı İslam geleneği gelişmiştir. Rusya’da çeşitli halklar, dinler, barışçıl bir biçimde bir arada yaşamaktadır. Kuşkusuz, İslam ümmetinin yararlılığı muazzamdır.”
“Rusya’nın Müslüman liderleri, cesaretle ve korkusuzca otoritelerini kullanarak aşırıcı propagandaya karşı çıkıyorlar. Bu insanlara büyük saygı duyduğumu ifade etmek istiyorum; onlar, gerçekten, kahramanca işlerini yapıyorlar ve kayıplar veriyorlar.”
Putin’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 70’inci dönem toplantısında söyledikleri (28.9.2015):
“Müslüman manevi liderlerine seslenmek istiyorum: Şu anda hem otoriteniz, hem de öğütleriniz çok önemli. Yasa dışı silahlı örgütlere dahil edilmeye çalışılan insanları, düşünülmemiş adımlardan korumak gerekmektedir.”
En önemlisi de Putin’in, Rusya Müslümanları Manevi İdaresi adı verilen akredite kuruluşun müftüleriyle görüşmesinde (22.10.2013) söylediği şu sözlerdir:
“Rusya’nın, İslam dünyasının ayrılmasında ya da parçalanmasında menfaati söz konusu değildir; aksine, İslam birliğinin güçlenmesi için tutarlı, sağlam bir hat oluşturmaktadır.”
Bu açıklamaların değerlendirilmesine gelince…
Putin’in bu açıklamaları dinî bir saikle yani şahsi inancına ilişkin olarak değil devlet başkanı sıfatının gerektirdiği politik bir sebeple yaptığı konusunda bizim pek bir şüphemiz yok. (Bu kötü ya da yanlış bir şey değil elbette.).
Nitekim biz ilk yazımızı yayına gönderdikten bir gün sonra yani 22.08.2024’te Çeçenistan’da Hazreti İsa Camiinin açılış törenine katılan Putin’in Kur’an’ı öpüp hürmet ettiğini ve Çeçenistan’ın dinî ve dünyevî liderlerini takdir ettiğini gösteren bir video internette yayıldı.
O videoyu da Zübeyir Kardeşimiz tercüme etti.
Çeçenistan Müftüsü ve Müslüman Dinî İdaresi Başkanı Salah Meciyev’in Putin’e söylediği şu sözler önemli:
“Çeçen halkı adına her şey için size minnettarız. Yaptığınız her şey için teşekkür ediyoruz. Siz sadece dinî değerlerin savunucusu değilsiniz, aynı zamanda ailevî, manevî, tüm insanî değerleri de savunuyorsunuz. … Bu değerlerin koruyucusu sizsiniz. Evet, evet, evet. Hakikati söylüyorum. Geleneksel dinlerin temsilcileri olan sizler, gerçekte çokuluslu halkı, tüm geleneksel değerleri savunuyorsunuz. … Bu sizin halka karşı, Çeçen halkına karşı, İslam’a inanan diğer halklara karşı misyonunuz, dolayısıyla bu çok önemli; Ramazan Kadirov’un (Çeçen lideri) poligonda bize gösterdiği marifetlerinden daha önemsiz değil.”
Aynı ziyarette Meciyev Putin’e “Dünya, iki kısma bölündü. İyilik, kötülükle savaşıyor. Elhamdülillah, biz iyiliğin tarafındayız, bu iyiliğe siz önderlik ediyorsunuz.” diyor.
Müftü Meciyev “biz iyiliğin tarafındayız” derken sadece “biz Müslümanlar” demiyor, “Rusya devleti de iyiliğin tarafında” demek istiyor. İyi-kötü kavramlarının içinde genel ahlak ve LGBT meseleleri ile hürriyet ve muhalefet hakkı konusu da var mı tam bilemiyoruz.
Buna karşılık hemen ardından Putin’in Çeçenistan Lideri Ramazan Kadirov’a bakarak ve onu kast ederek “benim iyi yardımcılarım var. … Hakiki ve korkusuz yardımcılar” demesi de önemli.
Putin’in bu “iyi, hakiki ve korkusuz” yardımcılara ne hesabına ne yaptırdığı, Ukrayna’nın AB ve NATO ile ilişkileri, AB’nin ve onun Avrupa askerî alanındaki destekçisi NATO’nun bir “şer projesi” olup olmadığı gibi hususları ise şimdilik sonraya bırakıyor, delillere ve uzmanlarına havale ediyoruz.