Mehmet isimli okuyucumuzun yorumu:
“Neoliberal özgürlük anlayışı maalesef fıtrat karşıtlığı ve sınırsız hürriyet anlayışı. Her türlü ahlakî, imanî değeri alt üst etmek. Putin Rusya’sının her ne kadar tam istediğimiz manada demokrasi ile idare edilmiyor olsa bile İslâm âlemine hep yarayışlı politikaları oldu. Bence küresel dinsizleri hem deşifre etme anlamında hem de onların tahriplerine mani olmakta müsbet icraatlar sergiledi.”
Cevabımız:
Bu beyanlarınızın delillerini de görmek ve göstermek isteriz.
Mesela Putin’in İslâm dünyasına faydaları nelerdir?
Mesela “küresel dinsizler” dediğiniz -ve içini sizin doldurmanızı beklediğimiz- kişilere ve gruplara karşı Putin ve yönetimi neler yapmıştır?
***
“Doğu Batı” rumuzlu okuyucumuzun yorumu:
“Neo-liberalizmi hürriyet mi kabul edeceğiz? Üstadımızın hürriyet tarifinde sefihlere yer var mı? Önce inkâr-ı ulûhiyetle savaş mı, yoksa sübjektif kalan despotluk mu? Hakikaten kafamız karıştı. Yani Kamala Harris ve dinsiz ekibini mi destekleyeceğiz?”
Cevabımız:
Birinci ve ikinci sorunuzu cevabı belli. İlk yazımızda vardı.
İnkâr-ı ulûhiyete karşı savaş meselesine gelince; Hazreti İsa ve Hazreti Mehdi buluşması sembolizasyonu ile bilinen Müslüman ve Hristiyan diyalogunu ve bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve İspanya Başbakanı’nın himayesinde kurulan ve halen pasif de olsa faaliyetini sürdüren Medeniyetler İttifakı Enstitüsü’nü gözden uzak tutmamalıyız. Putin’in ve yönetiminin bu Enstitü’ye karşı tavrı nedir? Bilgi ve kaynak verirseniz duyurmak isteriz.
Putin’in despotluğunun “sübjektif kaldığını” yazmışsınız. Objektif tecrübe için bir muhalif olarak Rusya’da yaşamanızı ya da Rus Muhaliflerini izlemenizi tavsiye ederiz.
Harris’in ekibinin “dinsiz” olduğunu yazmışsınız. Bunun anlamı ve delilleri nelerdir? Zira aynelyakin bildiğimiz kadarıyla ABD’de dinî hayat oldukça canlıdır ve dinsiz olan ve bunu deklare eden bir ekibin halktan oy alması en az bizdeki kadar zordur.
Öte yandan biz ABD’de değiliz ve oy kullanmıyoruz ama unutmayalım ki orada Harris’i de Trump’ı da destekleyen Müslümanlar var. (Ayrıntılar için geçen haftalarda yayınlanan “ABD seçimleri bizim neyimiz olur” başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.)
***
Pelin Kurukahveci isimli okuyucumuzun yorumu:
“LGBT karşıtı olmak özgürlük karşıtı olmak değildir. Avrupa’da erkek erkeğe evlenenler midenizi bulandırıyordur eminim. Rusya’yı ve Putin’i LGBT’ye karşı tavrından dolayı tebrik ediyorum. Avrupa’da hatta dünyada LGBT’ye karşı böyle bir tavır gösteren bir devlet var mı?”
Cevabımız:
Gelecekte Türkiye’de devletin LGBT konusunda tavrı değişse ve siz bugünkü fikirleriniz sebebiyle cezalandırılmaktan korktuğunuz için Türkiye’den çıkmak isteseniz Avrupa ya da ABD’ye mi yoksa Rusya’ya mı kaçarsınız? Samimi cevabınız sorunuzun da cevabıdır.
***
A. Yılmaz isimli okuyucumuzun yorumu:
“Neoliberalizmin ne tür bir fazileti olduğunu bir yazı ile izah etmenizi istirham ederim sayın hocam. Bu yazıda neoliberalizm güzellemesi gördük ama niteliğine dair bir açıklama göremedik. Neoliberalizm anlattığınız kadar güzel bir şeyse biz de bilmek, tanımak isteriz.”
Cevabımız:
Neoliberalizm akımının “faziletli” olduğunu düşünüyor değiliz. İlk yazımızda onu “mahza güzel” bir şey olarak anlatmadık. Kelime anlamından başlayarak pozitif bir giriş yaptık.
Zira biz, dünyadaki ilk liberaller olan Ahrarlar’ı ve onların devamı olan demokratları muktesidane sever ve destekleriz. Siz bu akım hakkında birincil kaynaklardan objektif ve ayrıntılı bilgi verirseniz biz de okur ve “burası iyiymiş” ya da “bu kısmını beğenmedim” deriz. Hatta onlarla ilgili fikrimiz negatife de dönebilir. Şimdilik net bir tavrımız yok.
Ama şu da bilinmeli: Hürriyet düşmanlarının, Ahrarların Rafızilerini gözümüze sokup gözümüzü ve gözünüzü boyamasına izin vermeyeceğiz.
***
İrfan isimli okuyucumuzun yorumu:
“Dış dünyada dönen olaylardan gerçekten bîhabersiniz. Bilmeyerek o dinsiz cereyanlara yardım ediyorsunuz. Suriye savaşlarında Anadolu Ajansının verdiği haberleri vermek gibi. İnsanlık dehşetli deccalizmin uluhiyeti inkâr pençesi altında parçalanıyor ve siz -bilmeden diyelim, inşallah öyledir- onlara karşı savaşanlara cephe alıyorsunuz. Süfyanı tanıyorsunuz belki ama global deccali tanımazsanız farkında olmadan onların değirmenine su taşımış olursunuz. Rabbim bizleri idrak eden kullarından eylesin, o azlardan olalım inşallah.”
Cevabımız:
Hasbelbeşer yanlış yazmaktan ve yanlış yön vermekten Allah’a sığınırız. Zira biliriz ki hasbelkader bulunduğumuz metbuiyet makamı hatarlıdır. Dualarınıza ve desteklerinize daima muhtacız.
Anadolu Ajansının haberlerini verme meselesini anlayamadık. Uluhiyeti inkar edenlere karşı savaş açanlara cephe almaktan Allah’a sığınırız. Yanlışımızı izah ederek gösterirseniz vazgeçeriz.
Bir de bu tür konularda hiç iddialı olmadık. Köşemizin adı bile “akıl misafiri”! Aklınızın ev sahibi sizsiniz. Meşveret niyetiyle ve idrakimize yardımcı olmanız için yazıyoruz. Gerekmedikçe hüküm vermekten kaçıyoruz. Köşemiz makul çizgideki herkese açık. Sizden ve bütün okuyucularımızdan bilgi, yorum ve izahat bekliyoruz. Delilleriyle ve net olarak.