Ayrıntıları önemli değil, ama profesörler arasındaki bir hiyerarşiyi ifade ediyor ve ordinaryüs profesör hiyerarşide daha yüksekte bir profesör.
Eskiden, 1971 öncesinde bu unvan verilirmiş. Bu unvana sahip profesörlerden şimdi hayatta kalan galiba kimse yok.
Biz profesörler arasındaki bu basamaklandırma sisteminin bu gün yeniden getirilmesini teklif ediyoruz.
Sebepleri şunlar:
Üniversiteler çoğaldı. Profesörlerin sayısı da çoğalıyor. Profesör olmak eskiye nazaran daha kolay.
Kalite ile kantite arasındaki ters orantı kuralının da neticesi olarak genel kalite hızla düşüyor. O halde kaliteyi profesörleri kendi içinde sınıflandırarak muhafaza etmek lâzım.
Doktorasını bitiren akademisyen kısa sürede yardımcı doçent oluyor. Böylece akademik hayatında talebelik bitiyor ve en kıdemsizinden hoca (yardımcı doçent) olma hakkı başlıyor. Bir yardımcı doçent ortalama beş yılda doçent oluyor. Doçent de beş-altı yıl sonra profesör olabiliyor.
Profesör olan, ölünceye kadar profesör kalıyor. Yarış bitiyor. Tembellik başlıyor. Bir unvanı ölünceye kadar tepe tepe kullanan, ama bir şey de üretmeyen çok sayıda profesör var.
Ehliyet sınavını bile beş yılda bir yenilemeyi düşünüyoruz da bir profesörün profesörlük kapasitesinin devam edip etmediğini denetlememiz gerekmez mi?
Elbette gerekir. Yollarından biri de önüne basamak koymaktır.
Profesör taş ustası değil ki, genci makbul olsun. Ama uygulamada yeni profesörler çeşitli sebeplerle kıdemli profesörleri zorlamaya çalışıyor. Yani öğretim üyeleri arasında olması gereken yumuşak hiyerarşi, profesörler arası hiyerarşisizlik sebebiyle bozuluyor.
O halde bu hiyerarşiyi hiç değilse basamaklandırma yaparak yeniden kurmak lâzım.
Üniversiteleri sınıflandırıyoruz. Kategorize ediyoruz. Sıralandırıyoruz. Hocaları neden sıralandırmayalım. Üniversitelerin akademik belkemiği durumundaki profesörleri de en azından kaba hatlarla da olsa sınıflandırmak gerekmez mi?
Gerekir. Yollarından biri de profesörler arasında bir unvan farkı oluşturmaktır. Ordinaryüslük bunu sağlar.
Bu teklifimizin üniversitelerin koordinasyonundan sorumlu YÖK tarafından ve her üniversiteden rektör ve bir temsilci profesörün iştirakiyle oluşan ve üniversite sisteminin çatı örgütü sayılan Üniversitelerarası Kurul tarafından tartışılmasını isteriz.