"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kılıçdaroğlu’nun ahı ve uyanık emekliler

Ahmet BATTAL
08 Ağustos 2024, Perşembe
Yazımızın ilk başlığı “sosyal güvenlik sistemi nasıl çöktü” idi.

Vazgeçtik. Zira, “hayır çökmedi, ayakta duruyor ve hatta yürüyor” diyecek olanlara söylenebilecek fazla bir şey yok.

Onlar için uygun bazı fıkralar var ama ona da gerek yok. Rencide etmeyelim ki konforları bozulmasın.

Onlar için uygun hikâye ve menkıbeleri ise köşe ortağımız İbrahim Aktaşcı kardeşimiz güzel güzel anlatıyor.

“Sistem ayakta duruyor” diyecek olanlar, herhalde, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) sosyal güvenlik ve emeklilikle ilgili gece gündüz çalışır ve hatta koşar (running) haldeki bilgisayar sistemini kast ediyorlardır!

O koşuyor da, nereye koştuğu belirsiz…

Mesele şu:

Sistem, yıllarca çalışıp prim ödemiş ve hak etmiş olanı gönül rızasıyla emekli olmaya teşvik edebiliyor mu?

Ve hayatının kalanını çalışmak zorunda kalmadan geçirmesini garanti edebiliyor mu?

Emekli ikramiyesinin zaman içindeki reel değerinin düştüğünü herkes söyleyebilir.

Emekli aylıklarının asgari geçim şartları için yeterlilik seviyesi de belli:

Emekli, aldığı emekli maaşıyla ancak kendisinin ve eşinin günlük ihtiyaçlarını karşılayabilir. Para biriktiremez. Evinin ve varsa arabasının rutin küçük bakımlarını dahi yaptıramaz. Mecburi sigorta ve vergilerini ancak öder. Yeni bir beyaz eşya alamaz. Bir tatile çıkamaz. Uzak yere seyahat edemez. Dostunun ve akrabasının düğününe hediye ile gidemez. Torunlarının bayram hediyesini ancak bozuklukla verir.

Aynı durum devletin sosyal desteklerinden faydalanan gariban vatandaşlar için fazlasıyla geçerli.

Aktüerya hesabı bilenler şunu söylüyorlar:

“Sisteme ödenen primle sistemden çekilen emekli ödemesi arasında bir denklik yok”.

Gelinen noktanın zahir sebebi nedir?

Sistem dışı çalışıp üreten yabancıların kamu maliyesine verdiği yük bir bahane olamaz. Zira AB fonlarından gelen paraları bile dalga dümen oyunlarıyla adeta “iç eden” bir hükümetimiz var.

Mesele EYT ile de ilgili elbette. Zira yetmişlik emekliye de ellilik oğluna ya da kızına da emekli maaşı ödeyen sistem aslında yetmişlik ihtiyara diyor ki “sana vereceğimin yarısını çocuğuna veriyorum, bunu o istedi, sen de razı ol”.

Sistem o emekli ihtiyarın çocuğuna da diyor ki “ana babana vereceğimin yarısını sana veriyorum, ister çalışma ve bununla idare et ve istersen de çalış ve eline geçenleri ana babanla bölüş!”

Bunun sorumlusu Madagaskar Hükümeti!

Öyle görünüyor ki ödenmiş olan primler bir kara delik tarafından yutuluyor ve başka yerlerde dışarı atılıyor.

Elbette bu denksizlikte en önemli faktör enflasyon. Bunun da sorumlusu Tazmanya Hükümeti!

AKP’li işçi, esnaf ve emekli bile, sohbetlerinde “Erdoğan’ı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ahı tuttu galiba” diyor.

Gerçekten, Erdoğan her seçimde, Kılıçdaroğlu’nu gözden düşürmek için “SSK’yı batırdı, ülkeyi de batırabilir, güvenilmemeli” deyip durdu. Bu iddianın ne kadar doğru olduğunu, dolduruşa hazır boş seçmen elbette düşünüp sorgulamadı. “Bir de muhatabını dinleyip anlasaydık da Erdoğan’ın hükmünü ondan sonra tasdik ya da nakzetseydik” diyemedi.

Ama gelinen noktada hem emeklilik sistemini ve hem de ülkeyi batıran, Erdoğan’ın tek adam rejimi oldu. Ve bunun doğruluğunu test etmeye ihtiyaç kalmadı.

O günlerde Erdoğan’a aldananların gözü şimdilerde açıldı ama bu kere de iş işten geçti.

Okunma Sayısı: 2399
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    8.8.2024 15:45:16

    Seyfi kara mustear isim ile ve imalı yorumlar ile aynı yorumu Kazım Güleçyüz yazısına da yapmışsınız. Yeni Asya cemaatinin esas maksadı Kılıçdaroğlunu iktidara getirmek olmadığı gibi yaverlerine de sahip çıkmak değildir. Namık tan ın yaptığı hatalarına neden sahip çıkacak. Millet ittifakı bir geçiş dönemi olarak düşünüldü, kazansaydı her partinin içindeki ve dışındaki demokratlar bir araya gelip güçlenerek ve tek adam rejiminden çıkıp hür ve demokratik bir ülke olma gayretiydi, nasip olmadı, nasılsanız öyle idare edilirsiniz hadisini musaddak olduk. Kılıçdaroğlu partisinin geçmişteki hataları dan dolayı Türkiye ve asıl vatandaşları ile hellallaşmak vb musibetten hareketinden dolayı da takdir edildi. Bir kısım art niyetli insanlar Yeni Asyayı illa chp taraftarı gibi göstermeye ve safi kalpli insanları da ikna etmeye çalışıyorlar.

  • Hüseyin İlhan

    8.8.2024 12:27:14

    Erdoğan 'istismar,iftira ve mirasyedi gibi ülkeyi yiyip bitiren,normalde yavaş da olsa yürüyen sistemi felç edip yürüyemez hale getirendir. Mesela bizim nesil daha çocuk yaşta çalışma hayatına atılan ve SSK'lı olup emekli hakkını kazananlarız. Ancaaak bizler SSK'ya prim ödediğimiz dönemlerde 'SSK çalışanlarına maaş dışında mesken sahibi olabilmeleri için 10 yıl vadeli,2 milyon faizsiz kredi veriyordu.Bu o zamanki meskenin % 50-75 gibi bir miktarının karşılığıdır., Şu an ise bırakın SSK devletin 70000 taşınmazı satılır,yapılan köprü,otoyol,h.alanalrı ve şehir hastahaneleri güya yap işlet diyerek yapılıyor denilse de bu işler için devletin hazinesinden milyarlarca dolarlar haksızca yandaş ve iktidara aktarılıyor.Mesela şehir hastahaneleri için neden yılda 60 milyar kira ödeniyor.

  • Müjdat Bayar

    8.8.2024 09:20:35

    Haklısınız ama bugün 70 yaşında olanların çoğu 40'lı yaşlarda emekli oldu. Onlar da gençken maaş almaya başladılar. Sistem sakat.

  • Burhan Kula

    8.8.2024 01:18:27

    Aldananların az bir kısmının gözü açıldı Ahmet hocam, çoğu hala Hürriyet, Adalet, Meşveret olmadan sorunların çözülemeyeceğini anlamadı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı