Abdullah Tivnikli Vakfı himayesindeki İstanbul Eğitim ve Araştırma Merkezi (İSAR), Türkiye Genel Sosyal Saha Araştırmasının birincisini (Turkish General Social Survey - TGSS) yapmış ve sonuçları paylaşmış.
Zübeyir Nişancı ve M. Tahir Kılavuz’un editörlüğünde hazırlanıp “Türkiye’nin Toplumsal Haritası: TGSS 2024” adıyla yayınlanan 232 sayfalık ayrıntılı rapordaki sonuçlar 2615 kişiyle yapılan bir saha çalışmasının ürünü.
Katılımcılardan çeşitli kimlik gruplarına kendilerini ne kadar yakın veya uzak hissettiklerini 0-10 arası bir ölçek üzerinde değerlendirmeleri istenmiş.
Yüksek yakınlık dereceleri ile değerlendirilmiş olan ilk üç kategori şöyle: Müslüman 7,93, Türk milliyetçisi 7,78, Atatürkçü 7,21. Şaştınız mı?
Orta düzeyde yakınlık gösterilen kimlikler de şöyle: İslâmcı 6,81, Dindar 6,67, Laik 6,55, Muhafazakâr 5,52, Sünni 5,43.
Diğerleri de şöyle: Sağcı 4,58, Solcu 3,52, Feminist 3,1, Alevi 2,19, LGBT+ hakları savunucusu 1,29, Şii 1,06, Deist 0,99, Ateist 0,72
Editörlere göre, bu sonuçlar toplumda dinî ve milliyetçi kimliklerin güçlü bir aidiyet alanı oluşturduğunu, ideolojik ve azınlık gruplarına yönelik aidiyetin ise daha zayıf olduğunu gösteriyor.
Zannediyoruz editörler “demokrat”lığı sormayı da sordukları Atatürkçülüğe ilginin bu kadar yüksek çıkmasının anlamını ve sebebini değerlendirmeyi de unutmuşlar!
***
Şimdi bazı notları paylaşalım ve kısa kısa yorumlayalım.
1. Katılımcıların ancak %53’ü hayatlarından genel olarak memnun. %18 hayatından memnun değil ve %29’u kararsız.
Genel görünüş yani eski karnelerdeki adıyla toplumun hâl ve gidişi “zayıf”. Aynı cevaplar dünyanın “yarıştığımız” ülkelerinde nasıl çıkardı acaba?
Cevabı şurada: Katılımcıların %81’i Türkiye’ye güçlü bir aidiyet hissettiğini belirtmiş, ancak %49’u fırsat bulduğunda yurtdışında yaşamak istediğini ifade etmiş.
2. Katılımcıların ancak %52’si önümüzdeki beş yılda hayatlarının daha iyi olacağına inanıyormuş.
Raporu yazanlar, bu rakamdan, her nasılsa “toplumun genel anlamda iyimser bir bakış açısına sahip olduğunu göstermektedir” sonucunu çıkarmışlar!
3. Ankete katılanların %40’ı kış aylarında yeterince ısınamadığını ifade etmiş.
Doğalgaz arayışlarına ve “buluş”larına devam…
4. Anketin gerçekleştiği Mayıs-Haziran 2024 itibariyle ekonomiden genel bir rahatsızlık görülmüş. Son 12 ayda ekonominin kötüye gittiğini düşünenlerin oranı %83’ü bulurken, iyileşme algısı yalnızca %7 seviyesinde kalmış.
Üstelik katılımcıların %61’i, önümüzdeki 12 ayda ekonominin daha da kötüye gideceğini öngörmüş.
Bu durumda halkın %52’sinin önümüzdeki beş yılda hayatlarının daha iyi olacağını söylemiş olmasının sebebini şöyle tahmin edelim: “İktidar gidince rahatlamaya başlayacağız!”
5. Katılımcıların %94’ü Allah’a inandığını belirtmiş ve bu grubun %89’u inancını kesin ve şüpheye yer bırakmayan bir şekilde ifade etmiş.
6. Ramazan ayında oruç tutma oranı %76. Kadınların %54’ü dışarıda düzenli olarak başörtüsü takıyor.Katılımcıların % 40’ı her zaman ya da sık sık namaz kıldığını belirtirken, %24’ü ara sıra, %36’sı ise nadiren kılarım veya hiçbir zaman kılmam demiş. Kadınlar erkeklere nazaran, yaşlılar gençlere nazaran daha musalli.
Ancak eğitim seviyesi yükseldikçe namaz kılma sıklığı azalıyormuş. Bu vahim. Takke sallandı.
7. Katılımcıların büyük çoğunluğu din ile siyasetin ayrı tutulması gerektiğini (%82) savunmuş. Bunların yanı sıra anayasanın ve medenî hukukun İslâmî referanslarla uyumlu olmasını destekleyen önemli bir kesim (%56) de varmış.
Oransal olarak bu iki grubun kesiştiği göz önüne alındığında toplum içinde azımsanmayacak bir kesimin laikliği ve dinin toplumdaki rolünü birbirine tamamen zıt olgular olarak görmediği ortaya çıkmış oluyormuş.
Aaah didar-ı hürriyet….
8. Avrupa Birliği %32 ile uluslararası kurumlar arasında en yüksek olumlu algıya sahipken IMF %13 ile en düşük olumlu algıya sahip yapı olmuş.
Ayrıca Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik destek nisbeten yüksek seviyelerde (%56) imiş ve yalnızca %22’lik bir kesim üyeliğe karşı çıkıyormuş.
Bu iyi bir kaldıraç…
9. Türkiye’de en çok güven duyulan kurumlar ordu (%72) ve polis teşkilatı (%59) iken, siyasî partiler (%8) ve dinî cemaatler (%12) gibi yapılara olan güven oldukça düşük çıkmış.
Takke yana eğildi…
10. En çok güven duyulan meslek grupları öğretmenler (%67) ve doktorlar (%66) olarak öne çıkarken, siyasetçiler (%6) toplumda en düşük güvene sahip grup olmuş.
Ve takke düştü!