Şehir içi yollarda araçlar için yapılan alt geçitlere “bat-çık” ya da “battıçıktı” deniyor.
Güzel bir isim. Hem de ufuk açıcı! Bunlardan Ankara’da çok var. Biri de Beştepeler mevkiinde konuşlandırılmış olan geçici cumhurbaşkanlığı külliyesinin alt tarafındaki dört şeritli yoldaki bir geçit. Keskin virajlı bu geçidin girişlerine iri harflerle yazılmış olan isim de çok ilginç: “Cumhurbaşkanlığı Alt Geçidi.” Bu isim AKP’nin son on altı senede devleti nereden alıp nereye getirdiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı denilen kurumun adı her önüne gelenin her önüne gelen yere verebileceği bir ad mıydı eskiden? Şimdi ne oldu da böyle oldu! Cevap belli: Devletin kalitesi çok bozuldu. Külliyenin çevresindeki gariplikler bununla bitse yine iyi.
Devletin en ciddi kurumu olması gereken cumhurbaşkanlığı kurumunun Beştepeler’deki binasının hemen altında Ankara’nın yeni eğlence merkezi Ankapark’ın açılışı için hazırlık yapılıyor. (Uygun bir yerel seçim arefesinde açmak ve oy devşirmek için işi ağırdan aldıkları çok belli oluyor). Tam bir “altı kaval, üstü şeşhane” durumu yani. Ya da tam bir plansızlık örneği. Bir terslik daha var: Külliyenin dört tarafı dört şerit yol olarak planlanıp inşa edildi. “İtibardan tasarruf olmaz” denildi ve ihtişamlı kapılar ve duvarlar ona göre yapıldı. Ama On Beş Temmuz menhus hadisesinden sonra Külliye’nin Doğu yönündeki yol trafiğe kapatıldı. Bir proje değişikliği ile bu yol yol olmaktan çıkarılıp saraya dahil edilseydi mesele yoktu. Hayır, sadece trafiğe kapatıldı. Bu kapatma işi için de elbette gecekonduvarî malzemeler kullanılıyor. Yani tam bir gecekondulaşma ve plansızlık örneği.
Hatta gecekondulaşmanın saraylıcası da denebilir. İtibar yerlerde! Külliyenin üç kilometre batısındaki bir Bakanlık binasının üç şeritli yoldan keskin U dönüşü ile başlayan girişini görünce “tüy de dikmişler, tamamdır bu iş” dedik. Hem de düşünün ki bu bakanlık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Cumhurbaşkanlığını başka nelere alet ediyorlar biliyor musunuz? Mesela ön camında bir stikır olarak cumhurbaşkanlığı forsunu bulunduran bir araç, üstelik de sivil plakalı bir araç, Ankara’daki bütün resmî kurumlara sorgusuz sualsiz girebilir. Var mı hesap soracak olan? Yok. Sebebi suistimal. Devleti de cumhurbaşkanlığı makamını da. Ama o makamda oturan bile makamını suistimal ederse diğerleri ne yapmaz ki?
Geçen gün, değer verdiğimiz birinin hatırı için, Saray’a beş yüz metre mesafedeki AKP genel merkezinin hemen arkasındaki bir düğün salonuna gittik. (AKP kaymağını yediği tahmin edilen işletmeci koca işletmede mescit için doğru dürüst bir mekan bulamamıştı. Salonun bir köşesinde perdeyle ayrılmış bir küçük mekanda bangır bangır müzik sesi altında namaz eda etmeye çalışmak çok zor geldi.). Bu düğün salonuna girişte cumhurbaşkanlığının forsunu kolunda arma olarak taşıyan trafik polisleriyle karşılaştık. Sebebini anlamaya çalıştık. “Önde AKP binası var ya o yüzden” dediler. Biz de içimizden “pes” dedik. Şimdi soralım: Partili cumhurbaşkanının bizi getirdiği getireceği yer bu mu olmalıydı? Evet, bu kadar acaiplik yeter. Haydi gayret. Önce Cumhurbaşkanlığını bu bat-çıktan kurtaralım. Sonra da “milletin ittifakını” demokraside ittihada çevirelim. Var mısınız?