Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletinde Ulaştırma Bakanı Jo Haylen, bir hafta sonu, arkadaşlarıyla öğle yemeği yemek için bakanlık şoförüne uzun bir yolculuk yaptırdığının öğrenilmesinin ardından özür dilemiş. Ama muhalefetin istifa çağrılarını reddetmiş.
Guardian’a göre yolculuk aslında 25 Ocak Cumartesi sabah 08:00’de başlayıp akşam 20:50’de sona ermiş, ama “iş günü içerisinde iş gezisi” olarak kayda geçmiş.
Resmî araç Sydney’den yola çıkmış, Haylen’ı ve arkadaşlarını yaklaşık 100 kilometre kuzeyde bir kasabadaki tatil evinden alıp Sydney’e getirmiş, sonra akşam geri götürmüş ve Sydney’e dönmüş.
Haylen yemek dahil 13 saat süren 446 kilometrelik yolculuk için 750 dolar zaten ödemiş. Ancak bakan, iş ortaya çıkınca yaptığı açıklamada, eylemlerinin mevcut yönergelere uysa da kamuoyu nezdinde doğru olmadığını dile getirmiş ve etkinlik için şoföre ve diğer gerekli mercilere ekstra ödeme yapacağını bildirmiş.
Bakan Haylen, neden özel araç çağırmadığı sorusu üzerine, “Yanlış bir karar verdim. Geri dönüp baktığımda bunu yapmamam gerektiğini anlıyorum, uzun bir öğle yemeği yedik, yiyip içtik. Ancak soru, öğle yemeğine nasıl gidip geldiğimiz. Bunu yanlış yaptık. Ben yanlış yaptım.” demiş.
Muhalefet, bakanı istifaya çağırıyormuş ancak Haylen bu istifa çağrısını reddediyormuş: “Burada bir hata yaptım ve bu yüzden özür diliyor ve bedelini ödüyorum. Hiç kimse mükemmel değildir.”
***
Uzaktaki o zavallıların “mükemmeller ülkesi”nden haberleri yok.
Avusturalya uzak, ama “mükemmel bakan” ihraç etmemiz açısından uygun bir ülke olduğu anlaşılıyor.
Zira bizde “mükemmel bakan” da “mükemmel bakan adayı” da çoktur.
Avusturalya iyi kamu yönetimi açısından örnek almamız gereken bir ülke değil.
Olsa olsa onlar bizden örnek almalı. En iyisi bizde.
Meselâ bizde bakanlar muhalefet tarafından istifaya davet edilemiyor.
Edilseler dahi edemiyorlar!
Zira bizde bakanlar padişahımızın emir kulları.
Göreve de o atıyor görevden de o atıyor.
Atarken de atarken de atayan Tek Atanın rızası yeterli oluyor.
Atanan kullarının rızası gerekmiyor.
Görevden affını talep etmeye cesaret edebilen ve af talebi kabul edilen Berat Albayrak gibi bakanlar oluyor bazen.
Ama çoğu zaman af talebi kabul edilmiyor ve görevde kalma cezası sürdürülüyor. Hapiste kalma cezası gibi. Ki zaten doğrusu bu! Süleyman Soylu gibi.
Hem meselâ bizde bakanlar, genel müdürler, iktidardakiler, iktidar partilerinin vekilleri, belediye başkanları… Özür de dilemiyorlar.
Dilemek isteseler de dileyemiyorlar. Yasak.
Çünkü bizde padişah da seçtikleri de kusursuzdur.
Onlar insan değil melektir.
Avusturalya mı burası?
Burası AKMHP’li melekler ülkesi.
Muhalifler ise şeytan. Haza şeytan.
İstifa da onlara yakışır yargıdan ceza da…
Yargı dediğin başka nedir ki?