Kardeşlik rabıtaları, dünya ve ahiret hayatının, birbirine bağlanmış urvetü’l- vüskası, yani kopmaz ve koparılamaz bir ipidir.
İman gözü, esir maddesinden galaksilere kadar kâinat âlemlerine ve ta saadet-i ebediyenin cennet köşklerine kadar, her biri Kâinat Sultanı’nın taklit edilmez bir mucizesi ve ilahi sırlarla dolu bu bütün mevcudat arasındaki bu kardeşlik rabıtalarını, hikmetle okur ve okutur. Kur’an tefsiri Risale-i Nurlar’ın birçok eseri bu rabıta ve kardeşliğin tecelli ve izahlarıyla doludur. “Arkadaş! İman bütün eşya arasında hakikî bir uhuvveti, irtibatı, ittisali ve ittihad rabıtalarını tesis eder.” (Mesnev-i Nuriye/ Katre)
Bu kardeşlik rabıtalarını iman ve hikmet gözüyle okuyup gören, bu kadar çok kardeşleriyle bir arada bulunmanın kendisine kazandırdığı huzur-u daimesi ile elbette dünya ve ahiretini gül- gülistana çevirir. Yani “mevcudâtı, kendileri hesâbına hizmetten azlederek, Fâtır-ı Zülcelâl hesâbına istihdam edip, Esmâ-i Hüsnâsının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimâl ederek, mânâ-i harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzûr-u dâimîye girmektir; her şeyde Cenâb-ı Hakk’a bir yol bulmaktır. Elhâsıl, mevcudâtı mevcudât hesâbına hizmetten azlederek, mânâ-i ismiyle bakmamaktır.” (Mektubat s. 780)
Kur’an nurlarının tercümanı Bediüzzaman, kardeşlikle âlakalı hakikatlere “İnnemel mü’mine ihvetün” Ayeti ve bununla ilgili birçok ayet ve hadisten aldığı ilhamla, hepsinin ilahi san’atın mucizeleri olması hasebiyle, ehl-i imana, iman kardeşliği, diğer insanlara insanlık kardeşliği, diğer mevcudata da mevcudat kardeşliği gibi çok geniş ve zengin bir açıdan bakarak tefsiri yazmıştır. Elbette bu kardeşliğin en küçüğünden en büyüğüne şubeleri vardır. Kardeşlik, Kur’an nurlarını daha çok okuyarak, bu kardeşliği anlama hakikatinde birlikte yol almaktır. Yazıya ilham kaynağı olan ise, şahs-ı manevi ile birlikte, Nurları devamlı okuma hizmetlerinin tebliğinde görevli Adana Nur Kahramanlarından bir kardeşimizle aramızda geçen bir muhaveredir: Sabah namazı evvelinde, seher vaktinin mübarek bir anında, Adanalı kardeşlerin takip ettiği 2023 Risale-i Nur Okuma Programının bittiğini görüp kardeşimize, programın 2024 yılı devamını mesaj ekinde Adana’daki kardeşlere göndermesini hatırlattım; aramızda geçen latif muhavere şöyle cereyan etti:
-Kardeş, 2023 Risale-i Nur Okuma Programının devamını kardeşlere bir atalım.
-Selamünaleyküm, abi zaten budur. Sözler’den başlıyorsunuz.
-Kardeş, o zaman Mevlana gibi dönüp dönüm okuyacağız. Hızlı dönenler bir bakmışsın evc-i âlaya doğru uçup gitmiş; geriye dönenler var; dönemeyenler var, vs...
-Abi, bu program 2027’ye kadar geçerlidir. Nisan ayında siz, önceki programı tamamlayıp, yeniden sözlerden başlayacaksınız.
-”Okuduk Nurları, okudukça okuduk; tekrar tekrar okuduk, döndük Mevlâna gibi... Hep birlikte okuyarak Nur külliyatını bitirelim, tekrar dönüp tekrar okuyalım, tâ kıyamete ve son nefesimize kadar... Kabirlerimizde de okumaya devam edelim; ta Cennet bahçelerine kadar. Nasip olur varırsak, o hiçbir dünya gözünün görüp hayallerin bile yetişmekte aciz kaldığı Cennet bahçelerinin en muhteşem gül ve çiçeklerinin Kur’an Nurları’nın harf, kelime ve cümlelerindeki yüksek hakikatlerinden gelip, Cennet bahçelerine dikildiğini göreceğiz. Rabbim cümlemizi o bahtiyarlardan kılsın! Ne mutlu bu rü’yete nâil olanlara…
-Abi o zaman maşallah sen fazla okuyorsun, çabuk bitirmişsin yeniden başlayacaksın, kazanç çok fazla gibi...
-Estağfurullah kardeş; nasip olur kazanırsak, şahs-ı manevimizle hep birlikte kazanacağız. Birimiz hepimiz; hepimiz birimiz... (Biraz da gülümseyelim) Çünkü biz hepümüz aynı tavanun hamsüleriyiz…