Ali Bey: “Kudüs meselesinin, ‘Cemahir-i İslâmiye’nin İttifâkı’ hususunda hayırlı sonuçlar çıkaracağı kanaatini taşıyabilir miyiz? Ayrıca ahir zamanda Yahudi-Müslüman savaşına işaret eden hadisler de var. Bu konuda neler söylenebilir?”
MUSİBETLERİN TETİKLEDİĞİ BİRLİK YOLU
İslam dünyası, İslam birliğine giden zorlu bir dönemeçten geçiyor. Kader-i İlahî İslam âlemini böyle bir hayırlı sonuca doğru adeta sürüklüyor. Emirle, ikazla, sözle, dersle olmadı; musibetlerle, şefkat veya zecr tokatlarıyla, tabir caizse dayakla yol inşallah İslam Birliğine doğru gidiyor. Art arda yaşanan musibetler Müslümanları birlik olmaya, birbirine müzahir olmaya, birbirinin derdiyle dertlenmeye itiyor. Bu hayırdır. Dilerim Rabbim bu birlik rahmetini pahalıya satmaz.
İslam İşbirliği Teşkilatının, Olağanüstü Kudüs Gündemiyle derhal toplanması ümit vericidir. Birlik beraberlik her zaman düşmana caydırıcı olacaktır. Esas olan bu birlik beraberliğin akıllı bir yol haritasıyla, sabırla, insicamla devam etmesidir. Bu inşallah düşmana diz çöktürecek, mevzi kaybettirecek, dost ülkelere de özgüven ve cesaret verecektir. Bu birliğin getirisi çok fazladır: Haklı davasında diplomasi yolunu ardına kadar kullanabilir, BM’i arkasına alabilir, dünyayı yanına çekebilir ve silaha gerek kalmadan çok etkin bir caydırıcılık performansı sergileyebilir.
Musibetlerden hayırlı neticeler çıkarmak akıllıca bir iştir. Nitekim Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: “Musibet şerr-i mahz olmadığı için, bazen saadette felâket olduğu gibi, felâketten dahi saadet çıkar.”1 Dileriz ki bu felâket, saadet çıkaran felâketten olsun ve âlem-i İslam’ın birlik ve beraberliğinin, insicamının, saadetinin, ittihad-ı İslam’ın vesilesi olsun.
MÜSLÜMANLAR BARIŞÇIDIRLAR AMA...
Ahir zamanda bir Yahudi-Müslüman savaşından bahseden ve bu savaşta Yahudilerin mağlup düşeceğinden haber veren hadisler vardır. Demek Siyonist Yahudilerden kaynaklanan böyle musibetler, cinayetler, soykırıma varan katliamlar, siyasi manevralar bir Yahudi-Müslüman savaşının fitilini ateşleyecektir. Ve bu savaş da onların sonu olacaktır.
Yoksa Müslümanlar barışçıdırlar. Durduk yere savaşmazlar.
Savaş çığırtkanlığı yapmayalım. Ama görünen köy buna işaret ediyor. Resulullah Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Bir gün gelecek, Müslümanlar Yahudilerle harp edecek ve Yahudileri kırıp mahvedecektir. Hatta onlardan bir Yahudi, bir taş arkasına saklansa, taş parçası dile gelerek: ‘Ey Allah’ın kulu! Yahudi işte arkamdadır. Onu da öldür!” diyecektir. Ebu Hüreyre’den gelen bir diğer rivayet de şöyledir: “Müslümanlarla Yahudiler arasında kanlı bir savaş olmadıkça kıyamet kopmaz.”2
İŞİMİZİ KOLAYLAŞTIRDINIZ
Esasen öyle zannediyorum ki, bu hadisten Yahudiler de haberdardırlar ve hırçınlıklarının ve haddini aşmışlıklarının altında bu korku yatmaktadır. Akıllarınca bu uzlaşmaz ve iflah olmaz tutumla önlem alıyorlar ve Müslümanlara ceza veriyorlar. Oysa bu tutumla ecellerini çağırıyorlar! Ne demiş atalarımız: “Eceli gelen köpek cami duvarına…” Bunlarınki Mescid-i Aksa duvarı…. Demek ecelleri yakındır!
İsrail devleti kurulduktan sonra Türkiye’ye büyükelçi ataması yaparlar. Büyükelçi Türkiye’ye gelir gelmez Türk dışişlerine bir hoca ile görüşmek istediğini bildirir. Yetkililer de onu Konyalı Mehmet Vehbi Efendi’ye götürürler. Çünkü Mehmet Vehbi Efendi hem tefsir yazmış, hem de milletvekilliği yapmış bir zattır.
Büyükelçi, Mehmet Vehbi Efendi’ye der ki:
“Peygamberiniz, “Bir gün gelecek, yeryüzünde bir tek Yahudi kalmayacak. Bir taşın arkasına saklansa taş dile gelip haber verecek.” Diyordu. Bak biz yok olmadık. Filistin’de devlet kurduk.”
Mehmet Vehbi Efendi şöyle cevap verir: “Ben o hadisi çok düşündüm: ‘Ya Rabbi senin peygamberin ne söylemişse doğrudur. Ama bu iş çok zor olacak. Yahudiler bütün dünyaya dağılmış bir halde. Biz bunları nasıl bulacağız?’ derken bir gün Filistinde bir Yahudi devletinin kurulmaya çalışıldığını ve dünyanın her tarafına dağılan Yahudilerin Filistin’e göç ettiğini öğrendim ve çok sevindim.”
Büyükelçi: “Niçin sevindiniz?” diye sorunca da, Mehmet Vehbi Efendi:
“İşimizi kolaylaştırdınız. Bizim bütün dünyayı dolaşmamıza gerek kalmayacak. Bir araya toplandınız. Biz de sizi topluca milletlerin başına bela olmaktan kurtaracağız.” Der.
Dipnotlar: 1- Sünuhat, s. 56. 2- Sahih-i Buhari, 8/1232