Baba Ocağı Şartı Nedir?
Seferîlik hükmü, yola çıkan yolculara gösterilen dinî bir ruhsattır. Belirli şartları vardır. Bu şartlara takılan herkesin, dilerse ve ihtiyacı varsa, uyabileceği kolaylıklar ihtiva eder.
Baba ocağı bu şartların neresindedir? İçinde var mıdır?
Baba ocağı aslında bu şartların içinde yoktur. Ancak ekmeğini, parasını vs. babasından alan, nafaka olarak babasına bağlı yaşayan bir çocuk için baba ocağı ikamet yeridir. Evlenip ayrılmış ve gurbete düşmüş olan bir çocuk, ara sıra babasından yiyecek bir şeyler gelse de, baba ocağı ikamet yeri sayılmaz. Namazlarını eğer ihtiyaç hissederse seferi kılabilir.
İhtiyaç hissetmez ise, seferilik hükümleri devam ettiği halde, seferi kılmayıp tam da kılabilir. Bunda bir sakınca yoktur.
Ruhsatın Muhayyerliği
Seferde ihtiyaç yoksa namazı tam kılmak, yani kısaltmamak, yani seferilik hükümlerinden yararlanmamak günah olmadığı gibi, mekruh da değildir. Çünkü burada emre itaatsizlik yoktur.
Diğer bir husus, aynı sefer içinde ihtiyaç olduğu vakitlerde yararlanması, ihtiyaç olmadığı vakitlerde yararlanmaması da mümkündür. Kafana göre mi takılıyorsun denilmez. Mesela yolculuk esnasında, sıkıntılı zamanlarda namazını kısaltması, geniş zamanlarda namazını tam kılması mümkündür. Nitekim konuyla ilgili emirde tercih şansı verilmiştir. Emir şöyledir: “Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size bir kötülük etmesinden korkacak olursanız, namazdan kısaltmanızda size bir günah yoktur.”1
Bu âyette seferde ihtiyaç varsa namazı kısaltmaya izin verilmiştir. Bu nedenle ihtiyacı olmayıp da namazı kısaltmayanlara günah işledikleri veya ibâdetlerinin mekruh olduğu söylenmez. Nitekim Şafîi mezhebinde fetva bu yöndedir: Sefer illeti vardır. Namaz kısaltılabilir. Ancak bu caizdir. Yani namazı kısaltmak ya da kısaltmamak, vahiy sahibi tarafından kişinin tercihine bırakılmıştır.
Mekruh Olan Nedir?
Hanefî mezhebine göre mekruh olan, seferde namazı kısaltmaya izin verilmişken, verilen bu genişlikten bilhassa dar zamanlarda yararlanmayıp, gaile ve telaş içinde namaz kılmaktır. Çünkü insan kendisini namaza veremeyecek, içinde bulunduğu yol endîşesi, korku ve tehlike gibi zorluklar namazdaki huzurunu bozacaktır.
Nitekim abdest bozma ihtiyacı varken namaz kılmak da, akşam yemeği hazırken namaza durmak da yine bundan dolayı mekruhtur. Çünkü abdest bozma ihtiyacı hisseden kişi namazda huzursuz olacağı gibi, aç kişi de namazda yemekle meşgul olacaktır.
Bu örneklerde olduğu gibi, kezâ, otobüsü kaçırma endîşesi yaşayan seferî birisinin, bu sırada namazını kısaltmayıp tam kılması yol endîşesini artıracağı ve namazdaki huzurunu bozacağı kesindir. O halde seferde ihtiyaç varken bu Kur’ân izninden yararlanmalıdır. Fakat kişi yolda endîşe yaşamadığında veya varacağı şehre vardığında, söz gelişi, Ankara’dan Isparta’ya geldiğinde Isparta’da kaldığı bir haftalık süre içinde ihtiyaç hissetmediği zamanlarda namazını tam kılabilir. Bunda hiçbir sakınca ve günah yoktur. Mekruh da değildir. Namazını dilerse tam kılabilir ve tam kıldığı takdirde dört mezhebe göre de namazısahihtir.
Bu kişinin, sefer illeti varken, ruhsatın kendisi için devam ettiğini bilmesi yeterlidir. Çünkü ihtiyaç hissettiğinde başvurma hakkı saklıdır.
Dipnotlar:
1 Nisâ Sûresi: 101