Fikret Çalışkan: “Sûr’a üflenir ve Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış bekliyorlar.”1 Bu ayette geçen “Allah’ın diledikleri” kimler olabilir?”
Kıyamet Gerçeği
Kur’ân birçok ayetiyle kıyametin kopacağından bahsediyor. Resulullah Efendimiz (asm) kıyametten haber veriyor. Müspet ilimlerin birçoğu kıyametten haber veriyor. İnsanlar kıyamet haberlerini tasdik ediyorlar ve kıyameti bekliyorlar.
Ancak bu “doğru haberin” oluş biçimi konusunda hiçbir kaynakta güvenilir bilgi yok, Kur’ân dışında. Kur’ân’da ise yığınla haber vardır: Önce sûr üflenecektir. İsrafil’in üfleyeceği sûr bütün kâinatı etkileyecektir. Bir okul zilinin bütün okuldan işitildiği ve öğrencilerin zil ile beraber içeriye girdikleri gibi.
Sûr iki defa üflenecektir. Birincisinde kıyamet kopacak, ikincisinde bütün ölenler yeniden yaratılacaktır. Ayetlere bakalım:
“Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur. Gök de yarılmış ve artık o gün, o da çökmeye yüz tutmuştur.”2
“Sûr’a üflenince, Allah’ın diledikleri müstesna olmak üzere, göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar!”3
Kıyamet Yaklaştıkça Yaklaşmıştır
Kıyametin ne zaman kopacağını ancak Cenab-ı Allah bilir. Bizim bilme imkânımız yoktur.
Ancak Allah izin verdiği ölçüde bazı hesaplamalar, bazı keşifler, bazı tahminler yapmak mümkündür. Neticede bu bir fizikî olaydır. Her fizikî olayı nasıl önceden bilmek, tahmin etmek ve gerekirse keşfetmek imkân dahilindeyse, kıyamet de böyledir. Meteoroloji bilimi yaptığı ince ve bilimsel ölçümlerle nasıl yağmurun ne zaman ve ne ölçüde yağacağını kestirebiliyorsa… Kıyametin ne zaman kopacağı hakkında da -elbette Allah’ın izin verdiği ölçüde- bazı ilimlerin verileri, bilgileri, tahminleri, keşifleri söz konusu olabilir.
Bununla beraber, “Kıyamet yaklaştıkça yaklaşmıştır.”4 buyuran Kur’ân, kıyametin zamanı konusunda, “Kıyametin zamanı hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez.”5 buyurur.
Dolayısıyla bu konudaki gerçek bilgiyi Allah’a teslim etmekte fayda vardır.
Tarih Verilebilir mi?
Öte yandan Peygamber Efendimiz (asm), “Ümmetimin ömrü bin seneyi geçecek; fakat bin beş yüz seneyi çok aşmayacaktır.”6 buyuruyor. Bugün bu tarihle örtüşecek biçimde bilgiler edinmek de mümkündür.
Mesela bunlardan birisi ünlü gökbilimci Duncal Stell’e aittir: “İngiliz-Avustralya Rasathanesinde görevli gökbilimci Duncan Stell, üç mil genişliğindeki Swift Tuttle adlı bir kuyruklu yıldızın saniyede 37 mil süratle üzerimize geldiğini ve hesaplanan tarihte, yani 14 Ağustos 2126 tarihinde, bir milyon nükleer bombadan daha etkili bir patlamayla yeryüzüne çarpacağını açıkladı.”7
Öte yandan aynı tarihlerle örtüşecek biçimde Üstad Bediüzzaman’ın verdiği bilgiler ve tarihler de mevcuttur.
Kıyamet vaktinde “Allah’ın diledikleri dışında herkes ölür.” ayetinde herkesten kimlerin kast edildiği ile ilgili bilgi öncelikle ve tabiî ki Allah’a aittir. Öte yandan meleklerin kıyametten etkilenmeyeceğini, sadece insanların ve cinlerin öleceklerini Risale-i Nur’dan öğreniyoruz.
Allah encamımızı hayreylesin. Âmin.
Dipnotlar:
1- Zümer Suresi: 68.
2- Hâkk Suresi: 13-16.
3- Zümer Suresi: 68.
4-Necm Suresi: 57.
5- Lokman Suresi: 34.
6- Celaleddin Suyuti’nin “el-Keşfu fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti el-Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar” isimli kitabından naklen el-Berzencî, Kıyamet Alametleri (İstanbul: Pamuk Yay., 2002) s. 299.
7- Hürriyet, 27.10.2002 tarihli nüshası