ve zekâvetin kemalât ve güzelliklerine sahip olmufl, niflan
ve formalarn takmfl gibi idi. Sanki ulûm ve maarif-i s-
lâmiye bu zat vastasyla yeni bafltan ihya ediliyordu.
Büyük Peygamberin ders ve irfladyla hakikate ulaflan
ve kemalâtta terakki eden ve her biri cemaat-i slâmiye-
den bir taifeyi daire-i tenvir ve irfladnda yürüten kudsî
üstatlar, âlim ve müçtehitler, ayr ayr meslek ve ilimleri-
ne bu zat vâris tayin etmifller gibi mazinin bütün meha-
sin ve meziyetlerini giyinerek asrmzda ortaya çkan bu
harika-i zaman Said Nursî Hazretleri, böylece, Kurân
namna Risale-i Nurla giriflti¤i dinî hizmet ve cihad- ma-
nevîsiyle, bir cemaatin, yüksek bir heyetin belki muaz-
zam bir ordunun yapabilece¤i vazifeleri, küllî hizmetleri,
izn-i lâhî ile yapmfltr. slâmiyet nurundan ve iman kar-
deflli¤inden gelen bir kuvvet ve rabta ile teflkil etti¤i Nur
fiakirtleri flahs- manevîsi, ehl-i dalâletin cemaatle hücu-
muna mukabil çkmfl, bu suretle müminlerin nokta-i is-
tinad, kzl tehlikenin bu vatan istilâsna karfl Kurânî
bir sed ve âlem-i slâmn kahraman Türk milletine eskisi
gibi muhabbet, uhuvvet ve ittifaknn medar olmufltur.
Evet, Said Nursî, gayet cami bir istidada malik bir zat-
tr. Bu istidatlarn hepsinde çok ileri gitmifltir. Cüz ile kül-
lü, afakn en genifl dairesi ile enfüsî dairesini, meselâ zer-
re ile Samanyolunu beraberce dikkatle tetkik eder, onlar-
daki envar- tevhidi görür, gösterir ve ispat eder. Bir yan-
dan âlem-i slâm ve insaniyete uzanan küllî hizmet-i ima-
niye ile meflgul, bir yandan inziva hayat geçirerek ka-
lem-i kudretin mektubat olan ftratn antika eserlerini,
TARHÇE- HAYATI
| 699
E
MRDA/
H
AYATI
ola¤an üstü fley.
heyet:
bir toplulu¤u meydana
getiren kiflilerin bütünü, komite.
hizmet-i imaniye:
iman ve
Kurân hakikatlerinin ikna edici
ve ilmî delillerle anlafllmasna
hizmet etme.
hücum:
saldrma.
ihya:
canlandrma, diriltme, ha-
yat verme.
inziva:
bir köfleye çekilme, tek
baflna yaflama, dünya ifllerinden
vaz geçme, dünyadan el-etek
çekme.
irflat:
do¤ru yolu gösterme, gaf-
letten uyandrma.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
istilâ:
ele geçirme, kaplama, ya-
ylma.
ittifak:
birleflme, fikir birli¤i etme.
izn-i lâhî:
Allahn izni.
kalem-i kudret:
kudret kalemi,
Allahn güç ve kuvveti ile yarat-
mas.
kemalât:
kemaller, olgunluklar,
mükemmellikler.
kudsî:
mukaddes, yüce.
Kurânî:
Kurâna uygun, Kurâna
ait.
küll:
bütün, bir fleyin tamam.
küllî:
umumî, genel, bütün olan.
maarif-i slâmiye:
slâmî e¤itim,
slâmî terbiye, islam ilimleri.
malik:
sahip.
mazi:
geçmifl zaman.
medar:
sebep, vesile.
mehasin:
güzellikler, iyilikler.
mektubat:
mektuplar, yazl fley-
ler, yazlar.
meslek:
gidifl, tutulan yol, sistem.
meziyet:
bir fleyi baflkalarndan
ayran vasf, üstünlük ve de¤erli-
lik vasf.
muazzam:
çok büyük, ulu, yüce.
mukabil:
karfllk.
müçtehit:
içtihat eden, gücü yet-
ti¤i kadar çalflan.
mümin:
iman eden, inanan.
niflan:
iz, belirti, alâmet.
nokta-i istinat:
dayanak noktas,
güvenme ve itimat noktas.
rabta:
münasebet, alâka, ba¤.
Samanyolu:
açk gecelerde gök
yüzünde boydan boya görülen
uzun yldz kümesi, Kehkeflan.
set:
mâni, perde, engel.
flahs- manevî:
manevî flahs,
belli bir kifli olmayp bir cemaatte
meydana gelen manevî flahs.
taife:
takm, güruh.
tayin:
belirleme, yerini belli et-
me.
terakki:
yükselme, ilerleme.
teflkil:
oluflturma, flekillendirme.
tetkik:
dikkatle arafltrma, incele-
me.
uhuvvet:
kardefllik, din kardeflli-
¤i.
ulûm:
ilimler.
vâris:
mirasç.
zekâvet:
zekilik; çabuk anlama,
kavrama kabiliyeti.
zerre:
en küçük parça, molekül,
atom.
afak:
ufuklar, bizim dflmzda
olanlar.
âlem-i insaniyet:
insanlk
âlemi.
âlem-i slâm:
slâm âlemi, s-
lâm dünyas.
âlim:
üzüntülü, kederli, ztrap
çeken.
antika:
de¤erli ve mükem-
mel sanat eseri.
asr:
yüzyl.
cami:
toplayan, içine alan,
kapsayan.
cemaat:
topluluk, aralarnda
çeflitli ba¤lar bulunan insanlar
toplulu¤u.
cemaat-i slâmiye:
slâm ce-
maati, slâm toplulu¤u, Müs-
lümanlar.
cihad- manevî:
manevî ci-
had, ilim, fikir, dua gibi mane-
vî unsurlarla din düflmanlar-
na karfl koymak.
Cüz:
ksm, parça.
daire-i irflat:
irflat dairesi.
daire-i tenvir:
aydnlatma
dairesi.
ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli; yol-
dan çkanlar, azgn ve sapkn
kimseler.
enfüsî:
nefiste meydana ge-
len, nefse ait, flahsî.
envar- Tevhid:
tevhid nurla-
r, Allahn birli¤ine inanmann
meydana getirdi¤i aydnlklar.
ftrat:
yaratlfl, tabiat, mizaç,
huy.
forma:
hususî, özel giysiler.
gayet:
son derece.
hakikat:
gerçek.
harika-i zaman:
zamann ha-
rikas, yaflanlan ana ait olan