Tarihçe-i Hayat - page 691

enbiya ve evliyan›n tasdikleri alt›nda— di¤eri âlem-i
gayp lisan› —bütün semavî fermanlar›n ve kâinat haki-
katlerinin tasdikleri içinde— binler âyât›yla iddia ve ispat
ettikleri hakikat-i haflriye, elbette günefl ve gündüz gibi
bir kat’iyettedir.
Evet, haflir gibi en acip ve en dehfletli ve tavr-› akl›n
haricinde olan bir mesele, ancak ve ancak böyle harika
iki üstad›n dersleriyle halledilir, anlafl›l›r.
Eski zaman peygamberleri, ümmetlerine Kur’ân gibi
izahat vermediklerinin sebebi, o devirler, beflerin bedevi-
yet ve tufuliyet devri olmas›d›r. ‹ptidaî derslerde izah az
olur.
Elhâs›l: Madem Cenab-› Hakk›n ekser isimleri ahireti
iktiza edip isterler; elbette o isimlere delâlet eden bütün
hüccetler, bir cihette ahiretin tahakkukuna dahi delâlet
ederler.
Ve madem melâikeler ahiretin ve âlem-i bekan›n da-
irelerini gördüklerini haber veriyorlar; elbette melâike,
ruhlar›n ve ruhaniyat›n vücut ve ubudiyetlerine flahadet
eden deliller, dolay›s›yla ahiretin vücuduna dahi delâlet
ederler.
Ve madem Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm›n bü-
tün hayat›nda Vahdaniyetten sonra en daimî davas› ve
müddeas› ve esas› ahirettir; elbette o zat›n nübüvvetine
ve s›dk›na delâlet eden bütün mu’cizeleri ve hüccetleri,
bir cihette, dolay›s›yla ahiretin tahakkukuna ve gelece¤i-
ne flahadet ederler.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 691
D
EN‹ZL‹
H
AYATI
hüccet:
delil, ispat, burhan; bir id-
diân›n do¤rulu¤unu ispat için
gösterilen vesika, senet
iddia:
bir fikri ›srarla savunma
iptidaî:
ilkel, basit
izah:
aç›kça ortaya koyma, aç›k-
lama yapma, bir konuyu ayr›nt›-
lar›yla ortaya koyma, eksiksiz an-
latma.
izahat:
izahlar, aç›klamalar.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, bütün âlemler, varl›klar
kat’iyet:
kat’îlik, kesinlik.
madem:
çünkü, için, de¤il mi ki,
...den dolay›, böyle ise, hele.
melâike:
melekler, ferifltehler;
nurdan yarat›lm›fl, f›tratlar› safi,
makamlar› sabit olan, Allah’›n
emirlerine tam itaat eden mah-
lûklar.
mesele:
konu.
peygamber:
Allah’›n elçisi, Allah
taraf›ndan haber getirerek ‹lâhî
emir ve yasaklar› insanlara tebli¤
eden elçi, haberci, nebi, resul.
ruhaniyat:
madde âleminden
baflka bir âlemde, ruhlar âlemin-
de yaflayan varl›klar, cinler ve
melekler
semavî:
Allah taraf›ndan olan, ‹lâ-
hî.
flahadet:
flahit olma, flahitlik, ta-
n›kl›k
tahakkuk:
gerçekleflme, meyda-
na gelme, olma
tasdik:
do¤rulu¤unu kabul etme,
do¤rulama, gerçekli¤ini kabul et-
me
tavr-› ak›l:
ak›l çizgisi, ak›l ölçüle-
ri.
tufûliyet:
çocukluk, küçüklük,
yavru olufl.
ubudiyet:
kulluk, kölelik, itaat,
ba¤l›l›k, samimiyet
ümmet:
hak dine davet etmek
için Allah taraf›ndan kendilerine
peygamber gönderilen ve bu
peygambere inan›p ba¤lanan ce-
maat, topluluk
üstat:
ö¤retici; muallim, ö¤ret-
men, usta, sanatkâr
vücut:
var olma, var olufl, varl›k
acip:
tuhaf, hayret veren,
hayrette b›rakan, flafl›lacak
fley.
ahiret:
öbür dünya, öteki
dünya, k›yametten sonra ku-
rulacak olan âlem
âlem-i beka:
sonsuzluk âle-
mi, ahiret.
âlem-i gayp:
gayp âlemi, gö-
rünmeyen, fakat varl›¤› kesin
olan ve mahiyeti allah tara-
f›ndan bilinen baflka dünya-
lar.
bedeviyet:
iptidaîlik.
befleriyet:
beflerîlik, insanl›k
Cenab-› Hak:
Allah; do¤ru,
gerçek, Hakk›n tâ kendisi
olan, fleref ve azamet sahibi
yüce Allah.
cihet:
yan, yön, taraf
dehflet:
ola¤anüstü heyecan
verici
delâlet:
delil olma, gösterme
ekser:
pek çok, ço¤unluk.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz
elhâs›l:
has›l›, netice itibariy-
le, sonuç olarak, özetle, sözün
k›sas›, uzatmayal›m, k›sacas›.
evliya:
keramet sahibi olan-
lar, erenler, velîler, ulular
ferman:
emir, buyruk
hakikat:
gerçek, as›l, esas.
hariç:
bir fleyin d›fl›, d›flar›s›,
d›flta kalan
hârika:
ola¤anüstü vas›flar
tafl›yan ve hayranl›k hissi
uyand›ran.
haflr:
k›yametten sonra bü-
tün insanlar›n bir yere toplan-
malar›, Allah’›n, ölüleri diriltip
mahflere ç›karmas›, k›yamet
1...,681,682,683,684,685,686,687,688,689,690 692,693,694,695,696,697,698,699,700,701,...1390
Powered by FlippingBook