Tarihçe-i Hayat - page 687

Hem, madem gözümüzle görüyoruz ve akl›m›zla anl›-
yoruz ki:
‹nsan, • flu kâinat a¤ac›n›n en son ve en cemi-
yetli meyvesi; • ve hakikat-i Muhammediye Aleyhissalâ-
tü Vesselâm cihetiyle çekirdek-i aslîsi; • ve kâinat
Kur’ân’›n›n ayet-i kübras›; • ve ‹sm-i Azam’› tafl›yan Aye-
te’l-Kürsî’si; • ve kâinat saray›n›n en mükerrem misafiri;
• ve o saraydaki sair sekenelerde tasarrufa mezun en fa-
al memuru; • ve kâinat flehrinin zemin mahallesinin bah-
çesinde ve tarlas›nda varidat ve sarfiyat› ve zer ve ekil-
mesine nezarete memur ve yüzer fenler ve binler sanat-
larla teçhiz edilmifl en gürültülü ve mesuliyetli naz›r›; • ve
kâinat ülkesinin arz memleketinde Padiflah-› Ezel ve Ebe-
din gayet dikkat alt›nda bir müfettifli ve bir nev’î halife-i
arz›; • ve cüz’î ve küllî bütün harekât› kaydedilen bir mu-
tasarr›f›; • ve semavat ve arz ve cibalin kald›rmas›ndan
çekindikleri emanet-i kübray› omuzuna alan ve önüne iki
acip yol aç›lan, birinci yolda zîhayat›n en bedbaht› ve
ikinci yolda en bahtiyar›; • çok genifl bir ubudiyetle mü-
kellef bir abd-i küllî; • ve Kâinat Sultan›n›n ‹sm-i Azam’›-
na mazhar ve bütün esmas›na en cami bir âyinesi; • ve hi-
tabat-› Sübhaniyesine ve konuflmalar›na en anlay›fll› bir
muhatab-› hass›; • ve kâinat›n zîhayatlar› içinde en ziyade
ihtiyaçl›s›; • ve hadsiz fakr›yla ve acziyle beraber, hadsiz
maksatlar› ve arzular› ve nihayetsiz düflmanlar› ve onu in-
citen zararl› fleyleri bulunan bir bîçare zîhayat›; • ve istidat-
ça en zengini; • ve lezzet-i hayat cihetinde en müteellimi
ve lezzetleri dehfletli elemlerle âlûde; • ve bekaya en ziya-
de müfltak ve muhtaç ve en çok lây›k ve müstehak; • ve
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 687
D
EN‹ZL‹
H
AYATI
harekât:
hareketler.
‹sm-i Âzam:
Cenab-› Hakk›n bin
bir isminden en büyük ve mana-
ca di¤er isimleri kuflatm›fl olan›.
istidat:
kabiliyet, yetenek
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, bütün âlemler, varl›klar
lezzet-i hayat:
hayat›n zevk ve
lezzetleri.
mazhar:
bir fleyin ç›kt›¤› yer, zu-
hur etti¤i, göründü¤ü yer
memleket:
bir devletin topra¤›,
ülke, yurt, vatan, diyar
mes’uliyet:
mes’ul olma hâli,
mes’ullük, sorumluluk, yapt›¤› ifl
ve hareketten hesap vermeye
mecbur olufl.
mezun:
izin alm›fl, izinli, ruhsatl›
muhatab-› hâss:
özel muhatap.
muhtâc:
ihtiyac› olan, kendisine
bir fley lâz›m olan, ihtiyaç içinde
bulunan, bir eksi¤i olup onu ta-
mamlamak isteyen
mutasarr›f:
tasarruf eden, tasar-
ruf sahibi olan, kendinde kullan-
ma hakk› ve salahiyeti bulunan,
her fleyin sahibi olan, mâlik
müfettifl:
teftiflçi; bir iflin düzenli,
kanun ve kaidelere uygun olarak
yürütülüp yürütülmedi¤ini ince-
lemekle vazifeli memur.
mükellef:
bir fleyi yapmaya, bir
fleyi ödemeye mecbur olan, vazi-
feli, muvazzaf
mükerrem:
ikram edilmifl, sayg›
gösterilmifl
müstahak:
istihkak› olan, hak ka-
zanm›fl, lây›k
müfltak:
ifltiyakl›, arzulu.
müteellim:
elemli, kederli, hü-
zünlü, içi s›zlayan
naz›r:
nezaret eden, bakan, göze-
ten
nezaret:
gözetme, gözden geçir-
me, yoklama, muayene, kontrol
saadet-i ebediye:
zevalsiz, sonu
olmayan mutluluk, sonsuz mut-
luluk.
sair:
di¤er, öteki, baflka.
sarfiyat:
sarflar, sarf olunan fley-
ler, harcamalar, masraf etmeler,
giderler
sekene:
sakin olanlar, ikamet
edenler, bir yerde oturanlar, otu-
ranlar.
semavat:
semalar, gökler
tasarruf:
kullanma hakk›
teçhîz:
cihazlama, lüzumlu fleyle-
ri tamamlama, donatma, haz›rla-
ma
ubudiyet:
kulluk, kölelik, itaat,
ba¤l›l›k, samimiyet
varidat:
gelirler
zemin:
yeryüzü
zer:
tohum ekme, tohum saçma
zîhayat:
hayat sahibi.
ziyade:
çok, fazla, art›k
abd-i küllî:
bütün yarat›lm›fl-
lar›n ibadet ve tesbihatlar›n›
kendi flahs›nda temsil edebi-
len kul.
acip:
tuhaf, hayret veren,
hayrette b›rakan, flafl›lacak
fley.
acz:
zay›fl›k, güçsüzlük
âlûde:
bulaflm›fl, bulafl›k.
arz:
yer, dünya
arzu:
bir fleye karfl› duyulan
istek, heves
ayet-i kübra:
en büyük ayet,
en büyük delil.
âyine:
ayna, mirat
bedbaht:
zavall›, bahts›z.
beka:
bâkîlik, ebedîlik, sonu
olmama, bulundu¤u hâlde
kalma
cemiyetli:
birçok fleyi bir ara-
da bulunduran, pek çok özel-
likleri içine alan, pek çok fley-
le alâkal› bulunan; kapsaml›,
genifl, derli toplu.
cibal:
da¤lar.
çekirdek-i aslî:
as›l çekirdek,
öz; kâinat›n özü, aslî çekirde-
¤i.
elem:
dert, üzüntü, kayg›, ta-
sa
emanet-i kübra:
büyük ema-
net, en büyük emanet.
esmâ:
adlar, isimler.
faal:
çal›flkan, gayretli, hama-
rat
fakr:
fakirlik, yoksulluk, muh-
taçl›k, zü¤ürtlük
gayet:
çok, fazla, son derece
hakikat-› Muhammediye:
Hz
Peygamberin manevî flahsi-
yeti, ‹slâmiyetin asl› ve esas›.
halife-i arz:
arz›n halifesi
1...,677,678,679,680,681,682,683,684,685,686 688,689,690,691,692,693,694,695,696,697,...1390
Powered by FlippingBook