Tarihçe-i Hayat - page 709

edecek olan bir mu’cize-i Kur’âniyedir
” deyip, Nura ait
hizmeti, zaman›n en büyük meselesi olarak kabul eder,
bu ehemmiyetle davran›rd›.
Üstat, sür’atli bir yaz›ya ve hüsn-i hatta malik olmad›-
¤› için, Risale-i Nur’un makbul, bereketli ve nurlu her
günkü hizmetine, o da tashihatla ifltirak ederdi. Saatler-
ce çal›fl›r, yorulmak nedir bilmezdi. Nur hizmetlerinin ifa-
s›, Üstat için manevî bir g›da hükmünde idi. Bilhassa flid-
detli hastal›kl› zaman›nda dahi çal›flmas› görülüyordu.
Hayat-› içtimaiyeden çekilmifl olup, kimse ile görüflmez;
muhabereden de menedildi¤inden, insanlar›n cemaatle-
rinden gelen ünsiyet ve teselliden mahrum idi. Fakat, o,
bu yokluk içinde tükenmez bir varl›¤a kavuflmufltu. Rah-
met-i ‹lâhiye ona Nurlar› ihsan etmiflti. Evlâd ü iyal, mal,
mülk, hiçbir fley ve yeryüzünde taht-› temellükünde bir
kar›fl yeri yoktu; yaln›z bir Risale-i Nur’u vard›. Her fleyi
o idi. Sevinci, medar-› tesellisi o idi. Bütün istidatlar› ile
Nurlara müteveccih idi. F›trî vazifesini, Nurlar›n ders ve
taallümü ile insanlara neflri biliyordu.
Üstad›n sözlerindeki halâvet ve hitab›ndaki belâgat
fevkalâdedir. Gezinti esnas›nda, rastlad›¤› insanlar ara-
s›nda her s›n›f halk bulundu¤u gibi, bilhassa da¤larda,
k›rlarda, ormanlarda ziraat ve. ticaretle u¤raflan halktan
pek çoklar›yla görüflmüfl ve sohbet etmifltir.Üstad›n ge-
nifl, küllî hizmet-i Kur’âniyesinden sarf-› nazar, faraza,
bütün meflgalesi ve hizmeti e¤er sohbetine ve görüfltü¤ü
insanlara olan ders ve irflad›na münhas›r olsa dahi, yine
emsalsiz denecek kadar büyük ve müessir bir hizmettir.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 709
E
M‹RDA/
H
AYATI
gafletten uyand›rma.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
ifltirak:
kat›lma, ortak olma.
küllî:
umumî, genel, bütün olan.
mahrum:
bir fleye sahip olama-
yan, yoksun.
makbul:
kabul edilmifl, geçerli.
malik:
sahip.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
medar-› teselli:
ferahl›k sebebi,
teselli kayna¤›.
men:
yasak etme, engelleme.
mesele:
önemli konu.
meflgale:
ifl, u¤rafl, meflgul olu-
nan fley.
mu’cize-i Kur’âniye:
Kur’ân’a ait
mu’cize.
muhabere:
haberleflme.
mülk:
sahip olunan, üzerinde ta-
sarruf hakk› bulunan her fley.
münhas›r:
s›n›rl›, bir fleye veya
kimseye mahsus.
müteveccih:
birbirine karfl› sevgi-
si ve iyi düflünceleri olan.
neflir:
herkese duyurma, yayma,
tamim.
nurlu:
›fl›kl›, par›lt›l›.
Rahmet-i ‹lâhîye:
Allah’›n sonsuz
rahmeti, ‹lâhî rahmet.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
sarf -› nazar:
yüz çevirme, vaz-
geçme, görüflün de¤iflmesi.
taallüm:
ö¤renme, belleme.
taht-› temellük:
mülkü alt›nda,
mülkiyeti alt›nda.
tashihat:
düzeltmeler, tashihler.
teselli:
avutma, ac›s›n› dindirme.
ünsiyet:
al›flkanl›k, ülfet, dostluk.
vazife:
görev.
müessir:
tesirli.
belâgat:
söz ve yaz›da sanat-
l› ve tesirli ifade; bir fleyde
sakl› bulunan derin anlam.
bilhassa:
özellikle.
cemaat:
topluluk, aralar›nda
çeflitli ba¤lar bulunan insanlar
toplulu¤u.
ehemmiyet:
önem, de¤er,
k›ymet.
emsalsiz:
benzersiz.
evlâdü›yal:
çoluk çocuk.
faraza:
farz edelim ki, öyle
sayal›m ki, söz gelifli.
fevkalâde:
ola¤anüstü.
F›trî:
tabiî, do¤al.
halâvet:
tatl›l›k, flirinlik.
Hayat-› içtimaiye:
sosyal ha-
yat, toplum hayat›.
hitap:
söz söyleme, toplulu¤a
veya birisine karfl› konuflma.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân
hizmeti.
hükmünde:
de¤erinde, yerin-
de.
hüsn-i hat:
güzel yaz›, hat.
ifa:
bir ifli yapma, yerine ge-
tirme.
ihsan:
ba¤›fllama, ikram et-
me, lütuf.
irflat:
do¤ru yolu gösterme,
1...,699,700,701,702,703,704,705,706,707,708 710,711,712,713,714,715,716,717,718,719,...1390
Powered by FlippingBook