tokatlar›n› yiyen bir bîçare mahlûk iken, birden iman ve
ubudiyetle böyle bir Padiflah-› Zülcelâl’e intisap edip, bü-
tün düflmanlar›na karfl› bir nokta-i istinat ve bütün haca-
t›na medar bir nokta-i istimdat bularak, herkes mensup
oldu¤u efendisinin flerefiyle, makam›yla iftihar etti¤i gibi,
o da böyle nihayetsiz Kadîr ve Rahîm bir Padiflaha iman
ile intisap etse ve ubudiyetle hizmetine girse ve ecelin
idam ilân›n› kendi hakk›nda terhis tezkeresine çevirse,
ne kadar memnun ve minnettar ve ne kadar müteflekki-
râne iftihar edebilir, k›yas ediniz.
O mektepli gençlere dedi¤im gibi, musibetzede mah-
puslara da tekrar ile derim:
Onu tan›yan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahti-
yard›r. Onu unutan saraylarda da olsa zindandad›r, bed-
bahtt›r. Hatta bir bahtiyar mazlum idam olunurken, bed-
baht zalimlere demifl: “Ben idam olmuyorum. Belki ter-
his ile saadete gidiyorum. Fakat, ben de sizi idam-› ebedî
ile mahkûm gördü¤ümden, sizden tam intikam›m› al›yo-
rum.”
1
*G s
’p
G n
¬'
dp
G = n
’
diyerek, sürurla teslim-i ruh eder.
2
o
º«/
µ
n
ër
dG o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G Én
æn
àr
ªs
?n
Y Én
e s
’p
G Én
æn
d n
ºr
?p
Y n
’ n
?n
fÉn
ër
Ñ°o
S
®
bahtiyar:
bahtl›, talihli, mes’ut ,
mutlu
bedbaht:
bahts›z, baht› kara, ta-
lihsiz
ecel:
her mahlûkun ve canl›n›n
Allah taraf›ndan takdir edilen
ölüm vakti, insan ömrünün belli
vakti
hâcât:
hâcetler, ihtiyaçlar, gerekli
nesneler
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal›, anlaml› ve yerli yerinde
olufl.
idam:
öldürme.
iftihar:
övünme, kendi yapt›¤› ifl-
lerden övgüyle söz etme, koltuk
kabartma
ilân:
meydana ç›karma, belli et-
me, yayma, duyurma, bildirme
intikam:
öç alma, kendisine, bu-
lundu¤u toplulu¤a veya benim-
sedi¤i bir fleye karfl› yap›lan teca-
vüze, kötülü¤e karfl›l›k verme,
misillemede bulunma.
intisap:
mensup olma, ba¤lanma,
bir kimseye mensupluk
Kadîr:
kudret sahibi olan ve her
fleye gücü yeten Allah.
kusur:
eksiklik, noksan
mahkûm:
bir mahkemece hü-
küm giymifl, hükümlü
mahlûk:
halk edilmifl, yarat›lm›fl,
yarat›k, Allah taraf›ndan yarat›l-
m›fl, yarat›k.
mahpus:
hapsedilmifl olan, mev-
kuf.
mazlum:
zulüm görmüfl, zulme
u¤ram›fl
medar:
dayanak noktas›, sebep,
vesile.
minnettar:
bir iyili¤e karfl› min-
net duyan
musibetzede:
musibet görmüfl,
felâkete u¤ram›fl, belâya, kazaya
u¤rayan.
müteflekkirâne:
müteflekkir ola-
rak, teflekkürle, iyilik bilirlikle, iyi-
li¤e karfl› nazik davran›flla.
noksan:
eksiklik, azl›k, tam olma-
y›fl
nokta-i istimdat:
yard›m dileme
noktas›, insan›n kalbindeki niha-
yetsiz emel ve arzular›n yerine
getirilmesine olan ihtiyaç.
nokta-i istinat:
dayanak noktas›,
güvenme ve itimat noktas›.
Padiflah-› Zülcelâl:
celâl sahibi
padiflah; nihayetsiz büyüklü¤e ve
haflmete sahip bir hükümdar
olan Allah (c.c.).
Rahîm:
merhamet eden, çok
merhametli olan, esirgeyen, ko-
ruyan, ac›yan Allah.
saadet:
mutluluk, kutluluk,
bahtiyarl›k, mes’ut olma
fleref:
manevî büyüklük, yük-
seklik, yücelik, ululuk, seçkin-
lik
tenzih:
Allah’› flan›na lây›k ol-
mayan fleylerden, her türlü
eksik ve noksandan uzak ve
yüce tutma, münezzeh say-
ma.
terhis:
askerli¤ini bitirenlerin
ordudan gitmelerine izin ver-
me, b›rakma.
teslim-i ruh:
ruhu teslim et-
me, ölme.
tezkere:
askerlik görevinin
bitti¤ini belgeleyen terhis kâ-
¤›d›.
ubudiyet:
kul oldu¤unu bilip
Allah’a itaat ve ibadet etme
zalim:
zulmeden, haks›zl›k
eden, ac›mas›z ve haks›z dav-
ranan
zindan:
hapishane
1.
Allah'tan baflka hiçbir ilâh yoktur. (Saffat Suresi: 35; Muhammed Suresi: 19.)
2.
Seni her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz. Senin bize ö¤retti¤inden baflka bizim
bilgimiz yoktur. fiüphesiz Alîm (herfleyi hakk›yla bilen) ve Hakîm (her ifli hikmetle yapan)
ancak sensin. (Bakara Suresi: 32.)
672 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
D
EN‹ZL‹
H
AYATI
