Tarihçe-i Hayat - page 670

nihayetsiz kudreti ve saltanat›, ›fl›k parmaklar›yla göste-
ren bu kâinat flehr-i muhteflemindeki dünya saray›n›n
elektrik lâmbalar› ve idareleri, ne derece o misalden da-
ha büyük, daha mükemmeldir, o derecede, sizin okudu-
¤unuz veya okuyaca¤›n›z fenn-i elektrik mikyas›yla, bu
meflher-i âzam-› kâinat›n Sultan›n›, Münevvirini, Müdeb-
birini, Sâniini o nuranî y›ld›zlar› flahit göstererek tan›tt›-
r›r, tesbihatla, takdisatla sevdirir, perestifl ettirir.
Hem meselâ, nas›l ki bir kitap bulunsa ki, bir sat›r›nda
bir kitap ince yaz›lm›fl; ve her bir kelimesinde ince kalem-
le bir sure-i Kur’âniye yaz›lm›fl. Gayet manidar ve bütün
meseleleri birbirini teyit eder ve kâtibini ve müellifini fev-
kalâde maharetli ve iktidarl› gösteren bir acip mecmua,
fleksiz, gündüz gibi, kâtip ve musannifini kemalât›yla, hü-
nerleriyle bildirir, tan›tt›r›r,
1
*G n
?n
QÉn
H,*G n
AÉn
°TÉn
e
cümleleriy-
le takdir ettirir; aynen öyle de, bu kâinat kitab-› kebiri ki,
bir tek sayfas› olan zemin yüzünde ve bir tek formas›
olan baharda üç yüz bin ayr› ayr› kitaplar hükmündeki üç
yüz bin nebatî ve hayvanî taifeleri beraber, birbiri içinde,
yanl›fls›z, hatas›z, kar›flt›rmayarak, flafl›rmayarak, mü-
kemmel, muntazam ve bazen a¤aç gibi bir kelimede bir
kasideyi ve çekirdek gibi bir noktada bir kitab›n tamam
bir fihristesini yazan bir kalem iflledi¤ini gözümüzle gör-
dü¤ümüz bu nihayetsiz manidar ve her kelimesinde çok
hikmetler bulunan flu mecmua-i kâinat ve bu mücessem
Kur’ân-› ekber-i âlem, mezkûr misaldeki kitaptan ne de-
rece büyük ve mükemmel ve manidar ise, o derecede
acip:
tuhaf, hayret veren, hayret-
te b›rakan, flafl›lacak fley.
aynen:
bir fleyin asl› veya kendisi
olarak, t›pk› t›pk›s›na, hiç de¤ifl-
meden, oldu¤u gibi.
fenn-i elektrik:
elektrik ilmi.
fevkalâde:
al›fl›lm›fltan farkl›, ola-
¤anüstü, normalin üstünde
fihriste:
bir kitapta veya bir dük-
kânda bulunan fleyleri s›rayla
gösteren liste.
gayet:
çok, fazla, son derece
hayvanî:
hayvanla ilgili, hayvana
ait
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal›, anlaml› ve yerli yerinde
olufl.
hüner:
marifet, bilgililik, ustal›k,
maharet.
iktidar:
güç yetme, yapabilme,
bir ifli gerçeklefltirmek için gere-
ken kuvvet
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, bütün âlemler, varl›klar
kaside:
belli bir amaçla yaz›lm›fl
divan fliiri ve bu fliirin naz›m flekli
kâtip:
yazan, yaz›c›
kemalât:
faziletler, iyilikler, ke-
maller, olgunluklar, mükemmel-
likler
kitab-› kebir:
büyük kitap
kudret:
güç, kuvvet, takat, iktidar
Kur’ân-› ekber-i âlem:
En büyük
âlem kitab› olan Kur’ân-› Kerîm
maharet:
mahirlik, ustal›k, bece-
riklilik, hüner.
manidar:
anlaml›, manal›, mana
tafl›yan
mecmua:
dergi
mecmua-i kâinat:
kâinat mec-
muas›, kâinat kitab›; bir mecmua
gibi manalar ifade eden kâinat.
meselâ:
misal olarak, flunun gibi,
söz gelifli, faraza.
meflher-i azam-› kâinat:
büyük
kâinat sergisi.
mezkûr:
zikredilen, ad› geçen,
an›lan.
mikyas:
nispet, derece, ölçü
misal:
bir fleyin benzer hâli, ben-
zer, örnek, nümune
muntazam:
nizaml›, intizaml›, s›-
ralanm›fl, s›ral›, düzgün, tertipli
musannif:
kitap yazan, yazan,
yazar, müellif
mücessem:
tecessüm etmifl, ci-
simlenmifl, cisim hâline gelmifl
Müdebbir:
tedbir alan, tedbirli,
her fleyi önceden düflünen.
mükemmel:
kemale erdirilmifl,
kemal bulmufl, kâmil, tamamlan-
m›fl, noksans›z, tam, eksiksiz
Münevvir:
tenvir eden, nurland›-
ran, parlatan ayd›nlatan, ›fl›klan-
d›ran.
nebatî:
bitkisel, bitki ile ilgili, bit-
kiye ait
nuranî:
nurlu, ›fl›kl›, parlak, mü-
670 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
D
EN‹ZL‹
H
AYATI
nevver
perestifl:
tapma, tap›n›fl, iba-
det
saltanat:
sultanl›k, padiflahl›k,
hükümdarl›k
Sâni:
her fleyi sanatl› olarak
yaratan Allah
Sultan:
mutlak iktidar sahibi
olan; Allah
sure-i Kur’âniye:
Kur’ân’›n
suresi.
flahit:
flahitlik yapan, gördü¤ü
veya bildi¤i fleyi mahkeme
önünde yemin ederek söyle-
yip davan›n sonuçlanmas›na
yard›m eden kimse, flahit, ta-
n›k
flehr-i muhteflem:
ihtiflaml›
flehir.
flek:
flüphe, zan, tereddüt; ak-
siyle birlikte iki ihtimalin eflit
derecede bulundu¤u bilgi.
taife:
bölük, tak›m, güruh, f›r-
ka
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme
tesbihat:
tesbihler, Cenab-›
Hakk›n bütün noksan s›fatlar-
dan uzak ve bütün kemal s›-
fatlara sahip oldu¤unu ifade
eden sözler.
teyit:
do¤rulama, do¤ru ç›-
karma, destekleme.
1.
Allah dilemifl ne güzel, ne mübarek yaratm›fl.
1...,660,661,662,663,664,665,666,667,668,669 671,672,673,674,675,676,677,678,679,680,...1390
Powered by FlippingBook