Tarihçe-i Hayat - page 612

ehl-i vukuf teflkil edilerek, müsadere edilen Nur Risalele-
ri ve mektuplar tetkike bafllan›nca, Bediüzzaman, “
Bu
vukufsuz ehl-i vukuf, Risale-i Nur’u tetkik edemez. Anka-
ra’da yüksek, ilmî bir ehl-i vukuf teflkil ettirilsin, Avru-
pa’dan feylesoflar getirilsin; e¤er onlar bir suç bulurlar-
sa, en a¤›r cezaya raz›y›m
” der. Bunun üzerine Risale-i
Nur Külliyat› ve bütün mektuplar, Ankara’da profesörler
ve yüksek âlimlerden mürekkep bir ehl-i vukufa sat›r sa-
t›r tetkik ettirilir.
Ehl-i vukuf taraf›ndan, “
Bediüzzaman’›n siyasî bir fa-
aliyeti yoktur. Onun mesle¤inde cemiyetçilik ve tarikatç›-
l›k mevcut de¤ildir. Eserleri ilmî ve imanîdir; Kur’ân’›n
bir tefsiridir
” diye rapor veriliyor. Mahkemeye veriliflinde-
ki ittihamlar, delilsiz ve ispats›z oldu¤u için, birtak›m uy-
durma bahane ve tertiplerden ibaret oldu¤u anlafl›l›yor.
Neticede Bediüzzaman büyük bir müdafaa yap›yor.
Nihayet, mahkeme ittifakla 16/6/944 tarih ve
199/136 say›l› beraat karar›n› veriyor. Yüz otuz parça
Risale-i Nur Külliyat›n›n hepsine serbestiyet verip, sahip-
lerine tamamen iade ediyor. Beraat karar›n›, Temyiz Bi-
rinci Ceza Dairesi, 30/12/1944 tarihli ilâmla ittifakla
tasdik edip, Risale-i Nur davas›n›n hakkaniyeti kaziye-i
muhkeme hâlini al›yor.
Bediüzzaman Said Nursî ve talebelerinden bir k›sm›,
hapiste dokuz ay kald›ktan sonra beraat karar› üzerine
tahliye ediliyor. Fakat, Said Nursî Hazretlerini hapis-
hanede zehirliyorlar; ölüm tehlikesi geçiriyor. Cenab-›
Hakk›n inayetiyle kurtuluyorsa da, tarihte hiçbir kimseye
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim adam›.
bahane:
yalandan özür, as›l sebe-
bi gizlemek için ileri sürülen uy-
durma sebep.
beraat:
aklanma.
cemiyetçilik:
cemiyet taraftarl›¤›,
particilik, grupçuluk.
delil:
bir davay›, meseleyi ispata
yarayan fley, bürhan, beyyine.
ehl-i vukuf:
bir mesele hakk›nda
bilgi ve yetki sahibi olanlar, hâ-
kimler.
eser:
bas›lma kitap.
faaliyet:
durmadan çok çal›flma,
hareket, gayret.
feylesof:
âlim, ak›ll› kimse.
hakkaniyet:
do¤ruluk, gerçeklik.
hazret:
sayg›, ululama, yüceltme,
övme maksad›yla kullan›lan ta-
bir.
ibaret:
meydana gelen, oluflan,
müteflekkil.
i'lâm:
mahkeme hükmünü bildi-
ren resmî karar yaz›s›, mahkeme
sonunda taraflara verilen resmî
hüküm belgesi.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
imanî:
imana ait olan, imana dair
olan, imanla ilgili.
ispat:
delil, bürhan, flahit, tan›k,
kan›t.
ittifak:
fikir birli¤i, söz birli¤i.
ittiham:
suç alt›nda bulunma,
töhmetli olma, töhmet alt›nda ol-
ma.
kaziye-i muhkeme:
tam, sa¤lam
hüküm.
külliyat:
bir yazar›n bas›lm›fl
eserlerinin tamam›.
mevcut:
var olan, bulunan, olan.
müdafaa:
savunma.
mürekkep:
den oluflmufl, -den
olma.
müsadere:
ifllenen bir suç karfl›l›-
¤› olarak, suçlunun mal›n›n bütü-
nü veya bir bölümü üstündeki
sahipli¤ine son verilmesi ve bu
sahipli¤in bir baflka kurulufla dev-
redilmesi.
netice:
sonuç.
nihayet:
en sonunda.
rapor:
her hangi bir iflte, bir ko-
nuda yap›lan inceleme ve araflt›r-
612 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
D
EN‹ZL‹
H
AYATI
ma sonucu, düflünceleri veya
gözlemleri bildiren yaz›.
raz›:
r›za gösteren, kabul
eden, boyun e¤en, muvafa-
kat eden, hoflnut olan.
serbestiyet:
serbestlik, rahat
ve serbest olma hâli.
siyasî:
siyaset gere¤i olan, si-
yasetle ilgili, siyasete ait.
tahliye:
tutukluyu serbest b›-
rakma, sal›verme.
talebe:
ö¤renci, tahsil gören.
tamamen:
büsbütün.
tarikat:
ayn› dinden olmakla
birlikte, baz› ‹lâhî hakikatlere
varma ve Allah'a vas›l olma
yolunda farkl› görüfl tafl›yan-
lar›n meydana getirdi¤i toplu-
luk.
tasdik:
onaylama.
tefsîr:
aç›klama, tamamen
aç›klama, izah.
temyiz:
bir davan›n karar›n›n
bir üst mahkeme taraf›ndan
tekrar incelenmesi.
tertip:
hile, komplo.
teflkil:
vücut verme, meyda-
na getirme, yapma.
tetkik:
dikkatle araflt›rma, in-
ceden inceye yoklama, ince-
leme.
vukuf:
anlama, bilme, haber-
li olma.
1...,602,603,604,605,606,607,608,609,610,611 613,614,615,616,617,618,619,620,621,622,...1390
Powered by FlippingBook