Beflinci Ksm
Denizli Hayat
R
isale-i Nur
un neflriyat ve fütuhat dairesi gittikçe
geniflliyor. fltiyakla Nurlar okuyanlar günden gü-
ne ziyadelefliyor. Risale-i Nurdaki harika kuvvet ve tesi-
ratn neticesini müflahede eden gizli slâmiyet düflmanla-
r yine bir entrika çevirip Risale-i Nura ve müellifi Bedi-
üzzamana suikastla,
Bediüzzaman gizli cemiyet kuru-
yor, halk hükûmet aleyhine çeviriyor, inklâplar kökün-
den ykyor, Mustafa Kemale deccal, süfyan, din ykcs
diyor, bunu hadislerle ispat ediyor
gibi bir sürü bahane-
ler ve plânlarla ittiham edilerek, Kastamonudan Denizli
A¤r Ceza Mahkemesine yüz yirmi alt talebesiyle bera-
ber 1943 senesinde sevk ediliyor.
(HAfiYE)
Sonra, Risale-i Nur Külliyatnda siyasî bir mevzu olup
olmad¤n tetkik için, birkaç memurdan müteflekkil bir
TARHÇE- HAYATI
| 611
D
ENZL
H
AYATI
iman:
inanma, inanç, itikat, tas-
dik.
inklâp:
devrim.
intiflar:
yaylma, da¤lma, neflro-
lunma.
ispat:
sa¤lamlafltrma, sa¤lam ve
dayankl hâle getirme.
ifltiyak:
aflr isteme, çok fazla ar-
zu etme.
ittiham:
suç altnda bulunma,
töhmetli olma, töhmet altnda ol-
ma.
izah:
açkça ortaya koyma, açk-
lama yapma, bir konuyu ayrnt-
laryla ortaya koyma, eksiksiz an-
latma.
kuvvet:
tesir kudreti, etkileme
gücü.
külliyat:
bir yazarn baslmfl
eserlerinin tamam.
mevzu:
ele alnan, üzerinde du-
rulan husus, bahis, konu.
muhabbet:
ülfet, sevgi, sevme,
dostluk.
müellif:
telif eden, yazan, eser
ortaya koyan.
müflahede:
bir fleyi gözle görme,
seyrederek anlama, seyretme.
müteflekkil:
teflekkül etmifl, fle-
killenmifl, flekillenen.
neflriyat:
yaymlanmfl fleyler, ba-
slp da¤tlan yazlar, eserler, ma-
kaleler.
netice:
sonuç.
sair:
di¤er, öteki, baflka.
sevk:
önüne katp sürme, öne,
ileri sürme, gönderme.
siyasî:
siyaset gere¤i olan, siya-
setle ilgili, siyasete ait.
su-i kast:
kötü kast, kötü niyet.
suret:
biçim, flekil, tarz.
süfyan:
ahir zamanda gelece¤i ve
ümmetin karanlk günler yafla-
masna sebep olaca¤ sahih ha-
dislerde bildirilen dehfletli, dinsiz
ve münafk flahs.
tab:
kitap basma, kitap basks,
bask.
talebe:
ö¤renciler, tahsil görenler.
telâfl:
tasa, endifle, kayg.
tesirat:
etkiler, tesirler.
tetkik:
dikkatle arafltrma, ince-
den inceye yoklama, inceleme.
tezayüt:
artma, ço¤alma, ziyade-
leflme.
vilayet:
il.
yegâne:
biricik, tek, yalnz.
ziyade:
Artma, ço¤alma.
HAfiYE:
Denizli hapsinin yegâne sebebi, Risale-i Nur'un Isparta ve Kas-
tamonu merkez olarak sair vilâyetlerde intiflar ve böylece din muhabbe-
tinin gittikçe tezayüt etmesi idi. Hatta, Denizli hapsinden az evvel, Yedin-
ci fiua olan Ayetü'l-Kübra risalesi stanbul'da gizli tab' edilmiflti. man ha-
kikatlerini harika bir surette izah ve ispat eden bu eser de din düflmanla-
rn telâfla düflürmüfl ve Denizli hâdisesine bir sebep gösterilmiflti.
aleyhine:
karflsna, zararna.
bahane:
yalandan özür, asl
sebebi gizlemek için ileri sü-
rülen uydurma sebep.
Bediüzzaman:
son devrin bü-
yük slâm alimi, müçtehit, al-
lâme.
cemiyet:
topluluk, birlik.
deccal:
kyamet zamanna
yakn meydana çkarak fitne
ve fesada sebep olaca¤, slâ-
mî fleairi tahrip edece¤i, tarih-
te görülmemifl zulümleri ni-
fakla aldatarak yapaca¤ ha-
dis-i fleriflerde belirtilmifl ya-
lanc ve zararl flahs.
entrika:
bir çkar sa¤lamak
veya birine zarar vermek
maksadyla hazrlanan düzen,
dalavere, hile, desise.
eser:
baslma kitap.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangç.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
hadis:
Hz. Muhammed'e
(a.s.m.) ait söz, emir, fiil veya
Hz. Peygamberin onaylad¤
baflkasna ait söz, ifl veya
davranfl.
hâdise:
vaka, olay, ilk defa
olan, meydana çkan hâl.
hakikat:
asl, esas.
hârika:
ola¤anüstü.
hafliye:
dipnot.
hatta:
manaya kuvvet ver-
mek için "üstelik, fazla ola-
rak, bundan baflka, kadar, bi-
le, dahi, hem de..." manala-
rnda, cümle bafllarnda kulla-
nlan edattr.
hükümet:
devlet.