Maksadm, o kumandan ya ölecek veya tebdil edile-
cek; ordu onun tahakkümünden kurtulacak demektir.
Acaba, hem gayet mahrem, sekiz senede yalnz iki defa
elime geçen ve ayn zamanda kaybedilen, hem ahir za-
mana ait bir hadisin manasn küllî bir surette beyan
eden, hem asl eskiden telif edilen bir risale, hem bir tek
nefer görmedi¤i hâlde, nasl sebeb-i ittiham olur?
Maatteessüf, o insafszlarn o acip ittiham iddianame-
ye girmifl.
Hem, en garibi fludur ki: Bir yerde demiflim: Cenab-
Hakkn büyük nimetleri olan tayyare ve flimendifer ve
radyoya büyük flükür ile mukabele lâzm iken, befler flü-
kür etmedi, tayyarelerle bafllarna bomba ya¤d. Ve rad-
yo öyle büyük bir nimet-i lâhiyedir ki, ona mukabil flü-
kür ise, o radyo milyonlar dilli bir küllî hafz- Kurân olup
bütün zemin yüzündeki insanlara Kurân dinlettirsin
(HA-
fiYE)
ve Yirminci Sözde Kurânn medeniyet harikalarn-
dan gaybî haber verdi¤ini beyan ederken, bir ayetin ifla-
reti olarak, Kâfirler flimendiferle âlem-i slâm ma¤lûp
ederler demiflim. slâm bu harikalara teflvik etti¤im hâl-
de, bir sebeb-i ittiham olarak fiimendifer, tayyare ve rad-
yo gibi terakkiyat- hâzra aleyhinde diye, iddianamenin
HAfiYE:
Üstadmzn senelerce evvel haber verdi¤i ve temenni etti¤i bir
hakîkat, memleketimizde de tahakkuk etmifl bulunuyor. Elhamdülillâh,
flimdi radyomuzda Kur'ân okunuyor. nflaallah öyle bir zaman gelecektir
ki, Kur'ân hakîkatleri olan Risâle-i Nur, radyolarla ders verilecek; befleri-
yet büyük istifadelere nâil olacaktr.
(Talebeleri)
acip:
tuhaf, hayret veren, hayret-
te brakan, flafllacak fley.
ahir zaman:
dünyann son zama-
n ve son devresi, dünya hayat-
nn kyamete yakn son devresi.
âlem-i slâm:
slâm âlemi, slâm
dünyas.
aleyhinde:
karflsnda, muhalif
olarak.
befler:
insan, insanlk, âdemo¤lu.
befleriyet:
beflerîlik, insanlk.
beyan:
anlatma, açk söyleme,
bildirme, izah.
Cenab- Hak:
Allah.
elhamdülillâh:
Allah'a flükür.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangç.
garip:
tuhaf, flafllacak, bambafl-
ka.
gaybî:
gayba ait, göze görünme-
yenlere ait, gaypla ilgili, hazrda
olmayan.
gayet:
çok, fazla, son derece.
hadis:
Hz. Muhammed'e (a.s.m.)
ait söz, emir, fiil veya Hz. Pey-
gamberin onaylad¤ baflkasna
ait söz, ifl veya davranfl.
hafz- Kur'ân:
Kur'ân hafz,
Kur'ân'n tamamn ezberleyen
kimse.
hakikat:
gerçek, asl, esas.
hârika:
her zaman rastlanmayan,
ola¤anüstü vasflar taflyan ve
hayranlk hissi uyandran, âdet ve
tabiat dflnda olan fley.
hafliye:
dipnot.
iddianame:
iddia yazs, savcnn
bir dava konusundaki iddialarn
toplamfl oldu¤u, isnat etti¤i suç
ve delilleri de içine alan yazs.
insaf:
adaleti ve hakk düflünerek
davranma.
inflaallah:
Allah izin verirse.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma, yarar sa¤lama.
ittiham:
suç altnda bulunma,
töhmetli olma, töhmet altnda ol-
ma.
kâfir:
Allah' inkâr eden.
kumandan:
bir mevkiin, bir iflin
veya askerlik yahut korumak
maksadyla meydana getirilen bir
kuruluflun baflnda bulunan ve
sevk ve idareyi düzenleyen kim-
se, komutan.
küllî:
külle ilgili, bütüne ait, umu-
mî, bütün, hepsi.
maatteessüf:
teessüfle, esefle,
yazk ki, üzülerek belirteyim ki.
ma¤lup etme:
yenme, üstün gel-
me.
mahrem:
herkesçe bilinmemesi
gereken.
maksat:
kastedilen, istenilen
fley, varlmak istenen nokta,
niyet, meram.
mana:
anlam.
memleket:
bir devletin top-
ra¤, ülke, yurt, vatan, diyar.
mukabele:
karfllk verme,
karfllama.
mukabil:
karfl, karfllk, mu-
âdil.
nail:
kavuflma, erme.
nefer:
tek kifli, tek adam, fert,
flahs.
nimet:
iyilik, lütuf, ihsan, ba-
¤fl.
nimet-i lâhîye:
Allah'n ni-
meti, Allah'n lütfu, Allah'n ih-
san, Allah'n bahfletti¤i her
türlü rzk.
sebeb-i ittiham:
suçlanma,
itham edilme sebebi.
suret:
biçim, flekil, tarz.
flimendifer:
demiryolunda
çalflan vasta, tren.
flükür:
görülen bir iyili¤e kar-
fllk hoflnutluk, memnunluk
ve minnettarlk ifade etme,
teflekkür.
tahakkuk:
gerçekleflme,
meydana gelme, olma.
tahakküm:
hüküm sürme.
tayyare:
uçak, uçucu alet.
tebdil:
de¤ifltirme.
telif:
kitap yazma, eser orta-
ya koyma.
temenni:
olmasn veya ol-
mamasn isteme.
terakkiyat- hâzra:
flimdiki
geliflmeler.
teflvik:
yönlendirme, istek
uyandrma.
zemin:
yer.
620 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
D
ENZL
H
AYATI