Hem, nasl ki hayvanattan her birisi, kâinatn bir kü-
çük nüshas ve bir misal-i musa¤¤ar hükmünde, gayet
derin bir ilim ve gayet dakik bir hikmetle, karflk eczala-
r karfltrmayarak ve bütün hayvanlarn ayr ayr suretle-
rini flaflrmayarak, hatasz, sehivsiz, noksansz yaplmala-
ryla, ilminin her fleye ihatasna ve hikmetinin her fleye
flümulüne, adetlerince iflaretler ederler. Öyle de, her biri
birer mucize-i sanat ve birer harika-i hikmet olacak ka-
dar sanatl ve güzel yaplmasyla, çok sevdi¤in ve teflhiri-
ni istedi¤in sanat- Rabbaniyenin kemal-i hüsnüne ve ga-
yet derecede güzelli¤ine iflaret ve her birisi, hususan yav-
rular, gayet nazdar, nazenin bir surette beslenmeleriyle ve
heveslerinin ve arzularnn tatmini cihetiyle, Senin inaye-
tinin gayet flirin cemaline hadsiz iflaretler ederler.
Ey Rahmanü'r-Rahim! Ey Sadku'l-Va'-
di'l-Emin! Ey Malik-i Yevmiddin!
Senin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmnn tali-
miyle ve Kurân- Hakîminin irfladyla anladm ki: Ma-
dem kâinatn en müntehap neticesi hayattr; ve hayatn
en müntehap hulâsas ruhtur; ve zîruhun en müntehap
ksm zîfluurdur; ve zîfluurun en camii insandr. Ve bütün
kâinat ise, hayata musahhardr ve onun için çalflyor; ve
zîhayatlar zîruhlara musahhardr, onlar için dünyaya
gönderiliyorlar; ve zîruhlar insanlara musahhardr, onla-
ra yardm ediyorlar. Ve insanlar ftraten Hâlkn pek cid-
dî severler; ve Hâlklar onlar hem sever, hem Kendini
onlara her vesile ile sevdirir; ve insann istidad ve
aleyhissalâtü vesselâm:
Salât ve
selâm onun üzerine olsun anla-
mnda Peygamberimiz Hz. Mu-
hammed'in (a.s.m.)ismini duyun-
ca söylenmesi sünnet olan dua.
arzu:
bir fleye karfl duyulan istek,
heves.
cami:
ihtiva eden, kaplayan.
cemal:
güzellik, iç ve dfl güzelli¤i.
cihet:
yan, yön, taraf.
dakik:
düzenli iflleyen.
ecza:
cüz'ler, parçalar, ksmlar.
ftraten:
ftrî olarak, yaratlfltan,
yaratlfl itibariyle.
gayet:
çok, fazla, son derece.
hadsiz:
snrsz.
Hâlk:
yoktan yaratan, her fleyi
yoktan var eden, yaratc.
harika-i hikmet:
hikmet harikas.
hata:
yanlfl, yanlfllk, galat.
hayvânât:
hayvanlar.
heves:
bir fleye karfl duyulan is-
tek, arzu.
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal, anlaml ve yerli yerinde
olufl.
hulâsa:
bir fleyin özü, esas, temel
ksm.
hususan:
bilhassa, ayrca, baflka-
ca, hususî olarak.
hükmünde:
yerinde, de¤erinde.
ihata:
bir fleyin etrafn çevirme,
sarma, kuflatma.
inayet:
yardm, ihsan, lütuf.
irflat:
do¤ru yolu gösterme, do¤ru
yola yöneltme, gafletten uyandr-
ma, uyarma.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
kâinat:
yaratlmfl olan fleylerin
tamam, bütün âlemler, varlklar.
kemal-i hüsn:
mükemmel, ku-
sursuz güzellik.
Kur'ân- Hakîm:
her ayet ve su-
resinde saysz hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur'ân.
madem:
çünkü, için, de¤il mi ki,
...den dolay, böyle ise, hele.
Malik-i Yevmiddin:
din gününün
sahibi, herkesin dünyada yapt¤-
nn mükâfat ve cezasn görece¤i
yer olan ahiretin maliki, sahibi
602 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
K
ASTAMONU
H
AYATI
olan Allah.
misal-i musa¤¤ar:
küçültül-
müfl örnek, küçültülmüfl nü-
mune.
mu'cize-i sanat:
sanat muci-
zesi, sanattaki mucize.
musahhar:
boyun e¤en, emir
altna giren.
müntehap:
seçilmifl, seçkin,
güzide, mümtaz.
nazdar:
nazl.
nazenin:
narin, ince yapl.
netice:
sonuç.
noksan:
eksiklik, azlk, tam
olmayfl.
nüsha:
suret.
Rahmanürrahim:
çok flefkat-
li, çok merhametli olan Allah.
Resul-i Ekrem:
çok cömert,
kerîm olan peygamber, Hz.
Muhammed (a.s.m.).
Sadku'l-Va'di'l-Emin:
vaat
ve sözünde muhakkak duran,
vaadinin
do¤rulu¤undan
emin olunan Allah.
sanat- Rabbaniye:
terbiye
edici olan Allah'n sanat.
sehiv:
hata, yanlfllk, yanl-
ma, kusur.
suret:
biçim, flekil, görünüfl.
flümul:
içine alma, kaplama,
ihata etme, havi olma.
talim:
okutma, ders verme,
verilme.
tatmin:
doyma, doygunluk.
teflhir:
sergileme.
vesile:
bahane, sebep.
zîhayat:
hayat sahibi.
zîruh:
ruh sahibi, ruhlu, canl,
hayattar.
zîfluur:
fluurlu, fluur sahibi.