Tarihçe-i Hayat - page 411

On Alt›nc› Mektup
W
r
ºo
gr
ƒ°n
ûr
NÉn
a r
ºo
µ
n
d Gƒo
©n
ªn
L r
ón
b ¢n
SÉs
ædG s
¿p
G ¢o
SÉs
ædG o
ºo
¡ n
d n
?Én
b n
øj/
ò s
dn
G
1
o
?«/
c n
ƒ r
dG n
ºr
©p
fn
h *G Én
æo
Ñ°r
ùn
M Go
ƒdÉn
bn
h Ék
fÉn
Á/
G r
ºo
gn
OGn
õn
a
fiu Mektup
3
Ék
æp
q
« n
d k
’r
ƒn
b o
¬ n
d n
’ƒo
?n
a
s›rr›na mazhar olmufl, flid-
detli yaz›lmam›fl. Çoklar taraf›ndan sarihan ve manen
gelen bir suale cevapt›r.
fiu cevab› vermek benim için hofl de¤il, arzu etmiyo-
rum. Her fleyimi Cenab-› Hakk›n tevekkülüne ba¤lam›fl-
t›m. Fakat, ben kendi hâlimde ve âlemimde rahat b›rak›l-
mad›¤›m ve yüzümü dünyaya çevirdikleri için, Yeni Said
de¤il, bilmecburiye Eski Said lisan›yla, flahs›m için de¤il,
belki dostlar›m› ve Sözlerimi ehl-i dünyan›n evham ve ezi-
yetinden kurtarmak için, hakikat-i hâli hem dostlar›ma,
hem ehl-i dünyaya ve ehl-i hükme beyan etmek için Befl
Noktay› beyan ediyorum.
B‹R‹NC‹ NOKTA:
Denilmifl: “Ne için siyasetten çekil-
din? Hiç yanaflm›yorsun?”
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 411
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
mi.
manen:
iç varl›k bak›m›ndan,
duyguca, gönülce, yürekçe, ruh-
ça, mana itibariyle, manaca.
mazhar:
nail olma, flereflenme,
kavuflma.
sarihan:
aç›kça, aç›k olarak, aç›k
bir flekilde, meydanda olarak.
s›r:
bir fleyin veya iflin dikkat, tec-
rübe, yetenek ve tecrübe ile an-
lafl›labilen en zor ve en ince yan›,
insan›n akl›n›n eriflemedi¤i ‹lâhî
hikmet.
siyaset:
politika.
sual:
soru.
flah›s:
insan›n kendi nefsi, kendi
varl›¤›, nefis, zat.
tevekkül:
Allah’a dayanma ve
güvenme, gücünün yetmedi¤i
yerde Allah’tan bekleme.
âlem:
dünya, cihan.
arzu:
bir fleye karfl› duyulan
istek, heves.
beyan:
anlatma, aç›k söyle-
me, bildirme, izah.
bilmecburiye:
mecburiyetle,
mecbur kalarak, mecburen,
zorunlu olarak.
Cenab-› Hak:
Allah.
ehl-i dünya:
dünyaya ba¤l›,
dünya adam›, ahireti düflün-
meyen.
ehl-i hüküm:
hükmedenler,
hüküm verenler.
evham:
vehimler, zanlar, kufl-
kular, esass›z fleyler, kuruntu-
lar.
eziyet:
incitme, s›k›nt› verme.
hakikat-› hâl:
iflin asl›.
lisan:
dil, anlaflma amac›yla
kullan›lan sesli iflaretler siste-
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’›n ad›yla.
2.
Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar onlara “Düflman size karfl› büyük bir kuvvet toplad›; on-
lardan korkun” dedikleri zaman onlar›n iman› ziyadeleflti ve “Allah bize yeter; O ne güzel
vekildir” dediler. (Â-i ‹mran Suresi: 173.)
3.
Ona kavl-i leyyin ile (tatl› dille) söyleyin. (Taha Suresi: 44.)
1...,401,402,403,404,405,406,407,408,409,410 412,413,414,415,416,417,418,419,420,421,...1390
Powered by FlippingBook