Üstadmla yedi-sekiz sene musahabetim esnasnda
mühim meflhudatm çoktur. Fakat,
1
p
ôr
ën
Ñ r
dG n
¤n
Y t
?o
ón
J o
In
ô r
£n
? r
dn
G
mucibince, deryaya delâlet maksadyla, bu fkra kâfi gö-
rüldü. Çünkü, Üstadmdan iftirak zaman idi; acele yaz-
dm. Üstadm
2
p
Ör
ĉn
é` r
dÉp
H p
Öp
MÉs
°üdGn
h
ayetinin srryla, çok
defa yanlarnda beni musahip bulmak hakkn ve tevec-
cüh duasyla yerine getireceklerine eminim.
Hafz Halid
acele:
çabuk, çabukluk.
ayet:
Kurânn her bir cümlesi,
Kurânn surelerini oluflturan lâhî
söz.
delâlet:
yol göstermek, klavuz-
luk.
derya:
deniz, bahr.
esna:
ara, aralk, sra, vakit, za-
man, hengâm.
hafz:
Kurân- Kerîmi tama-
men ezberleyen ve okuyan
kimse.
iftirak:
hicran, ayrlk.
kâfî:
yeten, kâfi gelen, deruh-
te eden, ihtiyac karfllayan.
maksat:
kastedilen, varlmak
istenen nokta, niyet, meram.
meflhudat:
görünenler, gözle
görülen fleyler, müflahede
edilenler.
mucibince:
gere¤ince.
musahabet:
sohbetler, ko-
nuflmalar.
musahip:
sohbet eden, birbi-
riyle sohbet eden, arkadafl.
mühim:
önemli, ehemmiyet-
li.
teveccüh:
yüzünü bir yöne
çevirme, yönelme, yönelifl.
üstat:
ö¤retici; muallim, ö¤-
retmen, usta, sanatkâr.
1.
Damla denizi gösterir.
2.
Yannzdaki arkadafla [iyilik edin]... (Nisâ Suresi: 36.)
334 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI