Tarihçe-i Hayat - page 329

Biliniz ki,
mevcudat içinde en k›ymettar, hayatt›r. Ve
vazifeler içinde en k›ymettar, hayata hizmettir. Ve hide-
mat-› hayatiye içinde en k›ymettar, hayat-› fâniyenin ha-
yat-› bâkiyeye ink›lâp etmesi için sa
’
y etmektir. fiu haya-
t›n bütün k›ymeti ve ehemmiyeti ise, hayat-› bâkiyeye çe-
kirdek ve mebde ve menfle cihetindedir.
Yoksa, hayat-›
ebediyeyi zehirleyecek ve bozacak bir tarzda flu hayat-›
fâniyeye hasr-› nazar etmek, anî bir flimfle¤i sermedî bir
günefle tercih etmek gibi bir divaneliktir.
Hakikat nazar›nda herkesten ziyade hasta olan, mad-
dî ve gafil doktorlard›r.
E¤er eczahane-i kudsiye-i Kur’âniyeden tiryak-misal
imanî ilâçlar› alabilseler, hem kendi hastal›klar›n›, hem
befleriyetin yaralar›n› tedavi ederler. ‹nflaallah, senin flu
intibah›n, senin yarana bir merhem olaca¤› gibi, seni da-
hi doktorlar›n maraz›na bir ilâç yapar.
Hem bilirsin, me’yus ve ümitsiz bir hastaya manevî bir
teselli, bazen bin ilâçtan daha nafidir. Hâlbuki, tabiat ba-
takl›¤›nda bo¤ulmufl bir tabip, o bîçare marizin elîm
ye’sine bir zulmet daha katar. ‹nflaallah, bu intibah›n, se-
ni öyle bîçarelere medar-› teselli ve nurlu bir tabip yapar.
Bilirsin ki, ömür k›sad›r, lüzumlu ifller pek çoktur. Aca-
ba, benim gibi sen dahi kafan› teftifl etsen, malûmat›n
içinde ne kadar lüzumsuz, faydas›z, ehemmiyetsiz odun
y›¤›nlar› gibi camit fleyleri bulursun? Çünkü, ben teftifl et-
tim, çok lüzumsuz fleyleri buldum. ‹flte, o fennî malûma-
t›, o felsefî maarifi faydal›, nurlu, ruhlu yapmak çaresini
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 329
B
ARLA
H
AYATI
gayret gösterme, çabalama.
ilâc:
tedbir, çare, tavsiye, derman.
imanî:
imana ait olan, imana dair
olan, imanla ilgili.
ink›lâp:
bir hâlden di¤er hâle geç-
me, hâl de¤ifltirme, de¤iflim, dö-
nüflüm.
inflaallah:
Allah isterse, Allah
dilerse, Allah’›n emri olursa, Allah
izin verirse manalar›nda kul-
lan›lan bir dua.
intibah:
uyanma, uyan›fl.
k›ymet:
de¤er.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli,
pahal›.
lüzum:
lâz›m olma hâli, ifle yara-
ma, gerekme.
maarif:
tahsille elde edilen bilgi.
maddî:
maddeye ait, madde ile
alâkal›, cismanî.
malûmat:
bilgi.
manevî:
ruha ve içe ait olan, ruhî.
mariz:
marazl›, hasta, hastal›kl›.
mebde:
ilk unsur, prensip.
medar-› teselli:
ferahl›k sebebi,
teselli kayna¤›.
menfle:
esas, kök, bir fleyin ç›k-
t›¤›, neflet etti¤i yer, beslenip
yetiflilen yer.
merhem:
melhem, deriye,
yaraya sürülen ilâç.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her fley, mahlûklar, yarat›lm›fl
fleylerin tamam›, kâinat.
me’yus:
ümitsiz, yeise düflmüfl,
ümidi kesilmifl, kederli.
nafi:
faydal›, kârl›, menfaat sa¤-
lay›c›.
ömür:
ömür, yaflama, yaflay›fl,
hayat.
sa’y:
çal›flma, çabalama, gayret
etme, ifl görme, emek sarf etme.
sermedî:
ebedî, sürekli, daimî,
ölümsüz.
tabiat:
maddî âlem.
tabip:
hasta tedavi eden kimse,
hekim, doktor.
tarz:
biçim, flekil, suret.
teftifl:
kontrol etme, muayene.
tercih:
bir fleyi di¤erlerinden üs-
tün tutma, öne alma, seçme,
daha çok be¤enme.
teselli:
avutma, ac›s›n› dindirme,
güzel sözler söyleyerek rahatlat-
ma.
tiryakmisal:
ilâç gibi, ilâca ben-
zeyen.
ümit:
umut, umma, ümit; baz›
fleylerin istedi¤i yönde olmas›
konusunda beslenen his.
vazife:
ifl, memuriyet.
ye’s:
ümitsizlik.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
zulmet:
karanl›k.
anî:
bir an içinde, hemen o
anda, derhal.
bazen:
zaman zaman, ara s›-
ra, her zaman de¤il.
befleriyet:
beflerîlik, insanl›k.
bîçare:
çaresiz, zavall›, flaflk›n.
camit:
cans›z.
cihet:
yan, yön, taraf.
çare:
vas›ta.
çekirdek:
bir fleyin esas›, özü,
nüvesi.
divane:
deli, akl› bafl›nda ol-
mayan, budala, al›k.
eczahane-i
kudsiye-i
Kur’âniye:
Kur’ân-› Kerîm’in
kudsî eczanesi.
elîm:
çok dert ve keder ve-
ren, çok ac› verici, ac›kl›.
felsefî:
felsefeye mensup, fel-
sefe ile ilgili.
fennî:
fenne mensup, fenle il-
gili olan.
gafil:
gaflette bulunan, ihmal
eden.
hakikat:
gerçek, hayalî olma-
yan, görülen, mevcut olan, bir
fleyin asl› ve esas›.
hâlbuki:
hakikat ve do¤rusu
fludur ki, öyle iken, oysa ki,
hakikat flu ki.
hasr-› nazar:
sadece bir fleye
bak›p ona dikkat etme.
hayat-› bak›ye:
bâkî olan,
bitmeyen sonsuz hayat.
hayat-› ebediye:
ebedî ve
sonsuz hayat.
hayat-› fânîye:
fânî hayat,
sonu olan hayat.
hidemat-› hayatiye:
hayata
ait vazifeler.
hizmet:
bir u¤urda bir iflin ya-
p›lmas› için çal›flma, o ifl için
1...,319,320,321,322,323,324,325,326,327,328 330,331,332,333,334,335,336,337,338,339,...1390
Powered by FlippingBook