Tarihçe-i Hayat - page 27

olan yüreklerinden kopup gelen nefesler, kalplere akse-
der etmez bambaflka tesirler icra ediyor.
Arz etti¤im gibi, ‹mam-› Gazalî’nin bundan dokuz yüz
sene evvel ahlâk ve fazilet sahas›nda yapm›fl oldu¤u fü-
tuhat›, bu as›rda Bediüzzaman, iman ve ihlâs vadisinde
baflarm›flt›r.
Evet, Hazret-i Üstad› bu müthifl cihad meydanlar›na
sevk eden, hep bu eflsiz flefkat ve merhameti olmufltur.
Ve bunu bizzat kendisinden dinleyelim:
“Bana, ‘Sen fluna buna niçin sataflt›n?’ diyorlar. Far-
k›nda de¤ilim. Karfl›mda müthifl bir yang›n var; alevleri
göklere yükseliyor. ‹çinde evlâd›m yan›yor, iman›m tutufl-
mufl yan›yor. O yang›n› söndürmeye, iman›m› kurtarma-
ya kofluyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemifl de,
aya¤›m ona çarpm›fl; ne ehemmiyeti var? O müthifl yan-
g›n karfl›s›nda bu küçük hâdise bir k›ymet ifade eder mi?
Dar düflünceler, dar görüfller!..”
‹ST‹/NASI
Üstad›n, hayat› boyunca cemiyetimizin her tabakas›na
vermekte oldu¤u binlerle isti¤na örnekleri, dillere destan
olmufl bir ulviyeti haizdir.
Masivadan tam manas›yla isti¤na ederek, uzvî ve ruhî
bütün varl›¤› ile Rabbülâlemîn’in bitmez ve tükenmez
hazinesine dayanmay› müddet-i hayat›nda bir itiyat de-
¤il, âdeta bir mezhep, meflrep ve meslek olarak kabul
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 27
Ö
N SÖZ
fleyler.
merhamet:
ac›mak, flefkat gös-
termek, korumak, iyilik etmek.
meslek:
gidifl, usül, tarz.
meflrep:
yarat›l›fl, tabiat, huy, mi-
zaç, ahlâk.
meydan:
genifl, aç›k, düz yer,
alan.
mezhep:
gidilen, tutulan, takip
edilen yol.
müddet-i hayat:
ömür müddeti,
yaflam süresi, bir kimsenin ömrü.
müthifl:
flaflk›nl›k uyand›ran, hay-
ret edilecek; korkunç.
Rabbülâlemîn:
âlemlerin Rabbi,
bütün âlemleri idare ve terbiye
eden Allah.
ruhî:
ruha ait, ruhla ilgili, manevî.
saha:
alan, konu.
sevk:
önüne kat›p sürme, öne,
ileri sürme, gönderme.
flefkat:
ana baban›n evlâd›na
sevgisi gibi yürekten muhabbet
besleme.
tabaka:
topluluk, s›n›f, zümre.
ulviyet:
ulvîlik, yücelik, yüksek-
lik, ululuk.
uzvî:
uzva ait, uzuvla ilgili, maddî.
âdeta:
sanki, düpedüz, baya-
¤›, bas baya¤›.
ahlâk:
insan›n yarat›l›fltan ge-
len hususiyetleri ile Kur’ân-›
Kerîm ve sünnet-i flerifte s›-
n›rlar› çizilen kaidelerin haya-
ta geçirilmesiyle kazan›lan iyi
ve güzel davran›fllar›n bütü-
nü.
aksetmek:
yans›mak.
arz etmek:
söylemek, ifade
etmek.
as›r:
yüzy›l.
bizzat:
kendisi, kendi, flahsen.
cemiyet:
topluluk, birlik.
cihat:
din yolunda çal›flma ve
gerekirse savaflma.
ehemmiyet:
k›ymet, de¤er.
evlât:
veletler, çocuklar.
evvel:
önce.
fazilet:
iyi ahlak, iffet, namus,
iyi huy.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
hâdise:
vak›a, olay.
haiz:
bir fleye sahip olma, sa-
hip, mâlik.
hazine:
zengin ve de¤erli
kaynak.
ihlâs:
bir ifli, bir ameli, baflka
bir karfl›l›k beklemeksizin, s›rf
Allah r›zas› için yapma.
isti¤na etmek:
çekinmek,
uzak durmak.
itiyat:
âdet edinme, al›flkan-
l›k hâline getirme, al›flma,
al›flkanl›k.
k›ymet:
de¤er, paha, bedel,
tutar.
kösteklemek:
engellemek.
mana:
anlam.
masiva:
dünya ile ilgili olan
1...,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26 28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,...1390
Powered by FlippingBook