Kar k›fl demez, irkilmez, üzülmez, ac› duymaz;
Mevsim, bütün ömrünce ›l›k gölgeli bir yaz.
Cennetteki âlemleri dünyada görür de,
Mahvolsa e¤ilmez s›ra da¤lar gibi derde.
En sarp uçurumlar gelip etraf›n› sarsa,
Ay batsa, günefl sönse, ufuklar da kararsa,
Gökler y›k›l›p çökse, yolundan yine dönmez,
Ruhundaki imanla yanan mefl’ale sönmez.
Kalbinde yanarda¤ gibi iman ne mukaddes!
Vicdan›na her an flunu hayk›rmada bir ses:
Ey yolcu! fiafaklar sökecek; durma, ilerle!
Zulmetlere kan a¤latacak mefl’alelerle...
Y›ld›zlara bas, ç›k yüce âlemlere, yüksel,
‹nsanl›¤› kurtarmaya Cennetten inen el!
Sanki, bu m›sralar iman kahraman›, büyük mücahit
Bediüzzaman Hazretleri için yaz›lm›fl. Zira bu yüksek s›-
fatlar, hep onun s›fatlar›d›r. Cenab-› Hak flu ayet-i keri-
mede, bak›n›z, mücahitlere neler vaat ediyor:
1
n
Ú/
æ°p
ùr
ëo
ª` r
dG n
™n
ª`n
d %G s
¿
p
G n
h Én
æn
?o
Ñ°o
S r
ºo
¡s
`æn
jp
ór
¡n
æ n
dÉn
æ«/
a Gho
ón
gÉn
L n
øj/
ò s
dGn
h
Meal-i flerifi:
“
Bizim u¤rumuzda mücahede edenlere
mutlaka yollar›m›z› gösteririz. Ve hiç flüphe yok ki, Allah
muhsinlerle (Allah’› görür gibi ibadet eden mücahitlerle)
beraberdir.”
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 21
Ö
N SÖZ
ufuk:
gökle yerin veya denizin
birleflmifl gibi göründü¤ü yerler.
vaat:
Allah'›n kullar›na muhak-
kak gerçekleflece¤ini bildirdi¤i
ahiret hayat›nda, amellerinin kar-
fl›l›¤› ve Allah'›n lütfu olarak veri-
lecek mükâfat, ahiret mükâfat›.
vicdan:
iyiyi kötüden, hayr› fler-
den ay›rt etmeye yard›mc› olan
ahlaki duygu.
zira:
çünkü, ondan ki, flu sebep-
ten ki.
zulmet:
karanl›k.
âlem:
bütün yarat›lm›fllar.
ayet-i kerime:
Kur'ân'›n aye-
ti.
Cennet:
Allah'›n insanlara
müjdeledi¤i, ölümden sonraki
âlemde bulunan, Allah'a ina-
nan, günah ifllememifl veya
günahlar›ndan temizlenmifl
olanlar›n girece¤i, ebediyen
içinde kalacaklar› yer.
ibadet:
Allah'›n emrettiklerini
yerine getirme, Allah'a karfl›
kulluk vazifesini yapma.
meal-i flerif:
flerefli, yüce ma-
na.
mefl'ale:
ayd›nlat›c› alet, lâm-
ba, kandil.
m›sra:
bir beytin sat›rlar›ndan
her biri, bir sat›rl›k manzum
söz.
mukaddes:
takdis edilmifl,
mübarek, ay›p ve noksanlar-
dan kurtulmufl, kutsal, aziz,
temiz.
mutlaka:
ne olursa olsun, ke-
sin, muhakkak.
mücahede:
savaflma, müca-
dele, u¤raflma, çaba, gayret.
mücahit:
cihat eden, din u¤-
runa din düflmanlar›yla, Allah
r›zas› için ve Allah'›n ad›n› yü-
celtmek gayesiyle savaflan.
s›fat:
hâl, keyfiyet, nitelik, va-
s›f.
flafak:
günefl do¤madan az
önce beliren ayd›nl›k.
1.
Ankebut Suresi: 69.