nurlu ufuklarn görür. dam sehpalar, birer vaaz ve irflat
kürsüsüdür; oradan insanl¤a ulvî bir gaye u¤runda sabr
ve sebat, metanet ve celâdet dersleri verir. Hapishaneler
birer medrese-i Yusufiyeye inklâp eder; oraya girerken,
bir profesörün üniversiteye ders vermek için girdi¤i gibi
girer. Zira oradakiler, onun feyiz ve irfladna muhtaç olan
talebeleridir. Her gün birkaç vatandafln imann kurtar-
mak ve canileri melek gibi bir insan hâline getirmek,
onun için dünyalara de¤iflilmez bir saadettir.
Böyle bir yüksek iman ve ihlâs fluuruna malik olan in-
san, hiç flüphesiz ki, zaman ve mekân mefhumlarnn
fâniler üzerinde brakt¤ yaldzl tesirleri kesif madde âle-
minde brakarak, ruhu ile maneviyat âleminin prl prl
nurlar saçan ufuklarna yükselmifl bir hâldedir.
Büyük mutasavvflarn (r.a.) fenâfillâh, bekabillâh diye
tarif ve tavsif buyurduklar yüksek mertebe, iflte bu kudsî
flerefe nail olmaktr.
Evet, her müminin kendine mahsus bir huzur, huflû,
tefeyyüz, tecerrüt ve isti¤rak hâli vardr. Ve herkes, iman
ve irfan, salâh ve takvas, feyiz ve maneviyat nispetin-
de bu lâhî hazdan feyizyâb olabilir. Lâkin, bu güzel hâl,
bu tatl visal ve bu emsalsiz haz, geçen ayet-i kerimede-
ki ihsan erbab olan o büyük mücahitlerde her zaman
devam ediyor. Ve iflte onlar, bu sebepten dolaydr ki,
Mevlây unutmak gafletine düflmüyorlar. Nefisleriyle,
aslanlar gibi bütün ömürleri boyunca çarpflyorlar. Ve
hayatlarnn her lâhzas, en yüksek terakki ve tekâmül
TARHÇE- HAYATI
| 23
Ö
N SÖZ
kürsü:
camilerde vaizin, medre-
selerde müderrisin oturdu¤u yer.
lâhza:
göz açp kapayncaya ka-
dar geçen zaman, an.
lâkin:
ama, fakat, ancak.
mahsus:
baflkasnda bulunma-
yan, bir fleye veya kifliye has
olan.
malik:
sahip.
maneviyat:
manevî olan husus-
lar, ruha, hisse, inanca ait fleyler.
medrese-i Yusufiye:
Yusuf'un
medresesi, Hz. Yusuf'un (a.s.) ifti-
ra, hakszlk ve zulüm ile hapiste
kalmasndan kinaye olarak, iman
ve Kur'ân'a hizmetinden dolay
tevkif edilenlerin hapsedildi¤i yer
manasnda, hapishane.
mefhum:
bir sözün ifade etti¤i
mana, sözden çkarlan mana.
mekân:
yer, mahal.
mertebe:
rütbe, paye.
metanet:
sa¤lamlk, dayankllk.
Mevlâ:
Allah.
mutasavvf:
tasavvuf ehli.
mücahit:
din u¤runa din düfl-
manlaryla, Allah rzas için ve Al-
lah'n adn yüceltmek gayesiyle
savaflan.
mü'min:
iman eden, inanan.
nail olmak:
yetiflmek, ulaflmak.
nefis:
kulun kötü ve günah olan
hâl ve huylar, süflî arzular.
nispet:
kyas, ölçü, oran.
nurlu:
aydnlk, parltl.
saadet:
mutluluk, bahtiyarlk.
sabr:
bafla gelen üzücü olaylara
tahammül göstererek Allah'a s¤-
np skntlara gö¤üs germe.
salâh:
dine olan ba¤llk.
sebat:
kararndan vazgeçmeme.
fleref:
yücelik, seçkinlik.
fluur:
bir fleyi anlama, tanma ve
kavrama gücü.
takva:
Allah'n yasaklarndan ka-
çnmada azamî titizlik gösterme.
talebe:
ö¤renciler.
tarif:
etraflca anlatma, bildirme.
tavsif:
vasflandrma, niteleme.
tecerrüt:
her fleyden vazgeçip Al-
lah'a yönelme.
tefeyyüz:
feyizlenme.
tekâmül:
olgunlaflma.
terakki:
yükselme.
ufuk:
gökle yerin veya denizin
birleflmifl gibi göründü¤ü yerler.
ulvî:
yüksek, yüce.
vaaz:
vaizin camide, cemaati ir-
flat amacyla, dinî ifllerle ilgili ola-
rak Kur'ân ve hadislerden aktar-
d¤ ve yorumlad¤ sözler.
visal:
ulaflma, kavuflma.
yaldzl:
göz boyayan.
zira:
çünkü, flu sebepten ki, onun
için.
âlem:
dünya, cihan.
ayet-i kerime:
Kur'ân'n aye-
ti.
bekabillah:
Allah ile var ol-
mak.
cani:
cinayet ifllemifl kimse.
celâdet:
yi¤itlik, kahramanlk.
emsalsiz:
eflsiz, benzersiz.
erbap:
sahipler, malikler.
fâni:
ölümlü.
fenafillâh:
Allah'n varl¤nda
yok olma.
feyiz:
ilim, irfan.
feyizyab:
feyiz bulan.
gaflet:
gafillik.
gaye:
maksat, meram, hedef.
huflu:
Allah'a karfl korku ve
sayg ile boyun e¤me, bu
duygunun meydana getirdi¤i
korku ile karflk sevgiden ge-
len edepli bir hâl.
huzur:
gönül ferahl¤, kalp,
kafa rahatl¤, sükûnet, rahat.
ihlâs:
bir ifli, bir ameli, baflka
bir karfllk beklemeksizin, srf
Allah rzas için yapma.
ihsan:
iyilik etme, güzel dav-
ranma.
lâhî:
Allah'la ilgili, Cenab-
Hakka dair.
inklâp etmek:
hâl de¤ifltir-
mek.
irfan:
Allah' bilme ve tanma.
irflat:
do¤ru yolu gösterme,
gafletten uyandrma, uyarma.
isti¤rak:
kulun kalbini dünya
ile ilgili fleylerden arndrp Al-
lah'a ba¤lanmas ve lâhî aflk
ve vecd dalgnl¤ içinde bu-
lunmas.
kesif:
sk, yo¤un.
kudsî:
mukaddes, kutlu, aziz.