gariptir, hem çok gariptir; yedi yüz sene müddetinde
İslâmiyet’in ve kur’ân’ın elinde şerefşiar, barikaâsâ bir kı-
lıç olan türk milletini ve türkçülüğü, muvakkaten İslâmi-
yet’in bir kısım şeairine karşı istimal etmeye çalışır. Fakat
muvaffak olmaz, geri çekilir. “kahraman ordu, dizginini
onun elinden kurtarıyor” diye, rivayetlerden anlaşılıyor.
(1)
*G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?r
©n
j n
’ @ p
ÜGn
ƒs
°üdÉp
H o
ºn
?r
Yn
G *Gn
h
®
barikaâsâ: şimşek gibi.
garip:
tuhaf, şaşılacak.
istimal:
kullanma.
muvaffak:
başaran, başarmış,
başarılı.
muvakkaten:
geçici olarak.
müddet:
süre, zaman.
rivayet:
Hz. Peygamberden
nakledilen hadis.
şeair:
dinin alâmetleri, işaret-
leri.
şerefşiar:
şerefli.
1.
Gerçek doğruyu ancak Allah bilir. • Gaybı Allah’tan başka kimse bilmez.
B
eŞinci
Ş
ua
| 942 | Şualar