Şualar - page 52

muhtaçlarının imdatlarına koşan rahmet bir ve o rahme-
tin bir şerbetçisi olan yağmur bir ve hakeza, bir, bir, bir;
tâ binler bir birler. Hem, bu kâinatın sobası olan güneş
bir, lâmbası olan kamer bir, aşçısı olan ateş bir, levazımat
deposu ve hazineli direği olan dağ bir, sakacı ve sucusu
bir ve bağları sulayan süngeri bir ve hakeza, bir, bir, bir;
tâ bin bir birler kadar.
İşte, âlemin bu kadar birlikleri ve vahdetleri, güneş gi-
bi zahir bir tek Vahid-i ehad’e işaret ve delâlet eden bir
hüccet-i bâhiredir.
Hem, kâinat unsurlarının ve nevilerinin her birisi, bir
olmasıyla beraber zeminin yüzünü ihata etmesi ve birbi-
rinin içine girmesi ve münasebettarâne ve belki muave-
netkârâne birleşmesi, elbette Malik ve sahip ve sâni’leri-
nin bir olmasına bir alâmet-i zahiredir.
İKİNCİ ALÂMET VE HÜCCET
ki,
(1)
o
¬n
d n
?j/
ôn
°T n
kelimesini intaç ediyor; bütün kâinatta, zerrelerden tâ yıl-
dızlara kadar her şeyde kusursuz bir intizam-ı ekmel ve
noksansız bir insicam-ı ecmel ve zulümsüz bir mizan-ı âdi-
lin bulunmasıdır.
evet,
kemal-i intizam, insicam-ı mizan ise, yalnız vah-
detle olabilir; müteaddit eller bir tek işe karışırsa, karıştı-
rır.
sen gel, bu intizamın haşmetine bak ki; bu kâinatı ga-
yet mükemmel öyle bir saray yapmış ki, her bir taşı bir
saray kadar sanatlı; ve gayet muhteşem öyle bir şehir
alâmet-i zahire:
zahirdeki işaret,
görünen belirti; açık alâmet.
âlem:
dünya, cihan.
hakeza:
böylece, bunun gibi.
haşmet:
ihtişam, heybet, büyük-
lük.
hazine:
zengin ve değerli kaynak.
hüccet-i bâhire:
büyük, apaçık
delil.
imdat:
yardım isteme.
insicam-ı ecmel:
tam uyum, en
güzel uygunluk, tutarlılık.
insicam-ı mizan:
dengeli, ölçülü
ve bütünlük içinde.
intaç:
neticelendirme, sonuçlan-
dırma.
intizam:
düzen, düzenlilik.
intizam-ı ekmel:
mükemmel
sistem, düzen.
kamer:
Ay.
kemal-i intizam:
intizamın
mükemmel oluşu, tam ve ek-
siksiz düzen.
levazımat:
lüzumlu madde-
ler, ihtiyaç maddeleri.
malik:
sahip.
mizan-ı âdil:
adaletli terazi.
muavenetkârâne:
yardımla-
şarak.
muhteşem:
haşmetli, yüce.
müteaddit:
çeşitli.
rahmet:
şefkat etmek, mer-
hamet etmek, esirgemek.
unsur:
madde, esas, kök.
vahid-i ehad:
bir olan ve bir-
liği her bir şeyde tecelli eden
Allah.
zahir:
açık, belli, meydanda.
zerre:
maddenin en küçük
parçası, molekül, atom.
zulüm:
haksızlık.
1.
Allah bir olur, ortağı yoktur.
i
kinci
Ş
ua
| 52 | Şualar
1...,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51 53,54,55,56,57,58,59,60,61,62,...1581
Powered by FlippingBook