Hem gözün kördür; yüzümdeki mucizat- kudreti,
mahiyetimizdeki havarik- ftrat görmüyorsun. E¤er gör-
sen, anlarsn ki, benim Sâniim öyle bir Zattr ki, hiçbir
fley Ondan gizlenemez, hiçbir fley Ona nazlanp a¤r ge-
lemez. Yldzlar, zerreler kadar Ona kolay gelir. Bir baha-
r bir çiçek kadar sühuletle icat eder. Koca kâinatn fih-
ristesini kemal-i intizamla benim mahiyetimde derç eden
bir Zattr. Böyle bir Zatn sanatna senin gibi camit, âciz
ve kör, sa¤r, parmak karfltrabilir mi? Öyle ise sus, de-
fol git! der, onu tart eder.
Sonra, o müddei gider, zeminin yüzüne serilen genifl
haliçeye ve zemine giydirilen gayet müzeyyen ve münak-
kafl gömle¤e esbap namna ve tabiat lisanyla ve felsefe
diliyle der ki: Sende tasarruf edebilirim ve sana malikim
veya sende hissem var diye dava eder.
O vakit, o gömlek,
(HAfiYE)
o haliçe, hak ve hakikat na-
mna, lisan- hikmetle o müddeiye der ki:
E¤er seneler, karnlar adedince yere giydirilip, sonra
intizam ile çkarlp geçmifl zamann ipine aslan ve yeni-
den giydirilecek ve kemal-i intizam ile kader dairesinde
programlar ve biçimleri çizilen ve tayin olunan ve gele-
cek zamann fleridine taklan ve intizaml ve hikmetli,
ayr ayr nakfllar bulunan bütün gömlekleri, haliçeleri
dokuyacak, icat edecek kudret ve sanat sende varsa,
âciz:
zayf, güçsüz.
camit:
ruhsuz, cansz.
cilve-i esma:
Allahn isimlerinin
tecellileri, yansmalar.
daire:
saha, alan.
derç:
koyma, yerlefltirme.
esbap:
sebepler.
felsefe:
madde ve hayat bafllan-
gç ve gaye bakmndan incele-
yen ilim.
fihriste:
içinde bulunanlar göste-
ren liste.
gayet:
çok, son derece.
hak:
do¤ru.
hakikat:
gerçek.
haliçe:
ince dokunmufl küçük ha-
l.
hafliye:
dipnot, açklayc not.
havarik-i ftrat:
yaratlfl harika-
lar.
hayattar:
canl, yaflayan.
hisse:
pay.
icat:
yoktan yaratma, meydana
getirme.
ihtizaz:
titreflim, sarsnt, flevk ile
hareket.
intizam:
düzgünlük, düzen.
kader:
Cenab- Hakkn meydana
gelecek hâdiseleri olmadan önce
takdir etmesi, plânlamas.
kâinat:
bütün âlemler, varlklar.
karn:
yüzyl, asr.
kemal-i hikmet:
mükemmel hik-
met ve gaye.
kemal-i intizam:
tam ve eksiksiz
düzen.
kudret:
kuvvet, iktidar.
lisan:
dil.
lisan- hikmet:
yaratlfl gayesine
uygun bir dil ile.
mahiyet:
nitelik, bir fleyin iç yü-
zü.
malik:
sahip.
mucizat-i kudret:
kudret muci-
zeleri, lâhî gücün harikalar.
muhtelif:
çeflitli.
müddei:
iddia sahibi, davac.
münakkafl:
nakfll, ifllemeli.
müzeyyen:
ziynetlendirilmifl,
süslenmifl.
nakfl:
süs.
nessaç:
dokumac.
Sâni:
her fleyi sanatl olarak
yaratan Allah.
sühulet:
kolaylk.
tabiat:
maddî âlem ve içinde-
kiler.
tart etmek:
kovmak, uzak-
lafltrmak.
tasarruf:
yönetme, kullanm
hakk.
tayin olunan:
belirlenen.
tebeddül:
baflkalaflma, de¤ifl-
me.
vakit:
zaman.
Zat:
azamet ve ululuk sahibi
Allah.
zemin:
yeryüzü.
zerre:
maddenin en küçük
parças.
970 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ
HAfiYE:
Fakat flu haliçe hem hayattardr, hem intizaml bir ihtizazdadr.
Her vakit, nakfllar kemal-i hikmet ve intizam ile tebeddül edertâ ki,
Nessacnn muhtelif cilve-i esmasn ayr ayr göstersin.