iki parça ederek, arz›n sekenesine o arzl›n›n risaletine
öyle bir mu’cize gösterildi ki, Zat-› Ahmediye (a.s.m.),
kamerin aç›lm›fl iki nuranî kanad› gibi, risalet ve velâyet
gibi iki nuranî kanad›yla, iki ziyadar cenah ile, evc-i ke-
malâta uçmufl, tâ Kab-› Kavseyn’e ç›km›fl; hem ehl-i se-
mavat, hem ehl-i arza, medar-› fahir olmufltur.
1
p
äGn
ƒ'
ª°s
ùdGn
h ¢p
Vr
Qn
’r
G n
Ór
``p
e o
äÉn
ª«/
?°r
ùs
àdGn
h o
In
Ó°s
üdG p
¬p
d'
G = '
¤n
Yn
h p
¬r
« n
?n
Y
2
o
º«/
µ n
`?r
G o
º«/
? n
© r
dG n
âr
fn
G n
?s
f p
G B É
'
æ n
à r
ª s
? n
Y É
n
e
s
’ p
G B É '
æ n
d
n
º r
?p
Y
n
’ n
?n
fÉ n
ër
Ñ
°o
S
p
?p
FÉ°n
Sn
Q p
á n
Ñ n
? n
W n
܃ o
?o
bn
h »/
Ñ r
?n
b r
?n
©r
Lp
G /
¬p
Jn
QÉn
°Tp
Ép
H o
ôn
ªn
? r
dG s
?n
°ûr
fG p
øn
e u
?n
ë
p
H
-n
G
3
r
Ú/
e'
G n
Ú/
e'
G p
¿'
Gr
ôo
? r
dG ¢p
ùr
ªn
°T p
á n
?n
HÉn
?o
e ?p
a p
ôn
ªn
? r
dÉn
c n
Ú/
bp
OÉ°s
üdG p
Qƒ t
ædG
®
SÖZLER | 961
O
TUZ
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
ta ulaflt›¤› ve bütün yarat›lanlar›
arkas›na al›p Cenab-› Hakla mü-
flerref oldu¤u makam.
medar-› fahir:
iftihar sebebi,
övünç vesilesi.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanlar›n âciz kald›¤› fley.
nuranî:
nurlu, ›fl›kl›, mübarek.
rahmet:
ac›ma, merhamet etme,
ba¤›fllama, flefkat göstermek.
risalet:
elçilik, resullük, peygam-
berlik.
sad›k:
gerçek, hakikî, sahte olma-
yan.
suret:
flekil, biçim.
tenzih:
Allah’› her çeflit kusur,
noksan ve ortaktan uzak bilip
söyleme.
velâyet:
velîlik, ermifllik, Allah
dostlu¤u.
Zat hürmetine:
peygamber efen-
dimizin flahs› flerefine.
Zat-› Ahmediye:
Hz. Peygambe-
rin zat›, kiflili¤i.
ziyadar:
›fl›kl›, ayd›nl›k.
âl:
aile, çoluk, çocuk.
arz›n sekenesi:
dünyada otu-
ranlar, yeryüzünde yaflayan-
lar.
cenah:
kanat, taraf, k›s›m.
ehl-i arz:
dünyadakiler, yer-
dekiler.
ehl-i semavat:
semavat ehli,
melekler.
evc-i kemalât:
bir fleyin en
yüksek derecesi, mükemme-
li.
hikmet:
kâinattaki ve yarat›-
l›fltaki ‹lâhî gaye.
inflikak:
yar›lma, bölünme,
ikiye ayr›lma.
Kab-› Kavseyn:
iki yay mesa-
fesi, Peygamberimizin miraç-
1.
Ona ve Âline yer ve gökler dolusu rahmet ve selâmlar olsun.
2.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize ö¤retti¤inden baflka bizim hiçbir bilgi-
miz yoktur. Sen her fleyi hakk›yla bilir, her ifli hikmetle yapars›n. (Bakara Suresi: 32.)
3.
Allah’›m, iflaretiyle ay›n ikiye bölündü¤ü Zat hürmetine benim kalbimi ve sad›k Nur Tale-
belerinin kalplerini Kur’ân günefli mukabilinde ay gibi yap. Âmin, Âmin.