Sözler - page 978

ARABÎ FIKRANIN TERCÜMES‹:
Yani, güya çiçek
açm›fl her bir a¤aç, güzel yaz›lm›fl manzum bir kaside-
dir ki, o kaside Fât›r-› Zülcelâl’in medayih-i bâhiresini
inflad edip, flairâne lisan-› hâl ile söylüyor.
Veyahut o çiçek açm›fl her bir a¤aç, binler bakar ve
bakt›r›r gözlerini açm›fl; tâ Sâni-i Zülcelâl’in neflir ve tefl-
hir olunan acaib-i sanat›n› bir iki gözle de¤il, belki binler
gözlerle baks›n, tâ ehl-i dikkati öyle bakt›rs›n.
Veyahut o çiçek açan her bir a¤aç, umumî bayram
olan bahar›n içindeki hususî bayram›nda ve resmigeçit-
misal bir anda yeflillenmifl azalar›n› en süslü müzeyyenat-
la süslemifl. Tâ ki, onun Sultan-› Zülcelâl’i, ona ihsan et-
ti¤i hedâyây› ve letaifi ve âsâr-› nuraniyesini müflahede
etsin. Hem meflher-i sanat-› ‹lâhiye olan zeminin yüzün-
de ve bahar mevsiminde, murassaat-› rahmetini enzar-›
halka teflhir etsin. Ve flecerin hikmet-i hilkatini beflere
ilân etsin. ‹ncecik dallar›nda ne kadar mühim hazineler
bulundu¤unu ve ihsanat-› Rahmaniyenin meyvelerinde
ne derece mühim defineler var oldu¤unu göstermekle,
kemal-i kudret-i ‹lâhiyeyi göstersin.
@
acaib-i sanat:
Cenab-› Hakk›n sa-
nat›n›n harika ve hayret uyand›r›-
c› durumlar›.
Arabî:
Arapça.
âsâr-› nuraniye:
nuranî eserler.
aza:
organlar, uzuvlar.
befler:
insan.
ehl-i dikkat:
dikkat sahipleri.
enzar-› halk:
halk›n bak›fllar›.
Fât›r-› Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi ve benzeri olmayan fleyle-
ri yaratan Allah.
f›kra:
bend, madde, paragraf.
güya:
sanki.
hazine:
de¤erli eflyalar›n saklan-
d›¤› yer.
hedâyâ:
hediyeler, arma¤anlar.
hikmet-i hilkat:
yarat›l›fl hikmeti.
hususî:
özel.
ihsan:
ikram etme, lütuf.
ihsanat-› rahmaniye:
Cenab-›
Hakk›n lütuf ve ihsanlar›.
ilân etmek:
bildirmek.
inflad:
bir fliiri kaidesine uygun
olarak okumak.
kaside:
belli bir amaçla yaz›lm›fl
divan fliiri.
kemal-i kudret-i ‹lâhiye:
Allah’›n
kudretindeki mükemmellik.
letaif:
duygular.
lisan-› hâl:
bir fleyin duruflu ve
görünüflü ile bir mana ifade et-
mesi.
manzum:
vezinli, naz›m, ölçülü
fliir.
medayih-i bâhire:
çok aç›ktan
birisini methetmek, övmek.
meflher-i sanat-› ‹lâhiye:
Allah’›n
sanat›n› sergiledi¤i galeri, ‹lâhî sa-
nat eserlerinin sergisi.
murassaat-› Rahmet:
Al-
lah’›n rahmetinin süslü eser-
leri.
mühim:
önemli.
müflahede:
gözle görme, sey-
retme.
müzeyyenat:
ziynetlendiril-
mifl, süslenmifl.
neflir:
yayma.
resmigeçit:
geçit merasimi,
tören geçidi.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz celâl
sahibi ve her fleyi sanatla ya-
ratan Allah.
Sultan-› Zülcelâl:
sonsuz celâl
ve hâkimiyet sahibi Sultan.
flairâne:
flaircesine.
flecere:
a¤aç.
tercüme:
çeviri, bir dilden
baflka bir dile çevirme.
teflhir:
sergileme.
umumî:
herkese ait.
zemin:
yeryüzü.
978 | SÖZLER
O
TUZ
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
1...,968,969,970,971,972,973,974,975,976,977 979,980,981,982,983,984,985,986,987,988,...1482
Powered by FlippingBook