ARABÎ FIKRANIN TERCÜMES:
Yani, güya çiçek
açmfl her bir a¤aç, güzel yazlmfl manzum bir kaside-
dir ki, o kaside Fâtr- Zülcelâlin medayih-i bâhiresini
inflad edip, flairâne lisan- hâl ile söylüyor.
Veyahut o çiçek açmfl her bir a¤aç, binler bakar ve
baktrr gözlerini açmfl; tâ Sâni-i Zülcelâlin neflir ve tefl-
hir olunan acaib-i sanatn bir iki gözle de¤il, belki binler
gözlerle baksn, tâ ehl-i dikkati öyle baktrsn.
Veyahut o çiçek açan her bir a¤aç, umumî bayram
olan baharn içindeki hususî bayramnda ve resmigeçit-
misal bir anda yeflillenmifl azalarn en süslü müzeyyenat-
la süslemifl. Tâ ki, onun Sultan- Zülcelâli, ona ihsan et-
ti¤i hedâyây ve letaifi ve âsâr- nuraniyesini müflahede
etsin. Hem meflher-i sanat- lâhiye olan zeminin yüzün-
de ve bahar mevsiminde, murassaat- rahmetini enzar-
halka teflhir etsin. Ve flecerin hikmet-i hilkatini beflere
ilân etsin. ncecik dallarnda ne kadar mühim hazineler
bulundu¤unu ve ihsanat- Rahmaniyenin meyvelerinde
ne derece mühim defineler var oldu¤unu göstermekle,
kemal-i kudret-i lâhiyeyi göstersin.
@
acaib-i sanat:
Cenab- Hakkn sa-
natnn harika ve hayret uyandr-
c durumlar.
Arabî:
Arapça.
âsâr- nuraniye:
nuranî eserler.
aza:
organlar, uzuvlar.
befler:
insan.
ehl-i dikkat:
dikkat sahipleri.
enzar- halk:
halkn bakfllar.
Fâtr- Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi ve benzeri olmayan fleyle-
ri yaratan Allah.
fkra:
bend, madde, paragraf.
güya:
sanki.
hazine:
de¤erli eflyalarn saklan-
d¤ yer.
hedâyâ:
hediyeler, arma¤anlar.
hikmet-i hilkat:
yaratlfl hikmeti.
hususî:
özel.
ihsan:
ikram etme, lütuf.
ihsanat- rahmaniye:
Cenab-
Hakkn lütuf ve ihsanlar.
ilân etmek:
bildirmek.
inflad:
bir fliiri kaidesine uygun
olarak okumak.
kaside:
belli bir amaçla yazlmfl
divan fliiri.
kemal-i kudret-i lâhiye:
Allahn
kudretindeki mükemmellik.
letaif:
duygular.
lisan- hâl:
bir fleyin duruflu ve
görünüflü ile bir mana ifade et-
mesi.
manzum:
vezinli, nazm, ölçülü
fliir.
medayih-i bâhire:
çok açktan
birisini methetmek, övmek.
meflher-i sanat- lâhiye:
Allahn
sanatn sergiledi¤i galeri, lâhî sa-
nat eserlerinin sergisi.
murassaat- Rahmet:
Al-
lahn rahmetinin süslü eser-
leri.
mühim:
önemli.
müflahede:
gözle görme, sey-
retme.
müzeyyenat:
ziynetlendiril-
mifl, süslenmifl.
neflir:
yayma.
resmigeçit:
geçit merasimi,
tören geçidi.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz celâl
sahibi ve her fleyi sanatla ya-
ratan Allah.
Sultan- Zülcelâl:
sonsuz celâl
ve hâkimiyet sahibi Sultan.
flairâne:
flaircesine.
flecere:
a¤aç.
tercüme:
çeviri, bir dilden
baflka bir dile çevirme.
teflhir:
sergileme.
umumî:
herkese ait.
zemin:
yeryüzü.
978 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ