ve tedbir ve tedvirindedir; bilbedahe arzn yüzünde yaz-
lan ve icat edilen ve yerin meyveleri ve gayat hükmün-
de olan masnuat dahi Onun kabza-i rububiyetinde ve ter-
biyesindedir.
Madem bütün zeminin yüzüne serilen ve serpilen ve
yüzünü yaldzlayan ve ziynetlendiren ve her zaman taze-
lenen, gelip giden ve zemin onlarla dolup boflalan umum
masnuat, kabza-i kudret ve ilmindedir ve adlühikmetinin
mizanyla ölçülüp ve tanzim edilir; madem bütün enva
Onun kabza-i kudretindedir; elbette o envan muntazam
ve mükemmel fertleri ve âlemin küçük misal-i musa¤¤ar-
lar ve enva- kâinatn bilânçolar ve kitab- âlemin küçü-
cük fihristeleri hükmünde olan cüzî fertleri, bilbedahe
Onun kabza-i rububiyetinde ve icadndadr ve tedvir ve
terbiyesindedir.
Madem her bir zîhayat, kabza-i tedbir ve terbiyesinde-
dir; elbette o zîhayatn vücudunu teflkil eden hüceyrat ve
küreyvat ve aza ve asap, bilbedahe onun kabza-i ilim ve
kudretindedir.
Madem her bir hüceyre ve kandaki her bir küreyvat
Onun taht- emrindedir ve daire-i tasarrufundadr ve
Onun kanunuyla hareket ederler; elbette bütün bunlarn
madde-i esasiyesi ve bütün onlardaki nakfl- sanata ve
nesc-i nakfla mekikler ve yaylar hükmünde olan zerrat
dahi bizzarure Onun kabza-i kudretinde ve daire-i ilmin-
dedir ve Onun emriyle, izniyle, kuvvetiyle muntazam ha-
reket yapar, mükemmel vezaif görürler.
adlühikmet:
adalet ve hikmet.
âlem:
dünya, cihan.
arz:
yer, dünya.
asap:
sinirler.
aza:
organlar, uzuvlar.
bilânço:
hesap özeti, rapor.
bilbedahe:
açktan.
bizzarure:
ister istemez, mecbu-
ren.
cüzî:
küçük.
daire-i tasarruf:
tasarruf sahas;
sevk ve idare etme alan.
enva:
çeflitler.
enva-i kâinat:
var olan fleylerin
türleri.
fert:
kifli, bir bütünün parçalarn-
dan her biri.
fihriste:
bir kitapta bulunan fley-
leri srayla gösteren liste.
gayat:
gayeler, amaçlar.
hüceyrat:
hücreler.
hüceyre:
hücrecik.
hükmünde:
de¤erinde, yerinde.
icat:
yoktan var etme, meydana
getirme.
kabza-i ilim:
bilgi dairesi, bilime
dahil.
kabza-i kudret:
kudret eli.
kabza-i rububiyet:
Cenab- Hak-
kn terbiye eli.
kabza-i tedbir ve terbiye:
idare-
si ve terbiyesi altnda bulunma.
kitab- âlem:
âlem kitab, kâinat.
kudret:
kuvvet, iktidar.
küreyvat:
yuvarlar.
madde-i esasiye:
esas madde.
masnuat:
sanatla yaplmfl fleyler.
mekik:
dokumaclkta, atk iplik-
lerini çözgü iplikleri arasndan ge-
çirmekte kullanlan masural
alet.
misal- musa¤¤ar:
küçültül-
müfl örnek.
mizan:
terazi, ölçü.
muntazam:
nizaml, intizaml.
nakfl- sanat:
sanat nakfl.
nesc-i nakfl:
nakfl dokuma.
taht- emir:
emir altnda ol-
ma.
tanzim:
düzenleme, nizam.
tedbir:
idare etme, çekip çe-
virme.
tedvir:
çekip çevirme, idare
etme.
terbiye:
e¤itim.
teflkil:
meydana getirme, fle-
kil verme.
umum:
bütün.
vezaif:
vazifeler.
zemin:
yeryüzü.
zerrat:
zerreler.
zîhayat:
hayat sahibi.
ziynet:
süs.
986 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ