menzili, birer tayyaresi, birer mescidi ve avalim-i ulviye-
nin birer lâmbas, birer günefli ve saltanat- rububiyetin
birer flahidi ve feza-i âlemin birer ziyneti, birer kasr, bi-
rer çiçe¤i ve sema denizinin birer nuranî bal¤ ve gökyü-
zünün birer güzel gözü
(HAfiYE 1)
oldu¤umuz gibi, heyet-i
mecmuamzda sükûnet içinde bir sükût ve hikmet içinde
bir hareket ve haflmet içinde bir ziynet ve intizam içinde
bir hüsnühilkat ve mevzuniyet içinde bir kemal-i sanat
bulundu¤undan, Sâni-i Zülcelâlimizi, nihayetsiz diller ile
vahdetini, ehadiyetini, samediyetini ve evsaf- cemal ve
celâl ve kemalini bütün kâinata ilân etti¤imiz hâlde, bi-
zim gibi nihayet derecede safî, temiz, mutî, musahhar
hizmetkârlar karma karflklk ve intizamszlk ve vazife-
sizlik, hatta sahipsizlikle ittiham etti¤inden tokada müs-
tahaksn der. O müddeinin yüzüne, recm-i fleytan gibi,
bir yldz öyle bir tokat vurur ki, yldzlardan tâ Cehenne-
min dibine onu atar. Ve beraberinde olan tabiat
(HAfiYE 2)
evham derelerine ve tesadüfü adem kuyusuna ve flerikle-
ri imtina ve muhaliyet zulümatna ve din aleyhindeki
SÖZLER | 975
O
TUZ
KNC
S
ÖZ
kader-i lâhî:
Allahn olmufl ve
olacak her fleyi programlamas.
Kadîr-i Zülcelâl:
sonsuz büyük-
lük, haflmet ve kudret sahibi, Al-
lah.
kâinat:
bütün âlemler, varlklar.
kasr:
köflk.
kemal-i acz:
aczin son derecesi.
kemal-i sanat:
sanattaki mü-
kemmellik.
kudret-i Rabbaniye:
her fleyi ter-
biye eden Allahn sonsuz kudret
ve kuvveti.
mahfler-i acayip ve garaip:
her-
kesi hayrete sevk eden ve tuhaf
fleylerin toplanma yeri.
mecmua-i kavanin:
kanunlarn
bütünlü¤ü.
melâike:
melekler.
menzil:
yer, mesken.
mescit:
namaz klnacak yer.
mevzuniyet:
mevzunluk, düzen-
li.
muhaliyet:
imkânszlk.
musahhar:
emir altna giren.
mutî:
itaat eden.
müddei:
iddia sahibi, davac.
müstahak:
hak etmifl.
nihayet:
son derece.
nihayetsiz:
sonsuz.
recm-i fleytan:
fleytan tafllama.
safî:
saf olan, temiz.
saltanat-i rububiyet:
kâinat ter-
biye ve idare edici olan Allahn
saltanat.
samediyet:
her fleyin Allaha
muhtaç olmas, Allahn hiç bir fle-
ye muhtaç olmamas.
sanat- Rabbaniye:
her fleyi ken-
di ölçüleri içerisinde terbiye eden
Allahn sanat.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi ve her fleyi sanatl yaratan
Allah.
sema:
gökyüzü, sema.
semavat:
semalar, gökler.
sukut:
düflme.
sükûnet:
durgunluk.
sükût:
susma.
fleriat:
do¤ru yol.
flerik:
ortak.
tabiat:
maddî âlem ve içindekiler.
tagayyür:
de¤iflme, baflkalaflma.
tayyare:
uçak.
tebeddül:
de¤iflme.
temafla:
bakp seyretme.
tesadüf:
rastlant.
tesir:
etki, iz.
tevbe:
günahtan piflmanlk du-
yup bir daha ifllememek üzere
söz verme.
vahdet:
birlik.
vazife-i ubudiyet:
kulluk görevi.
zemin:
yeryüzü.
zîfluur:
bilinçli.
zulümat:
karanlklar.
acaib-i masnuat:
çok garip
ve sanatl yaratlanlar.
acaib-i sanat- lâhiye:
Al-
lahn insanlar flaflrtan sanat
harikalar.
adem:
yokluk.
aleyh:
karfl.
arz:
yer, dünya.
avalim-i ulviye:
yüce âlem-
ler.
Cenab- Hak:
Allah.
ehadiyet:
Allahn her bir fley-
de birli¤inin tecelli etmesi.
evham:
vehimler, zanlar.
evsaf-i cemal ve celâl ve ke-
mal:
Cenab- Allahn ba¤flla-
rn, büyüklü¤ünü ve mü-
kemmelli¤ini gösteren cemal
ve celâl vasflar.
feza-i âlem:
gökyüzü, uzay.
fiil:
ifl.
ftrat- lâhiye:
lâhî yaratlfl.
ftrî:
yaratlfltan, yaratlfla ait.
had:
snr.
hakikî:
gerçek.
hafliye:
dipnot.
haflmet:
ihtiflam, heybet.
heyet-i mecmua:
bütünün
gösterdi¤i hâl ve manzara.
hikmet:
her fleyin belirli ga-
yelere yönelik olarak, manal,
faydal ve tam yerli yerinde
olmas.
hizmetkâr:
hizmetçi.
hüsnühilkat:
yaratlfltaki gü-
zellik.
imtina:
kaçnma, çekinme.
infial:
tepki, aksi tesir.
inkyat:
boyun e¤me.
intizam:
düzgünlük, nizam.
ittiham:
suç altnda bulunma.
kabil:
mümkün.
HAfiYE 1:
Cenab- Hakkn acaib-i masnuatna bakp, temafla edip ve
ettiren iflaretleriz. Yani, semavat, hadsiz gözlerle zemindeki acaib-i sa-
nat- lâhiyeyi temafla eder gibi görünüyor. Semann melâikeleri gibi, yl-
dzlar dahi mahfler-i acayip ve garaip olan arza bakyorlar ve zîfluurlar
dikkatle baktryorlar demektir.
HAfiYE 2:
Fakat, sukuttan sonra, tabiat tevbe etti; hakikî vazifesi tesir
ve fiil olmad¤n, belki kabul ve infial oldu¤unu anlad. Ve kendisi kader-i
lâhînin bir nevi defterifakat, tebeddül ve tagayyüre kabil bir defteri
ve kudret-i Rabbaniyenin bir nevi program ve Kadîr-i Zülcelâlin bir nevi
ftrî fleriat ve bir nevi mecmua-i kavanini oldu¤unu bildi. Kemal-i acz ve
inkyat ile vazife-i ubudiyetini taknd ve ftrat- lâhiye ve sanat- Rabbani-
ye ismini ald.