Sözler - page 922

Her bir insan, akl›yla, hayal sür’atinde seyeran›; her
bir velî, kalbiyle berk sür’atinde cevelân› ve cism-i nura-
nî olan her bir melek ruh sür’atinde Arfltan ferfle, ferflten
Arfla deveran›; ehl-i Cennetin insanlar›, Burak sür’atin-
de, haflirden befl yüz sene fazla mesafeden Cennete ç›k-
malar› oldu¤u gibi, nur ve nur kabiliyetinde ve evliya
kalplerinden daha lâtif ve emvat›n ruhlar›ndan ve melâ-
ike cisimlerinden daha hafif ve cesed-i necmî ve beden-i
misalîden daha zarif olan ruh-u Muhammediyenin
(a.s.m.) hadsiz vezaifine medar ve cihazat›n›n mahzeni
olan cism-i Muhammedî (a.s.m.), elbette onun ruh-u âlî-
siyle Arfla kadar beraber gidecektir.
fiimdi, makam-› istimada olan mülhide bak›yoruz.
Hat›ra geliyor ki, o mülhit kalbinden der
: “Ben Allah’›
tan›m›yorum, Peygamberi bilmiyorum; nas›l miraca ina-
naca¤›m?”
Biz de deriz ki
: Madem flu kâinat ve mevcudat var ve
içinde ef’al ve icat var. Hem madem muntazam bir fiil fa-
ilsiz olmaz, manidar bir kitap kâtipsiz olmaz, sanatl› bir
nak›fl nakkafls›z olmaz. Elbette, flu kâinat› dolduran
ef’al-i hakîmânenin bir faili ve yeryüzünün mevsimbe-
mevsim tazelenen hayretfeza nukufllar›n›n, manidar
mektubat›n›n bir kâtibi, bir nakkafl› vard›r.
Hem madem bir iflte iki hâkimin bulunmas› o iflin in-
tizam›n› bozuyor. Hem madem sinek kanad›ndan tâ se-
mavat kandiline kadar mükemmel bir intizam var. Öyle
ise o Hâkim birdir. Bir olmazsa—çünkü her fleyde sanat
arfl:
Allah’›n büyüklük ve yüceli-
¤inin ve her fleyi kuflatan s›n›rs›z
egemenli¤inin tecelli etti¤i yer.
beden-i misalî:
görüntüden iba-
ret beden.
berk:
flimflek.
Burak:
Hz. Muhammed’in Miraç-
ta Allah’›n ihsan› olarak bindi¤i bi-
nek.
ceset-i necmî:
parlayan bir y›ld›z
gibi ak›p giden beden.
cevelân:
yerinde durmay›p gez-
me, dolaflma.
cihazat:
cihazlar, maddî manevî
organlar.
cism-i Muhammedî:
Peygamber
Efendimizin mübarek bedeni.
cism-i nuranî:
nurlu parlak cisim.
deveran:
dönüp dolaflma.
ef’al:
fiiller, ifller, ameller.
ef’al-i hakîmâne:
belirli gayelere
yönelik, faydal›, yerli yerinde ya-
p›lan fiiller, ifller.
ehl-i Cennet:
Cennete girecek
olanlar.
emvat:
ölüler.
evliya:
velîler, Allah dostlar›, üs-
tün ahlâk sahibi kimseler.
fail:
fiili, ifli yapan, iflleyen.
ferfl:
yeryüzü, zemin.
fiil:
ifl, olufl, davran›fl, hareket.
Hâkim:
her fleye hükmeden, her
fleyi hükmü alt›nda tutan, her fle-
ye galip olan Allah.
haflir:
dirilip toplanmak, birikmek
hat›ra gelme:
akla gelme.
hayretfeza:
hayret verici, hayreti
artt›r›c›.
icat:
vücuda getirmek, yoktan
yaratmak.
intizam:
düzgün olma, düzgün-
lük, düzenlilik.
kabiliyet:
yetenek, kapasite; ya-
p›, özellik.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›.
lâtif:
ruhanî, cismanî olmayan.
makam-› istima:
dinleme maka-
m›, konumu.
manidar:
bir mana ifade eden, in-
ce manal›.
medar:
dayanak noktas›, sebep,
vesile.
mektubat:
mektuplar.
melâike:
melekler, nurdan
yarat›lm›fl, f›tratlar› safî, ma-
kamlar› sabit olan, Allah’›n
emirlerine tam itaat eden
mahlûklar.
melek:
Allah’›n nurdan yarat-
t›¤›, göze her zaman görüle-
meyen, Allah’›n emirlerine
tam itaat eden mahlûk.
mevcudat:
mevcutlar, var
olan her fley.
mevsimbemevsim:
mevsim-
den mevsime.
Miraç:
Peygamber Efendimi-
zin, Cenab-› Hakk›n huzuruna
ruhen, cismen, hâlen ç›kmas›
mu’cizesi.
muntazam:
s›ralanm›fl, derli-
toplu, düzenli.
mülhit:
dinsiz, kâfir.
nakkafl:
nak›fl ifli yapan, süs-
leme ve iflleme yapan sanat-
kâr.
nak›fl:
iflleme, süsleme sanat›.
nukufl:
nak›fllar, ifllemeler.
ruh-u âlî:
yüce, yüksek ruh.
Ruh-u Muhammedî:
Pey-
gamberimizin temiz, yüce ru-
hu.
sanatl›:
ustaca ve güzelce ya-
p›lm›fl.
semavat:
semalar, gökler.
seyeran:
seyahat, gezme.
sür’at:
h›z.
velî:
Allah dostu.
vezaif:
vazifeler, ifller.
922 | SÖZLER
O
TUZ
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
1...,912,913,914,915,916,917,918,919,920,921 923,924,925,926,927,928,929,930,931,932,...1482
Powered by FlippingBook