Her bir insan, aklyla, hayal süratinde seyeran; her
bir velî, kalbiyle berk süratinde cevelân ve cism-i nura-
nî olan her bir melek ruh süratinde Arfltan ferfle, ferflten
Arfla deveran; ehl-i Cennetin insanlar, Burak süratin-
de, haflirden befl yüz sene fazla mesafeden Cennete çk-
malar oldu¤u gibi, nur ve nur kabiliyetinde ve evliya
kalplerinden daha lâtif ve emvatn ruhlarndan ve melâ-
ike cisimlerinden daha hafif ve cesed-i necmî ve beden-i
misalîden daha zarif olan ruh-u Muhammediyenin
(a.s.m.) hadsiz vezaifine medar ve cihazatnn mahzeni
olan cism-i Muhammedî (a.s.m.), elbette onun ruh-u âlî-
siyle Arfla kadar beraber gidecektir.
fiimdi, makam- istimada olan mülhide bakyoruz.
Hatra geliyor ki, o mülhit kalbinden der
: Ben Allah
tanmyorum, Peygamberi bilmiyorum; nasl miraca ina-
naca¤m?
Biz de deriz ki
: Madem flu kâinat ve mevcudat var ve
içinde efal ve icat var. Hem madem muntazam bir fiil fa-
ilsiz olmaz, manidar bir kitap kâtipsiz olmaz, sanatl bir
nakfl nakkaflsz olmaz. Elbette, flu kâinat dolduran
efal-i hakîmânenin bir faili ve yeryüzünün mevsimbe-
mevsim tazelenen hayretfeza nukufllarnn, manidar
mektubatnn bir kâtibi, bir nakkafl vardr.
Hem madem bir iflte iki hâkimin bulunmas o iflin in-
tizamn bozuyor. Hem madem sinek kanadndan tâ se-
mavat kandiline kadar mükemmel bir intizam var. Öyle
ise o Hâkim birdir. Bir olmazsaçünkü her fleyde sanat
arfl:
Allahn büyüklük ve yüceli-
¤inin ve her fleyi kuflatan snrsz
egemenli¤inin tecelli etti¤i yer.
beden-i misalî:
görüntüden iba-
ret beden.
berk:
flimflek.
Burak:
Hz. Muhammedin Miraç-
ta Allahn ihsan olarak bindi¤i bi-
nek.
ceset-i necmî:
parlayan bir yldz
gibi akp giden beden.
cevelân:
yerinde durmayp gez-
me, dolaflma.
cihazat:
cihazlar, maddî manevî
organlar.
cism-i Muhammedî:
Peygamber
Efendimizin mübarek bedeni.
cism-i nuranî:
nurlu parlak cisim.
deveran:
dönüp dolaflma.
efal:
fiiller, ifller, ameller.
efal-i hakîmâne:
belirli gayelere
yönelik, faydal, yerli yerinde ya-
plan fiiller, ifller.
ehl-i Cennet:
Cennete girecek
olanlar.
emvat:
ölüler.
evliya:
velîler, Allah dostlar, üs-
tün ahlâk sahibi kimseler.
fail:
fiili, ifli yapan, iflleyen.
ferfl:
yeryüzü, zemin.
fiil:
ifl, olufl, davranfl, hareket.
Hâkim:
her fleye hükmeden, her
fleyi hükmü altnda tutan, her fle-
ye galip olan Allah.
haflir:
dirilip toplanmak, birikmek
hatra gelme:
akla gelme.
hayretfeza:
hayret verici, hayreti
arttrc.
icat:
vücuda getirmek, yoktan
yaratmak.
intizam:
düzgün olma, düzgün-
lük, düzenlilik.
kabiliyet:
yetenek, kapasite; ya-
p, özellik.
kâinat:
yaratlmfl olan fleylerin
tamam.
lâtif:
ruhanî, cismanî olmayan.
makam- istima:
dinleme maka-
m, konumu.
manidar:
bir mana ifade eden, in-
ce manal.
medar:
dayanak noktas, sebep,
vesile.
mektubat:
mektuplar.
melâike:
melekler, nurdan
yaratlmfl, ftratlar safî, ma-
kamlar sabit olan, Allahn
emirlerine tam itaat eden
mahlûklar.
melek:
Allahn nurdan yarat-
t¤, göze her zaman görüle-
meyen, Allahn emirlerine
tam itaat eden mahlûk.
mevcudat:
mevcutlar, var
olan her fley.
mevsimbemevsim:
mevsim-
den mevsime.
Miraç:
Peygamber Efendimi-
zin, Cenab- Hakkn huzuruna
ruhen, cismen, hâlen çkmas
mucizesi.
muntazam:
sralanmfl, derli-
toplu, düzenli.
mülhit:
dinsiz, kâfir.
nakkafl:
nakfl ifli yapan, süs-
leme ve iflleme yapan sanat-
kâr.
nakfl:
iflleme, süsleme sanat.
nukufl:
nakfllar, ifllemeler.
ruh-u âlî:
yüce, yüksek ruh.
Ruh-u Muhammedî:
Pey-
gamberimizin temiz, yüce ru-
hu.
sanatl:
ustaca ve güzelce ya-
plmfl.
semavat:
semalar, gökler.
seyeran:
seyahat, gezme.
sürat:
hz.
velî:
Allah dostu.
vezaif:
vazifeler, ifller.
922 | SÖZLER
O
TUZ
B
RNC
S
ÖZ