devirleri ve nazik vazifeleri görmesiyle oldu¤undan gös-
teriyor ki, Sâni-i Hakîmin emriyle vazife-i ftrat içinde
zerratn enva- harekâtna göre onlara tecelli eden esma-
nn hesabna ve flerefine olarak, birer manevî letafet, bi-
rer manevî nur, birer makam, birer manevî ders almala-
rn gösteriyor.
E l hâ s l
: Madem Sâni-i Hakîm her fley için o fleye
münasip bir nokta-i kemal ve ona lâyk bir mertebe-i
feyz-i vücut tayin edip ve o fleye, o nokta-i kemale say
edip gitmek için bir istidat vererek ona sevk ediyor; ve
bütün nebatat ve hayvanatta flu kanun-u rububiyet cari
olmakla beraber, cemadatta dahi caridir ki, adî topra¤a,
elmas derecesine ve cevahir-i âliye mertebesine bir te-
rakkiyat veriyor ve flu hakikatte muazzam bir kanun-u
rububiyetin ucu görünüyor.
Hem, madem o Hâlk- Kerîm, tenasül kanun-u azî-
minde istihdam etti¤i hayvanata ücret olarak, birer ma-
afl gibi, birer lezzet-i cüziye veriyor. Ve ar ve bülbül gi-
bi, sair hidemat- Rabbaniyede istihdam olunan hayvan-
lara birer ücret-i kemal verir, flevk ve lezzete medar birer
makam veriyor; ve flunda bir muazzam kanun-u ke-
remin ucu görünüyor.
Hem, madem her fleyin hakikati Cenab- Hakkn bir
isminin tecellisine bakar, ona ba¤ldr, ona âyinedir; o
fley ne kadar güzel bir vaziyet alsa, o ismin flerefinedir, o
isim öyle ister. O fley bilse, bilmese, o güzel vaziyet ha-
kikat nazarnda matlûptur. Ve flu hakikatten gayet muaz-
zam bir kanun-u tahsin ve cemalin ucu görünüyor.
SÖZLER | 905
O
TUZUNCU
S
ÖZ
kanun-u rububiyet:
yaratma, r-
zk verme ve terbiye etme kanu-
nu.
kanun-u tahsin ve cemal:
her
fleyi en güzel ve mükemmel fle-
kilde yapma kanunu.
letafet:
güzellik, hoflluk.
lezzete medar:
zevke sebep ola-
cak flekilde.
lezzet-i cüziye:
basit, küçük bir
zevk.
matlûp:
istenen.
mertebe-i feyz-i vücut:
varl¤n
en bereketli ve verimli hale gel-
me derecesi.
muazzam:
çok büyük.
münasip:
uygun.
nazik:
ince, zarif.
nebatat:
bitkiler.
nokta-i kemal:
mükemmellik
noktas.
sair:
di¤er.
Sâni-i Hâkim:
her ifli hikmetle ve
sanatla yapan Allah.
say etmek:
çalflma, gayret et-
me.
flevk:
heyecan.
tayin etmek:
belirlemek.
tecelli:
Allahn isimlerinin ve in-
sann kabiliyetlerinin eflyada gö-
rünmesi; yansma.
tenasül:
ço¤alma.
terakkiyat:
geliflim.
ücret-i kemal:
yükselme ücreti.
vazife-i ftrat:
yaratlfl vazifesi,
amaç.
zerrat:
atomlar.
adî:
basit, sradan.
cari:
geçerli.
cemadat:
canszlar.
cevahir-i âliye:
de¤erli cev-
herler.
elhâsl:
netice, sonuç olarak.
enva- harekât:
hareket çe-
flitleri.
esma:
isimler.
hakikat:
gerçek.
Hâlk- Kerîm:
sonsuz cö-
mertlik ve ikram sahibi ve
her fleyi yoktan yaratan Al-
lah.
hayvanat:
hayvanlar, canllar.
hidemat- Rabbaniye:
her
fleyin Rabbi olan Allaha yö-
nelik hizmetler, lâhî hizmet-
ler.
istidat:
kabiliyet.
istihdam:
görevlendirme.
kanun-u azîm:
büyük kanun.
kanun-u kerem:
cömertlik,
ba¤fl ve ikram kanunu.