menfle ve medar olmalar›, emr-i
1
o
¿ƒo
µ n
«n
a r
øo
c
’e malik, her
fley emrine musahhar bir Sâni-i Zülcelâl’in emriyle, izniy-
le, iradesiyle, kuvvetiyle olmas› iki kere iki dört eder gibi
kat’îdir; amenna.
‹kinci Mebhas
Zerrat›n harekât›ndaki vazifelere, hikmetlere küçük bir
iflarettir.
Evet, ak›llar› gözlerine sukut etmifl maddiyyunlar›n
hikmetsiz hikmetleri, abesiyet esas›na istinat eden felse-
feleri nazar›nda tesadüfle ba¤l› olan tahavvülât-› zerrat›
bütün düsturlar›na üssülesas tutup, masnuat-› ‹lâhiyeye
mastar göstermifller. Nihayetsiz hikmetlerle müzeyyen
masnuat› hikmetsiz, manas›z, karma kar›fl›k bir fleye is-
nat etmeleri ne kadar hilâf-› ak›l oldu¤unu zerre miktar
fluuru bulunan bilir.
fiimdi, Kur’ân-› Hakîm’in hikmeti nokta-i nazar›nda,
tahavvülât-› zerrat›n pek çok gayeleri, hikmetleri ve vazi-
feleri vard›r;
2
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
íu
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
?n
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
gibi çok ayet-
lerle hikmetlerine ve vazifelerine iflaret eder. Numune
olarak birkaç›na iflaret ediyoruz.
•
Birincisi:
Cenab-› Vacibü’l-Vücud’un tecelliyat-› ica-
diyesini tecdit ve tazelendirmek için her bir tek ruhu mo-
del gibi ederek, her sene mu’cizat-› kudretinden taze bi-
rer ceset giydirmek ve her bir tek kitaptan ayr› ayr› bin
SÖZLER | 897
O
TUZUNCU
S
ÖZ
emri.
hikmet:
‹lâhî gayelere yönelik
olarak anlaml›; faydaya yönelik.
hikmetsiz hikmet:
gayesiz, fay-
das›z ilim, sadece dünyay› ilgilen-
diren bilgi.
hikmetsiz:
gayesiz, faydas›z.
hilâf-› ak›l:
ak›l d›fl›.
irade:
dileme, tercih etme.
istinat:
dayanak.
kat’î:
kesin.
maddiyyun:
materyalistler, her
fleyi maddeye ba¤layanlar.
masnuat:
sanatl› eserler.
masnuat-› ‹lâhiye:
Allah’›n sa-
natl› eserleri.
mastar:
bir fleyin ç›k›fl yeri.
medar:
vas›ta.
menfle’:
kaynak.
model:
manken.
mu’cizat-› kudret:
taklidi imkân-
s›z kudret eseri.
musahhar:
emrinde.
müzeyyen:
süslü.
nihayetsiz:
sonsuz.
nokta-i nazar:
bak›fl aç›s›.
numune:
örnek.
Sâni-i Zülcelâl:
her fleyi sanatla
yapan, sonsuz haflmet ve yücelik
sahibi Allah.
sukut:
düflüfl.
tahavvülât-› zerrat:
atomlar›n
de¤iflime u¤ramas›, dönüflüm ve
hareketleri.
tecdit:
yenilenme.
tecelliyat-› icat:
yeniden yarat-
man›n tecellileri, görüntüleri.
tesadüf:
rastlant›.
üssülesas:
ana gaye, amaçlar
amac›.
zerrat:
atomlar, zerreler.
abesiyet:
faydas›z, bofl yere.
amenna:
iman ettik.
Cenab-› Vacibü’l-Vücud:
var-
l›¤› aklen zarurî olan yüce Al-
lah.
düstur:
kural kaide, prensip.
emr-i kün feyekûn:
Allah’›n
bir fleyin yarat›lmas› konu-
sundaki iradesi; “Kûn!=Ol!”
1.
“Ol!” der; oluverir. (Yâsin Suresi: 82.)
2.
Hiç bir fley yoktur ki onu övüp onu tesbih etmesin. (‹sra Suresi: 44.)