Sözler - page 901

Demek, zerre—çünkü âcizdir, yükü nihayetsiz a¤›rd›r
ve vazifeleri nihayetsiz çoktur—bir Kadîr-i Mutlak’›n is-
miyle, emriyle kaim ve müteharrik oldu¤unu bildirir.
Hem, kâinat›n nizamat-› külliyesini bilir bir tarzda tevfik-i
hareket etmesi ve her yere mânisiz girmesi, tek bir
Alîm-i Mutlak’›n kudretiyle, hikmetiyle iflledi¤ini gösterir.
Evet, nas›l ki bir nefer, tak›m›nda, bölü¤ünde, tabu-
runda, alay›nda, f›rkas›nda ve hakeza her bir dairede bi-
rer nispeti ve o nispete göre birer vazifesi oldu¤unu ve o
nispetleri, o vazifeleri bilmekle tevfik-i hareket etmek ni-
zamat-› askeriye taht›nda talim ve talimat görmekle bü-
tün o dairelere kumanda eden bir tek kumandan-› aza-
m›n emrine ve kanununa tebaiyetle oluyor; öyle de, her
bir zerre, birbiri içindeki mürekkebatta birer münasip va-
ziyeti, ayr› ayr› maslahatl› birer nispeti, ayr› ayr› munta-
zam birer vazifesi, ayr› ayr› hikmetli neticeleri bulundu-
¤undan, elbette o zerreyi o mürekkebatta bütün nispet
ve vazifelerini muhafaza edip netice ve hikmetleri boz-
mayacak bir tarzda yerlefltirmek, bütün kâinat kabza-i ta-
sarrufunda olan bir Zata mahsustur. Meselâ, Tevfik’in
(HAfi‹YE)
göz bebe¤inde yerleflen zerre, gözün asab-› mu-
harrike ve hassase ve flerayin ve evride gibi damarlara
karfl› münasip vaziyet almas› ve yüzde ve sonra baflta ve
gövdede, daha sonra hey’et-i mecmua-i insaniyede her
birisine karfl› birer nispeti, birer vazifesi, birer faydas› ke-
mal-i hikmetle bulunmas› gösteriyor ki, bütün o cismin
SÖZLER | 901
O
TUZUNCU
S
ÖZ
kâinat:
evren, tüm yarat›lm›fllar.
kemal-i hikmet:
mükemmel fay-
dalar ve neticeler.
kudret:
güç, kuvvet.
kumandan-› azam:
büyük ku-
mandan.
mahsus:
özel.
mâni:
engel.
maslahat:
faydalar, menfaatler.
muhafaza:
koruma.
muntazam:
düzenli.
münasip:
uygun.
müteharrik:
hareketli.
nefer:
rütbesiz asker, er.
nihayetsiz:
sonsuz.
nispet:
münasebet, alâka.
nizamat-› askeriye:
askerî düzen
ve disiplin.
nizamat-› külliye:
büyük ve kap-
saml› düzen.
flerayin:
atar damar.
tabur:
dört bölükten meydana
gelen askeri birlik.
taht:
alt›nda.
tak›m:
en küçük bir askerî birlik.
talim:
e¤itim.
talimat:
e¤itimler.
tarz:
flekil, biçim.
tebaiyet:
uyma, uyru¤una girme.
tevfik-i hareket:
uygun hareket.
Zat:
Allah.
zerre:
atom, maddenin en küçük
yap›s›.
âciz:
güçsüz.
alay:
üç taburdan meydana
gelen askeri birlik.
Alîm-i Mutlak:
sonsuz ilim
sahibi Allah.
asab-› muharrike:
hareketli
damarlar.
bölük:
tak›mlardan meydana
gelen bir askeri birlik.
evride:
toplar damar.
hakeza:
bunun gibi.
hassase:
duygular.
hey’et-i mecmua-i insaniye:
insan›n tüm bedeni, duygu ve
azalar›.
hikmet:
gaye ve fayda.
kabza-i tasarruf:
avucuna
al›p istedi¤ini yapt›rma.
Kadîr-i Mutlak:
her fleye gü-
cü yeten, s›n›rs›z güç ve kud-
ret sahibi Allah.
kaim:
ayakta durma, varl›¤›n›
devam ettirme.
HAfi‹YE:
Nurun birinci kâtibidir.
1...,891,892,893,894,895,896,897,898,899,900 902,903,904,905,906,907,908,909,910,911,...1482
Powered by FlippingBook