muhtelif kitab hikmetiyle istinsah etmek ve bir tek haki-
kati baflka baflka surette göstermek ve kâinatlarn ve
âlemlerin ve mevcudatlarn, taife taife arkasndan gelme-
lerine yer vermek ve zemin hazrlamak için, Fâtr- Zül-
celâl, kudretiyle zerrat tahrik ve tavzif etmifltir.
kincisi:
Malikül-Mülk-ü Zülcelâl flu dünyay, bahu-
sus rûy-i zemin tarlasn bir mülk suretinde yaratmfltr.
Yani, neflvünemaya, taze taze mahsulât vermeye kabil
bir surette müheyya etmifltir; tâ ki nihayetsiz mucizat-
kudretini orada ekip biçsin. flte flu zemin yüzündeki tar-
lasnda zerrat hikmetle tahrik ederek, intizam dairesin-
de tavzif edip, her asrda, her faslda, her ayda, belki her
günde, belki her saatte mucizat- kudretinden yeni yeni
birer kâinat gösterir, yeryüzü avlusuna baflka baflka mah-
sulât verdirir. Nihayetsiz hazine-i rahmetinin hedâyâsn,
nihayetsiz kudretinin mucizatnn numunelerini hare-
kât- zerrat ile izhar eder.
Üçüncüsü:
Nihayetsiz tecelliyat- esma-i lâhiyenin
nakfllarn göstermekle, o esmann cilvelerini ifade için
mahdut bir zeminde hadsiz nukufl göstermek, küçük bir
sahifede nihayetsiz maanileri ifade edecek olan hadsiz
ayatlar yazmak için, Nakkafl- Ezelî, zerrat kemal-i hik-
metle tahrik edip kemal-i intizamla tavzif etmifltir.
Evet, geçen senenin mahsulâtyla flu senenin mahsu-
lâtnn mahiyetleri bir hükmündedir; fakat, maanileri
baflka baflkadr. Taayyünat- itibariyeyi de¤ifltirmekle ma-
anileri de¤iflir ve ço¤alr. Taayyünat- itibariye ve teflah-
husat- muvakkata, tebdil edildikleri ve zahiren fânî
âlem:
dünya.
ayat:
deliller.
bahusus:
özellikle.
cilve:
yansma, görünme.
esma:
isimler.
fânî:
gelip geçici, ölümlü.
fasl:
mevsim.
Fâtr- Zülcelâl:
kudret ve azamet
sahibi yaratc.
hadsiz:
snrsz.
hakikat:
gerçek.
harekât- zerrat:
atomlarn hare-
ketleri.
hazine-i rahmet:
rahmet hazine-
si.
hedâyâ:
hediyeler.
hikmet:
lâhî gayelere yönelik
olarak anlaml, faydal olmas.
hükmünde:
de¤erinde.
intizam:
düzen.
istinsah:
yazma, nüshalar ço¤alt-
ma.
izhar:
ortaya çkarma.
kabil:
kabiliyetli, yetenekli.
kâinat:
evren, tüm varlklar.
kemal-i hikmet:
tam ve eksiksiz
hikmet; flaflmaz bir hikmet ve ga-
ye.
kemal-i intizam:
son derece mü-
kemmel düzen.
kudret:
güç, kuvvet, iktidar.
maani:
anlamlar; manalar.
mahdut:
snrl.
mahiyet:
nitelik, özellik.
mahsulât:
mahsuller; ürünler.
Malikül-Mülk-ü Zülcelâl:
bütün
mülkün gerçek sahibi, sonsuz bü-
yüklük ve haflmet sahibi olan Al-
lah.
mucizat:
mucizeler.
mucizat- kudret:
kudretin takli-
di imkânsz eserleri.
muhtelif:
çeflitli.
müheyya:
hazr olma.
mülk:
sahip olunan ve hükmedi-
len yer.
Nakkafl- Ezelî:
bafllangc olma-
yan nakfl ustas Allah.
nakfl:
süsleme.
neflvünema:
tohumlardan ç-
karak geliflip olgunlaflma.
nihayetsiz:
sonsuz.
nukufl:
süsler, nakfllar.
numune:
örnek.
rûy-i zemin:
yer yüzü.
suret:
flekil, görüntü.
taayyünat- itibariye:
bir fle-
yin Allahn ilminde var olup,
henüz fleklen ortaya çkma-
mfl olmas.
tahrik:
harekete geçirme.
tavzif:
vazifelendirme, görev-
lendirme.
tebdil:
de¤iflme.
tecelliyat- esma-i lâhiye:
lâhî isimlerin eflyada yans-
malar.
teflahhusat- muvakkat:
ge-
çici görüntü, flekil ve yaflayfl.
zahiren:
görünüflte.
zemin:
yer.
zerrat:
atomlar, zerreler.
898 | SÖZLER
O
TUZUNCU
S
ÖZ