Sözler - page 883

benzemeye çal›fl›n›z” hodfüruflâne düsturu nerede? Evet,
nihayetsiz acz, zaaf, fakr, ihtiyaç ile yo¤rulmufl olan ma-
hiyet-i insaniye nerede; nihayetsiz
kadîr, kavi, gani
ve
müsta¤ni
olan Vacibü’l-Vücud’un mahiyeti nerede?
‹kinci misal
: Nübüvvetin hayat-› içtimaiyedeki düs-
turî neticelerinden ve flems ve kamerden tut tâ nebatat
hayvanat›n imdad›na ve hayvanat insan›n imdad›na, hat-
ta zerrat-› taamiye hüceyrat-› bedenin imdad›na ve mu-
avenetine koflturulan düstur-u teavün, kanun-u kerem,
namus-u ikram nerede; felsefenin hayat-› içtimaiyedeki
düsturlar›ndan ve yaln›z bir k›s›m zalim ve canavar insan-
lar›n ve vahflî hayvanlar›n f›tratlar›n› suiistimallerinden
nefl’et eden düstur-u cidal nerede? Evet, düstur-u cidali o
kadar esasl› ve küllî kabul etmifller ki, “Hayat bir cidaldir”
diye, eblehâne hükmetmifller.
Üçüncü misal
: Nübüvvetin tevhid-i ‹lâhî hakk›n-
daki netaic-i âliyesinden ve düstur-u galiyesinden
p
ó p
MGn
ƒ r
dG p
øn
Y s
’p
G o
Qo
ó°r
ün
j n
’ o
ó p
MGn
ƒ r
dn
G
yani “
Her birli¤i bulunan
yaln›z birden sudûr edecektir; madem her fleyde ve bütün
eflyada bir birlik var, demek bir tek zat›n icad›d›r
” diye
olan, tevhitkârâne düsturu nerede; eski felsefenin bir
düstur-u itikadiyesinden olan
o
ó p
MGn
ƒ r
dG s
’p
G o
¬r
æn
Y o
Qo
ó°r
ün
j n
’ o
óp
MGn
ƒ r
dn
G
Birden, bir sudûr eder; yani, bir zattan, bizzat bir tek
sudûr edebilir, sair fleyler vas›talar vas›tas›yla ondan
sudûr eder
” diye Ganî-i Alel›tlak ve Kadîr-i Mutlak’› âciz
vesaite muhtaç göstererek, bütün esbaba ve vesaite
SÖZLER | 883
O
TUZUNCU
S
ÖZ
Kadîr-i Mutlak:
her fleye mutlak
kadir olan Allah.
kamer:
ay.
kanun-u kerem:
ikram etme ka-
nunu.
kavi:
kuvvetli.
küllî:
umumî.
mahiyet:
nitelik, özellik, esas.
mahiyet-i insaniye:
insan›n ma-
hiyeti, esas›.
muavenet:
yard›mlaflma.
müsta¤ni:
minnetsiz, ihtiyac› ol-
mayan.
namus-u ikram:
ikram âdeti,
prensibi.
nebatat:
bitkiler.
nefl’et:
do¤ma.
netaic-i âliye:
yüce netice, mü-
kemmel sonuç.
netice:
sonuç.
nihayetsiz:
sonsuz.
nübüvvet:
peygamberlik.
sair:
di¤erleri.
sudûr:
ç›kma, sad›r olma, meyda-
na ç›kma.
suiistimal:
kötüye kullanma.
flems:
günefl.
tevhid-i ‹lâhî:
Allah’›n birli¤i.
tevhitkârâne:
tevhide yaklaflt›-
ran.
Vacibü’l-Vücud:
varl›¤› zorunlu
olan, var olmak için hiç bir sebe-
be ihtiyac› bulunmayan Allah.
vas›ta:
araç.
vesait:
vas›talar.
zaaf:
zay›fl›k.
zalim:
zulmeden.
zerrat-› taamiye:
yiyecek zerre-
leri.
âciz:
güçsüz, zavall›, zay›f.
acz:
âcizlik, güçsüzlük.
cidal:
mücadele, çabalama,
kavga.
düstur:
prensip.
düsturî:
kural olan.
düstur-u cidal:
mücadele
prensibi.
düstur-u galiye:
de¤erli
prensip.
düstur-u itikadiye:
inanç
prensibi.
düstur-u teavün:
yard›mlafl-
ma kanunu.
eblehâne:
ahmakça.
esbap:
sebepler.
fakr:
fakirlik, ihtiyaç hâli.
f›trat:
yarat›l›fl.
ganî:
son derece zengin.
Ganî-i Alel›tlak:
her cihetle
sonsuz zenginlik sahibi Allah.
hayat:
yaflam.
hayat-› içtimaiye:
toplumsal
hayat.
hayvanat:
canl›lar.
hodfüruflâne:
kendi kendini
be¤enir bir flekilde.
hüceyrat-› beden:
beden
hücreleri.
hükmetmek:
karar vermek.
icat:
yoktan yaratma.
imdat:
yard›m.
Kadîr:
gücü yeten Allah.
1...,873,874,875,876,877,878,879,880,881,882 884,885,886,887,888,889,890,891,892,893,...1482
Powered by FlippingBook