Birinci Maksat
Melâikenin tasdiki, imann bir rüknüdür. fiu Maksatta
dört nükte-i esasiye vardr.
Birinci Esas
Vücudun kemali hayat iledir; belki vücudun hakikî vü-
cudu hayat iledir. Hayat, vücudun nurudur; fluur, hayatn
ziyasdr. Hayat, her fleyin bafldr ve esasdr. Hayat, her
fleyi her bir zîhayat olan fleye mal eder; bir fleyi bütün efl-
yaya malik hükmüne geçirir. Hayat ile bir fley-i zîhayat
diyebilir ki: fiu bütün eflya malmdr, dünya hanemdir;
kâinat, Malikim tarafndan verilmifl bir mülkümdür.
Nasl ki ziya ecsamn görülmesine sebeptir ve renkle-
rinbir kavle göresebeb-i vücududur; öyle de, hayat
dahi mevcudatn keflflafdr, keyfiyatn tahakkukuna se-
beptir. Hem, cüzî bir cüzü küll ve küllî hükmüne getirir
ve küllî fleyleri bir cüze s¤fltrmaya sebeptir ve hadsiz
eflyay ifltirak ve ittihat ettirip, bir vahdete medar, bir ru-
ha mazhar yapmak gibi, kemalât- vücudun umumuna
sebeptir. Hatta hayat, kesret tabakatnda bir çeflit tecel-
li-i vahdettir ve kesrette ehadiyetin bir âyinesidir.
Bak, hayatsz bir cisim, büyük bir da¤ dahi olsa, yetim-
dir, gariptir, yalnzdr. Münasebeti, yalnz oturdu¤u me-
kân ile ve ona karflan fleyler ile vardr; baflka, kâinatta
ne varsa, o da¤a nispeten madumdur. Çünkü, ne hayat
var ki, hayat ile alâkadar olsun; ne fluuru var ki, taallûk
etsin.
SÖZLER | 821
Y
RM
D
OKUZUNCU
S
ÖZ
medar:
sebep, vesile.
mekân:
yer.
melâike:
melekler.
mevcudat:
yaratlmfl fleylerin ta-
mam, kâinat.
mülk:
sahip olunan varlk.
münasebet:
ilgi, alâka, yaknlk.
nispeten:
kyasla, oranla.
nur:
aydnlk.
nükte-i esasiye:
esas nükte, ince
ve derin mana.
rükün:
esas, flart, prensip.
sebep:
vesile, neden.
sebep-i vücut:
bir fleyin var olma
nedeni.
fley-i zîhayat:
canl varlk.
fluur:
kavrama gücü; anlayfl.
taallûk:
ilgili olma.
tabakat:
tabakalar.
tahakkuk:
gerçekleflme.
tecelli-i vahdet:
Allahn birli¤inin
tecellileri.
umum:
bütün, genel.
vahdet:
birlik.
vücut:
var olma, varlk.
yetim:
kimsesiz.
zîhayat:
hayat sahibi.
ziya:
flk.
alâkadar:
ilgili.
âyine:
ayna.
cisim:
madde, varlk.
cüz:
ksm, parça.
cüzî:
küçük.
ecsam:
cisimler.
Ehadiyet:
birlik, Allahn her
bir fleyde birli¤inin tecelli et-
mesi.
garip:
sahipsiz, kimsesiz.
hadsiz:
snrsz, sonsuz.
hakikî:
gerçek, do¤ru.
hane:
ev, mesken, ikamet
edilen yer.
hayat:
canllk, ruh, yaflam
belirtisi; dirilik, canl.
hayatsz:
ruhsuz, cansz.
ifltirak:
katlma.
ittihat:
birleflme, ayn fikirde
olma.
kâinat:
bütün âlemler, varlk-
lar.
kavil:
söz.
kemal:
olgunluk.
kemalât- vücut:
varlktaki
mükemmellikler.
kesret:
çokluk.
keflflaf:
keflfeden, gizli srlar
ve manalar ortaya çkaran.
keyfiyat:
durumlar, nitelikler.
küll:
hep, bütün.
küllî:
bütüne ait.
madum:
yok, ölü.
maksat:
amaçlanan konu.
malik:
sahip.
mazhar:
nail olma, eriflmifl,
kavuflmufl.