Sözler - page 821

Birinci Maksat
Melâikenin tasdiki, iman›n bir rüknüdür. fiu Maksatta
dört nükte-i esasiye vard›r.
Birinci Esas
Vücudun kemali hayat iledir; belki vücudun hakikî vü-
cudu hayat iledir. Hayat, vücudun nurudur; fluur, hayat›n
ziyas›d›r. Hayat, her fleyin bafl›d›r ve esas›d›r. Hayat, her
fleyi her bir zîhayat olan fleye mal eder; bir fleyi bütün efl-
yaya malik hükmüne geçirir. Hayat ile bir fley-i zîhayat
diyebilir ki: “fiu bütün eflya mal›md›r, dünya hanemdir;
kâinat, Malik’im taraf›ndan verilmifl bir mülkümdür.”
Nas›l ki ziya ecsam›n görülmesine sebeptir ve renkle-
rin—bir kavle göre—sebeb-i vücududur; öyle de, hayat
dahi mevcudat›n keflflaf›d›r, keyfiyat›n tahakkukuna se-
beptir. Hem, cüz’î bir cüz’ü küll ve küllî hükmüne getirir
ve küllî fleyleri bir cüz’e s›¤›flt›rmaya sebeptir ve hadsiz
eflyay› ifltirak ve ittihat ettirip, bir vahdete medar, bir ru-
ha mazhar yapmak gibi, kemalât-› vücudun umumuna
sebeptir. Hatta hayat, kesret tabakat›nda bir çeflit tecel-
li-i vahdettir ve kesrette ehadiyetin bir âyinesidir.
Bak, hayats›z bir cisim, büyük bir da¤ dahi olsa, yetim-
dir, gariptir, yaln›zd›r. Münasebeti, yaln›z oturdu¤u me-
kân ile ve ona kar›flan fleyler ile vard›r; baflka, kâinatta
ne varsa, o da¤a nispeten madumdur. Çünkü, ne hayat›
var ki, hayat ile alâkadar olsun; ne fluuru var ki, taallûk
etsin.
SÖZLER | 821
Y
‹RM‹
D
OKUZUNCU
S
ÖZ
medar:
sebep, vesile.
mekân:
yer.
melâike:
melekler.
mevcudat:
yarat›lm›fl fleylerin ta-
mam›, kâinat.
mülk:
sahip olunan varl›k.
münasebet:
ilgi, alâka, yak›nl›k.
nispeten:
k›yasla, oranla.
nur:
ayd›nl›k.
nükte-i esasiye:
esas nükte, ince
ve derin mana.
rükün:
esas, flart, prensip.
sebep:
vesile, neden.
sebep-i vücut:
bir fleyin var olma
nedeni.
fley-i zîhayat:
canl› varl›k.
fluur:
kavrama gücü; anlay›fl.
taallûk:
ilgili olma.
tabakat:
tabakalar.
tahakkuk:
gerçekleflme.
tecelli-i vahdet:
Allah’›n birli¤inin
tecellileri.
umum:
bütün, genel.
vahdet:
birlik.
vücut:
var olma, varl›k.
yetim:
kimsesiz.
zîhayat:
hayat sahibi.
ziya:
›fl›k.
alâkadar:
ilgili.
âyine:
ayna.
cisim:
madde, varl›k.
cüz:
k›s›m, parça.
cüz’î:
küçük.
ecsam:
cisimler.
Ehadiyet:
birlik, Allah’›n her
bir fleyde birli¤inin tecelli et-
mesi.
garip:
sahipsiz, kimsesiz.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hakikî:
gerçek, do¤ru.
hane:
ev, mesken, ikamet
edilen yer.
hayat:
canl›l›k, ruh, yaflam
belirtisi; dirilik, canl›.
hayats›z:
ruhsuz, cans›z.
ifltirak:
kat›lma.
ittihat:
birleflme, ayn› fikirde
olma.
kâinat:
bütün âlemler, varl›k-
lar.
kavil:
söz.
kemal:
olgunluk.
kemalât-› vücut:
varl›ktaki
mükemmellikler.
kesret:
çokluk.
keflflaf:
keflfeden, gizli s›rlar›
ve manalar› ortaya ç›karan.
keyfiyat:
durumlar, nitelikler.
küll:
hep, bütün.
küllî:
bütüne ait.
madum:
yok, ölü.
maksat:
amaçlanan konu.
malik:
sahip.
mazhar:
nail olma, eriflmifl,
kavuflmufl.
1...,811,812,813,814,815,816,817,818,819,820 822,823,824,825,826,827,828,829,830,831,...1482
Powered by FlippingBook