Sözler - page 765

Netice-i meram
: Madem bilmüflahede görüyoruz ki,
her bir zîhayat›n neflvünema zaman›nda zerreleri e¤ri
bü¤rü hudutlara gider, durur; zerreler yolunu de¤ifltirir; o
hudutlar›n nihayetlerinde birer hikmet, birer fayda, birer
maslahat› semere verirler. Bilbedahe, o fleyin miktar-› sû-
rîsi, bir kader kalemiyle tersim edilmifltir. ‹flte, meflhut,
bedihî kader, o zîhayat›n manevî hâlât›nda dahi bir kader
kalemiyle çizilmifl muntazam meyvedar hudutlar›, niha-
yetleri var oldu¤unu gösterir. Kudret mastard›r, kader
mistard›r. Kudret, o maani kitab›n›, o mistar üstünde ya-
zar.
Madem maddî ve manevî kader kalemiyle tersim edil-
mifl müsmir hudutlar, hikmetli nihayetler oldu¤unu
kat’iyen anl›yoruz; elbette, her bir zîhayat›n müddet-i ha-
yat›nda geçirece¤i ahval ve etvar›, o kaderin kalemiyle
tersim edilmifl. Çünkü, sergüzeflt-i hayat›, bir intizam ve
mizan ile cereyan ediyor; suretler de¤ifltiriyor, flekiller al›-
yor. Madem böyle umum zîhayatta kalem-i kader hü-
kümrand›r; elbette âlemin en mükemmel meyvesi ve ar-
z›n halifesi ve emanet-i kübran›n hamili olan insan›n ser-
güzeflt-i hayatiyesi, her fleyden ziyade, kaderin kanunu-
na tâbidir.
E¤er desen
: “Kader bizi böyle ba¤lam›fl, hürriyetimi-
zi selp etmifltir. ‹nbisat ve cevelâna müfltak olan kalp ve
ruh için, kadere iman bir a¤›rl›k, bir s›k›nt› vermiyor mu?”
Elcevap
: Kat’a ve asla! S›k›nt› vermedi¤i gibi, niha-
yetsiz bir hiffet, bir rahatl›k ve ruhureyhan› veren ve em-
nüeman› temin eden bir sürur, bir nur veriyor. Çünkü,
SÖZLER | 765
Y
‹RM‹
A
LTINCI
S
ÖZ
kader:
Cenab-› Hakk›n her fleyi
olmadan önce takdir etmesi,
plânlamas›.
kalem-i kader:
kader kalemi, Al-
lah’›n olacak hâdiseleri olmadan
önce bilip yazmas›, takdir etmesi.
kat’a:
hiçbir vakit, asla.
kat’iyen:
kesin olarak, kesinlikle.
kudret:
Allah’›n bütün varl›¤› çev-
releyen ezelî kuvveti
maani:
manalar.
manevî hâlât:
manevî hâller.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
maslahat:
fayda.
mastar:
bir fleyin sudûr etti¤i
(ç›kt›¤›) kaynak.
meflhut:
görünen, flahit olunan.
meyvedar:
meyve veren, verimli.
miktar-› sûrî:
görünen ölçüler.
mistar:
bir fleyin kayna¤›ndan
ç›kmas›na yarayan alet, (bir çefl-
menin suyunun bulundu¤u yer
mastar, muslu¤u ise mistard›r.)
mizan:
ölçü, mikyas.
muntazam:
düzenli ve ölçülü.
müddet-i hayat:
ömür müddeti,
yaflam süresi.
mükemmel:
olgun, tam, kâmil.
müsmir:
semere veren, meyve
veren, netice veren.
müfltak:
ifltiyakl›, arzulu.
neflvünema:
geliflme, yay›lma,
olgunlaflma.
netice-i meram:
istenilen netice;
sonuç.
nihayet:
son, en sonunda; netice.
nihayetsiz:
sonsuz.
nur:
par›lt›, parlakl›k, ›fl›k.
ruh:
can, canl›l›k; insan ve hay-
vanlardaki dirilik kayna¤›, hayat›n
temeli ve sebebi olan gayr-i mad-
dî cevher, manevî varl›k.
ruhureyhan:
hofl ve güzel koku.
selp:
zorla alma; ortadan kald›r-
ma.
semere:
netice, sonuç; meyve.
sergüzeflt-i hayat:
hayat hikâye-
si.
sergüzeflt-i hayatiye:
hayat ma-
ceras›, yaflananlar.
suret:
biçim, görünüfl, flekil, re-
sim.
sürur:
sevinç, mutluluk, nefle.
tâbi:
ba¤l› bulunan.
temin:
sa¤lama.
tersim:
resmini çizme, resimle-
me.
umum:
hep, bütün, genel.
zerre:
en küçük parça, parçac›k.
zîhayat:
hayat sahibi, canl›lar.
ziyade:
çok, fazla.
ahval:
hâller, durumlar.
âlem:
kâinat, bütün yarat›l-
m›fllar.
arz:
yeryüzü.
bedihî:
aç›k olan, aflikâr.
bilbedahe:
aç›kça, aflikâr ola-
rak.
bilmüflahede:
görerek, flahit
olarak.
cereyan:
olma, meydana gel-
me.
cevelân:
dolaflma, gezinme.
emanet-i kübra:
en büyük
emanet (da¤›n tafl›n a¤›rl›¤›n-
dan çekinip ancak insan›n
omuzlad›¤› ‹lâhî emirler), so-
rumluluk.
emnüeman:
tam bir emniyet
ve korkusuzluk.
etvar:
hâl ve hareketler, ta-
v›rlar.
hâlât:
hâller, durumlar.
halife:
yeryüzünde sorumlu
olarak yarat›lan, vekil, insan.
hamil:
yüklenmifl, üzerinde
olan, sahip.
hiffet:
hafiflik, rahatl›k.
hikmet:
her fleyin belirli ga-
yelere yönelik olarak, manal›
ve tam yerli yerinde olmas›.
hudut:
hudutlar, s›n›rlar.
hükümran:
hüküm ve salta-
nat sürme.
inbisat:
yay›lma, aç›lma.
intizam:
düzgün olma, dü-
zenli olma.
1...,755,756,757,758,759,760,761,762,763,764 766,767,768,769,770,771,772,773,774,775,...1482
Powered by FlippingBook