Madem maddî ve görünecek eflyada bu derece kade-
rin tecelliyat var; elbette, eflyann mürur-u zamanla giy-
dikleri suretler ve ettikleri harekât ile hâsl olan vaziyet-
ler dahi, bir intizam- kadere tâbidir. Evet, bir çekirdekte
hem bedihî olarak, irade ve evamir-i tekviniyenin ünvan
olan
Kitab- Mübin
den haber veren ve iflaret eden, hem
nazarî olarak emir ve ilm-i lâhînin bir ünvan olan
mam- Mübin
den haber veren ve remzeden iki kader
tecellisi var.
Bedihî kader ise
, o çekirde¤in tazammun etti¤i a¤acn
maddî keyfiyat ve vaziyetleri ve heyetleridir ki, sonra
göz ile görünecek.
Nazarî ise
, o çekirdekte ondan halk olunacak a¤acn
müddet-i hayatndaki geçirece¤i tavrlar, vaziyetler, flekil-
ler, hareketler, tesbihatlardr ki, tarihçe-i hayat namyla
tabir edilen vakitbevakit de¤iflen tavrlar, vaziyetler, flekil-
ler, fiiller, o a¤acn dallar, yapraklar gibi intizaml birer
kaderî miktar vardr.
Madem en adî ve basit eflyada, böyle, kaderin tecelli-
si var. Elbette, umum eflyann vücudundan evvel yazl ol-
du¤unu ifade eder ve az bir dikkatle anlafllr.
fiimdi, vücudundan sonra her fleyin sergüzeflt-i hayat
yazld¤na delil ise, âlemde
Kitab- Mübin
ve
mam- Mü-
bin
den haber veren bütün meyveler ve
Levh-i Mah-
fuz
dan haber veren ve iflaret eden insandaki bütün kuv-
ve-i hafzalar birer flahittir, birer emaredir.
SÖZLER | 763
Y
RM
A
LTINCI
S
ÖZ
programnn kayd.
intizam:
düzgün ve ölçülü olma.
intizam- kader:
kaderin flaflmaz
ölçüleri.
irade:
kudret.
kader:
Cenab- Hakkn her fleyi
olmadan önce takdir etmesi,
plânlamas. Olmufl ve olacak her
fleyi bilmesi.
kaderî:
kaderin verdi¤i, kaderin
takdir etti¤i.
keyfiyat:
nitelikler, özellikler.
Kitab- Mübin:
her hangi bir fle-
yin yaratcnn ilmindeki plan ve
programa göre gerçekleflme, vü-
cut bulmas kayd; kâinattaki
olaylar nizam ve intizam içinde
cereyan ettiren kudret kitab.
kuvve-i hafza:
hafza kabiliyeti;
hafza.
Levh-i Mahfuz:
her fleyin hayat-
nn Cenab- Hak tarafndan yazl-
mas.
müddet-i hayat:
yaflam süresi.
mürur-u zaman:
zamann geç-
mesi.
nam:
ad, isim.
nazarî:
uygulanmamfl, yalnz gö-
rüfl hâlinde bulunan, teorik.
remiz:
iflaret; alâmet.
sergüzeflt-i hayat:
hayat hikâye-
si.
suret:
biçim, görünüfl, flekil.
flahit:
kant, ispat edici.
tâbi:
ba¤l bulunma.
tabir:
söz, deyim.
tarihçe-i hayat:
bir fleyin veya
bir insann do¤umundan ölümü-
ne kadar baflndan geçen fleyler.
tavr:
hâl, durum, vaziyet.
tazammun:
içinde bulundurma.
tecelli:
ortaya çkma, yansma,
görünme.
tecelliyat:
görünmeler, yansma-
lar.
tesbihat:
tesbihler, Cenab- Hak-
kn bütün noksan sfatlardan
uzak ve bütün kemal sfatlara sa-
hip oldu¤unu ifade eden sözler.
umum:
hep, bütün.
ünvan:
ad, isim; sfat.
vakitbevakit:
zaman zaman.
vaziyet:
durum, hâl.
vücut:
var olufl, varlk.
âlem:
kâinat; yaratlan her
fley.
bedihî:
açk olan, aflikâr; açk
ve ortada olan.
delil:
iflaret, bürhan.
emare:
ipucu, iflaret.
evamir-i tekviniye:
yaratlfl
kanunlar.
evvel:
önce.
fiil:
davranfl, hareket.
halk:
yaratma, icat.
harekât:
hareketler.
hâsl:
meydana gelen.
heyet:
flekil, görünüfl.
ilm-i lâhî:
Allahn sonsuz il-
mi.
mam- Mübin:
gayp âlemi-
ne; yani geçmifl ve gelece¤e
bakan, zahirde görünen vü-
cuda de¤il; asla, nesle, köke
ve tohuma bakan lâhî emrin
bir nevi ünvan; her hangi bir
fleyin bütün özelliklerinin ya-
ratcnn ilmindeki plan ve