Zeyil
1
W
[Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; her-
kese menfaatlidir.]
Cenab- Hakka vasl olacak tarikler pek çoktur. Bütün
hak tarikler Kurândan alnmfltr. Fakat tarikatlerin ba-
zs bazsndan daha ksa, daha selâmetli, daha umumi-
yetli oluyor. O tarikler içinde, kasr fehmimle Kurândan
istifade etti¤im acz ve fakr ve flefkat ve tefekkür tarikdr.
Evet, acz dahi, aflk gibi, belki daha eslem bir tariktir ki,
ubudiyet tarikyla mahbubiyete kadar gider. Fakr dahi
Rahman ismine isal eder. Hem flefkat dahi, aflk gibi, bel-
ki daha keskin ve daha genifl bir tariktir ki, Rahîm ismi-
ne isal eder. Hem tefekkür dahi, aflk gibi, belki daha zen-
gin, daha parlak, daha genifl bir tariktir ki, Hakîm ismi-
ne isal eder.
fiu tarik, hafî tarikler misillü, letaif-i aflere gibi on
hatve de¤il; ve tarik- cehriye gibi nüfus-u seba, yedi
mertebeye atlan admlar de¤il; belki Dört Hatveden iba-
rettir. Tarikatten ziyade hakikattir, fleriattr.
Yanlfl anlafllmasn; acz ve fakr ve kusurunu Cenab-
Hakka karfl görmek demektir. Yoksa onlar yapmak ve-
ya halka göstermek demek de¤ildir.
SÖZLER | 773
Y
RM
A
LTINCI
S
ÖZ
isal:
ulafltrma, erifltirme.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
kasr:
dar, ksa, noksan.
Kurân:
Allah tarafndan vahiy
yoluyla Hz. Muhammede indiril-
mifl, semavî kitaplarn sonuncu-
su.
letaif-i aflere:
on lâtif duygu, on
âdet lâtife.
mahbubiyet:
sevilecek hâlde bu-
lunma.
menfaat:
fayda.
mertebe:
derece, basamak.
misillü:
benzeri, gibi.
nüfus-u seba:
yedi çeflit nefis:
emmare, levvame, mülhime,
mutmainne, râdye, mardye, sa-
fiye.
Rahîm:
sonsuz flefkat ve merha-
met sahibi, çok ba¤fllayc olan
Allah.
Rahman:
sonsuz merhamet ve
flefkatle bütün varlklar rzklan-
dran Allah.
selâmet:
salimlik, eminlik.
flefkat:
acyarak ve esirgeyerek
sevme, içten ve karfllksz mer-
hamet, karfllk beklemeden yar-
dm etme.
fleriat:
slâm dininin esaslar.
tarik:
yol, meslek, vasta.
tarikat:
yol, meslek, tarik.
tarik-i cehriye:
açk olarak yük-
sek sesle zikir eden tarikat.
tefekkür:
derin düflünme, mak-
sad kavramak için zihnini eflya-
nn manasn anlama hâline yö-
neltme.
ubudiyet:
kulluk.
umumiyet:
umumîlik, bir fleyin
herkese ait olmas, genellik.
vasl:
eriflen, ulaflan, kavuflan.
zeyil:
ek, ilâve.
ziyade:
çok, fazla.
acz:
zayflk, güçsüzlük.
aflk:
içten gelen sevgi.
Cenab- Hak:
fleref ve azamet
sahibi yüce Allah.
ehemmiyet:
pek önemli ol-
ma, de¤erlilik.
eslem:
selâmetli, emin.
fakr:
fakirlik, muhtaçlk.
fehim:
anlama, anlayfl, kav-
rayfl.
hafî:
gizli, sakl, açkta olma-
yan.
hak:
do¤ru.
hakikat:
gerçek.
Hakîm:
her fleyi bir maksada
uygun ve hikmetle yaratan,
Allah.
hatve:
adm, ksm, bölüm.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allahn adyla. (Fatiha Suresi: 1.)