iflledi¤ini itikat eder. Zahmet ve külfetleri, padiflahn ka-
nununa brakp, kemal-i safa ile o Cennet-misal bahçe-
nin bütün lezzetlerinden istifade edip, padiflahn merha-
metine ve idare kanunlarnn güzelli¤ine istinaden her
fleyi hofl görür, kemal-i lezzet ve saadetle hayatn geçi-
rir. flte
1
p
Qn
ón
µ
r
dG n
ĝp
e n
ĝp
en
G p
Qn
ón
? r
dÉp
H n
ĝn
e'
G r
ĝn
e
srrn anla.
Dördüncü Mebhas
E¤e r de s en
: Birinci Mebhasta ispat ettin ki, kade-
rin her fleyi güzeldir, hayrdr. Ondan gelen fler de hayr-
dr, çirkinlik de güzeldir. Hâlbuki, flu dâr- dünyadaki mu-
sibetler, beliyyeler, o hükmü cerh ediyor.
Elcevap
: Ey fliddet-i flefkatten fledit bir elemi hisseden
nefsim ve arkadaflm! Vücut hayr- mahz, adem flerr-i
mahz oldu¤una, bütün mehasin ve kemalâtn vücuda rü-
cuu ve bütün maasi ve mesaip ve nekaisin esas adem ol-
du¤u delildir.
Madem adem flerr-i mahzdr; ademe müncer olan ve-
ya ademi iflmam eden hâlât dahi flerri tazammun eder.
Onun için, vücudun en parlak nuru olan hayat, ahval-i
muhtelife içinde yuvarlanp kuvvet buluyor, mütebayin
vaziyetlere girip tasaffi ediyor ve müteaddit keyfiyat alp
matlûp semerat veriyor ve müteaddit tavrlara girip
Vahib-i Hayatn nukufl-u esmasn güzelce gösterir. flte
flu hakikattendir ki, zîhayatlara âlâm ve mesaip ve
meflakkat ve beliyyat suretinde, baz hâlât arz olur ki;
SÖZLER | 767
Y
RM
A
LTINCI
S
ÖZ
hâlât:
hâller, durumlar.
hayr:
iyilik, güzellik.
hayr- mahz:
mutlak hayr, hay-
rn tâ kendisi.
hissetmek:
alglamak.
hüküm:
kaide, kural.
idare:
yönetme, yürütme.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
istinaden:
dayanarak, güvene-
rek.
iflmam:
hafif olarak hissettirme.
itikat:
inanma.
kader:
Cenab- Hakkn her fleyi
olmadan önce takdir etmesi,
plânlamas.
keder:
tasa, kayg, ac, hüzün.
kemalât:
iyilikler, mükemmellik-
ler.
kemal-i lezzet:
tam ve mükem-
mel lezzet.
kemal-i safa:
tam bir huzur ve
gönül rahatl¤.
keyfiyat:
nitelikler, özellikler.
külfet:
zahmet, sknt, zorluk.
maasi:
asilikler, isyanlar.
matlûp:
istenilen, arzu edilen
fley.
mebhas:
ksm, bölüm.
mehasin:
güzellikler, iyilikler.
merhamet:
acma, flefkat göster-
me.
mesaip:
felâketler, u¤ursuzluklar.
meflakkat:
zahmet, sknt, güç-
lük, zorluk.
musibet:
felâket, dert, sknt.
müncer:
dayanmak; sürüklenme.
müteaddit:
çeflitli.
mütebayin:
birbirine uymayan,
birbirinden ayr.
nefis:
insann kendisi, öz varlk.
nekais:
eksiklikler, noksanlklar.
nukufl-u esma:
Cenab- Hakkn
isimlerinin sanatl ve süslü görün-
tüleri, nakfllar.
nur:
ziya, flk.
rücu:
dönme, yönelme.
saadet:
mutluluk, bahtiyarlk,
mesut olma.
semerat:
meyveler, neticeler.
suret:
biçim, tarz, flekil.
fledit:
fliddetli.
fler:
kötülük, fenalk, çirkinlik.
flerr-i mahz:
tam bir kötülük, çir-
kinlik.
fliddet-i flefkat:
aflr derecedeki
flefkat.
tasaffi:
saflaflma, durulaflma.
tavr:
hâl, durum, vaziyet.
tazammun:
ihtiva etme, içinde
bulundurma.
Vahib-i Hayat:
hayat veren, ha-
yat ba¤fllayan Allah.
vaziyet:
hâl, durum.
vücut:
var olufl, varlk.
zîhayat:
hayat sahibi, canllar.
adem:
yokluk, hiçlik.
ahval-i muhtelif:
çeflitli hâl-
ler.
âlâm:
kederler, elemler, ac-
lar.
arz:
bulaflma, yaklaflma.
beliyyat:
belâlar, felâketler,
kederler.
beliyye:
felâket, musibet.
Cennetmisal:
Cennet gibi.
cerh:
bir iddiay, bir fikri çü-
rütme.
dâr- dünya:
dünya âlemi.
elem:
üzüntü, ac.
hakikat:
gerçek, esas.
1.
Kim kadere iman ederse kederden emin olur.